Eski ABD Başkanı Donald Trump'a yönelik önemli bir hukuki süreç olan "sus payı" davasında önemli bir aşama kaydedildi. Mahkeme jürisinin seçimi başladı ve şu ana kadar 12 kişilik jürinin yarısından fazlası belirlendi. Ancak tamamının seçimi için sürecin devam ettiği belirtiliyor.
Bu davanın temelinde, Trump'ın eski avukatı Michael Cohen'in öne sürdüğü iddialar yer alıyor. Cohen, 2016 başkanlık seçimleri sırasında, Trump'ın sessizlik için para ödediğini iddia ediyor. Özellikle, Trump'ın o dönemde, seçim kampanyası sırasında çıkan bazı skandalların sessizlikle örtülmesi için sessizlik anlaşmaları yaparak Cohen aracılığıyla ödemeler yaptığına dair iddialar bulunuyor.
Trump'ın ise bu iddiaları reddettiği ve suçsuz olduğunu savunduğu biliniyor. Ancak, bu iddiaların yargı sürecindeki yeri ve etkisi henüz netlik kazanmış değil.
Jüri seçimi süreci, adil bir yargı süreci için oldukça önemlidir ve bu aşamada her iki taraf da jürinin tarafsızlığını sağlayacak bireylerin seçilmesine odaklanır. Jüri seçimi tamamlandıktan sonra, davanın asıl görüşmeleri ve delil sunumları başlayacak ve sonuç olarak Trump'ın geleceği üzerinde önemli etkilere sahip olabilir.
Trump ise bu süreç boyunca sosyal medya üzerinden sesini duyurmaya devam ediyor. Son açıklamasında, kendisi hakkındaki konuşma yasağına tepki gösterdi ve bu yasağın kaldırılmasını talep etti. Bu, Trump'ın dava sürecinde kamuoyu desteği sağlama ve duruşunu güçlendirme çabası olarak görülebilir. Ancak, mahkeme süreci bağımsız bir şekilde yürütülmekte ve Trump'ın bu tür açıklamalarının yargı sürecine etkisi olup olmayacağı belirsizliğini koruyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump, New York'taki Manhattan Ceza Mahkemesi'nde, 2016 başkanlık seçimleri öncesinde ilişki yaşadığı müstehcen film oyuncusu bir kadına "sus payı" ödemekle suçlandığı davanın ikinci gününde hakim karşısına çıktı. Duruşma öncesinde Truth Social platformundan yaptığı açıklamada, hakkındaki konuşma yasağını eleştiren Trump, yargıç tarafından kendisine cevap verme izni verilmemesini ve avukatlarına karşı kaba davranılmasını eleştirdi. Trump, New York adalet sisteminin dünyanın dört bir yanından gelen eleştirilerle yerle bir edildiğini savundu ve konuşma yasağının kaldırılmasını talep etti.
Duruşmada, jüri seçimi başladı ve mahkeme heyeti ile Trump'ın savunma ekibi, adil bir jüri heyeti oluşturmak için adaylara politik görüşleri, haber alma tercihleri, sosyal medya paylaşımları ve Trump'a olan ilişkileri hakkında sorular yöneltti. Adil olamayacaklarını belirten birçok aday elenirken, farklı yaş, cinsiyet ve meslek gruplarından 7 kişi jüri üyesi olarak seçildi ve yemin etti. Yargıç Juan Merchan, jüri üyelerine duruşmalara vaktinde gelme, rüşvet kabul etmeme ve kendilerini etkilemeye yönelik her türlü girişimi mahkemeye bildirme talimatı verdi. Merchan, jüri üyelerini kendilerini etkileyebilecek haberleri okumaktan ve izlemekten kaçınmaya çağırdı ve dava hakkında kimseyle konuşmamaları konusunda uyardı.
Davanın görüldüğü Manhattan'da yaşayan sıradan vatandaşlardan oluşacak ve Trump'ın suçlu olup olmadığına karar verecek 12 kişilik jüri heyetinin kalan üyelerinin seçimi perşembe günü devam edecek.
Dava, Trump'ın ilişki yaşadığı kadına "sus payı" ödemek ve ödemeyi örtbas etmek için resmi kayıtlarda tahrifat yapmakla suçlandığı bir davaya dayanıyor. İlk duruşmada Trump'ın reddi hakim talebi reddedilmiş ve savcı, Trump'ın daha önce konulan konuşma yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle para cezasına çarptırılmasını talep etmişti. Mahkeme, konuşma yasağı ile ilgili talebin 23 Nisan'da görülecek duruşmada değerlendirileceğini belirtti.
Kamuoyunda "sus payı" davası olarak da bilinen bu dava, Trump'ın ABD tarihinde bir ceza davasında yargılanan ilk eski ABD Başkanı olması nedeniyle önem taşıyor. Trump'ın dava sonunda 4 yıla kadar hapis cezası alabileceği belirtiliyor.