Peki, bu karar ne anlama geliyor ve tüp bebek yöntemi kullanmak isteyen çiftler için hangi koşullar gerekiyor?
Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan Tüp Bebek Yöntemine Yeşil Işık
Tüp Bebek Yönteminin Şartları
Allah herkese sağlık ve afiyetle hayırlı güzel evlat versin. Sağlık vb engellerle çocuk sahibi olamayanlar tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmaya çalışıyor.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 1992 tarihli kararına göre, tüp bebek yöntemi bazı şartlar altında caiz kabul ediliyor.
Bu şartlar; döllenme için kullanılacak spermin ve yumurtanın nikâhlı eşlere ait olması, döllenmiş yumurtanın eşin rahminde gelişmesi ve bu işlemin anne-baba ile çocuğun sağlığına zarar vermemesi olarak sıralanıyor.
Caiz Olmayan Durumlar
Buna karşın, 2017 tarihli kararda belirtildiği üzere, başka bir kadının yumurtasının veya kocası dışındaki bir erkeğin sperminin kullanılmasıyla gebelik sağlanması caiz olarak kabul edilmiyor.
Bu detay, tüp bebek yöntemini tercih edecek çiftler için önemli bir ayrım noktası oluşturuyor.
Döllendirilecek yumurta ve spermin her ikisinin de nikâhlı eşlere ait olması, yani bunlardan herhangi birisinin yabancıya ait olmaması; döllenmiş olan yumurtanın, başka bir kadının rahminde değil de yumurtanın sahibi olan eşin rahminde gelişmesi; bu işlemin, gerek anne-babanın gerek doğacak çocuğun maddî, ruhi ve akli sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacağı tıbben sabit olmak şartıyla tüp bebek yöntemine başvurmakta bir sakınca yoktur.
Bu karar, özellikle çocuk sahibi olmakta zorluk çeken çiftler için umut verici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Modern tıp ve dini inançların kesiştiği bu noktada, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklamaları, pek çok çiftin karar verme sürecine ışık tutuyor.
Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar