Türkiye, jeolojik yapısı nedeniyle dünyadaki en aktif deprem bölgelerinden biri olarak kabul edilir. Ülkemizde yer alan birçok aktif fay hattı, deprem riskini sürekli kılmaktadır. Bu yazıda Türkiye'deki başlıca fay hatları ve bu fayların özelliklerine ilişkin güncel bilgileri bulacaksınız.

 1. Kuzey Anadolu Fayı (KAF): Türkiye'nin En Tehlikeli Fay Hattı

Kuzey Anadolu Fayı, yaklaşık 1500 km uzunluğunda, doğrudan İstanbul'a kadar uzanan bir fay hattıdır. Sağ yanal doğrultu atımlı olan bu fay, yılda 20-25 mm hızla hareket eder. Saros Körfezi'nden başlayarak Karlıova'ya kadar uzanan KAF, Anadolu levhasının Avrasya levhasına göre batıya hareketini sağlar. Bu fay hattı, tarih boyunca birçok büyük depreme sebep olmuştur; 1939 Erzincan ve 1999 İzmit depremleri bunların başında gelir.

 2. Doğu Anadolu Fayı (DAF): Sol Yanal Fayın Tehlikesi

C7688E80 A6D0 11Ed A812 1F12B877Cc78.Jpg

Yaklaşık 550 km uzunluğunda olan Doğu Anadolu Fayı, sol yanal doğrultu atımlı bir fay hattıdır ve yılda 6-10 mm hızla hareket eder. Karlıova’dan başlayarak Hatay’a kadar uzanan bu fay, Anadolu ve Arap levhaları arasındaki sınırı oluşturur. 2020 Elazığ depremi gibi önemli sismik olaylar bu fay üzerinde meydana gelmiştir. Türkiye'nin doğusunda yer alan bu fay hattı, bölgenin yüksek deprem riskine sahip olmasına neden olmaktadır.

 3. Ege Graben Sistemi: 

Batı Anadolu’daki Ege Graben Sistemi, normal faylar ile karakterizedir. Bu sistemin en önemli parçaları Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz grabenleridir. Kuzey-güney yönlü gerilme rejimi altında oluşan bu faylar, Batı Anadolu’da doğu-batı doğrultusunda uzanır ve bölgenin aktif deprem riskini artırır.

 4. Ecemiş Fayı: 

1591884

Orta Anadolu’da yer alan Ecemiş Fayı, yaklaşık 300 km uzunluğunda ve doğrultu atımlı bir faydır. Niğde'den başlayarak Mersin'e kadar uzanan bu fay, bölgedeki deprem potansiyeli açısından dikkate değer bir konumdadır.

 5. Tuz Gölü Fayı

Tuz Gölü’nün batısında yer alan Tuz Gölü Fayı, yaklaşık 200 km uzunluğundadır. Normal fay türündeki bu fay, Orta Anadolu’da yer alır ve büyük bir deprem üretme potansiyeline sahiptir. Türkiye'nin iç kesimlerinde yer almasına rağmen bu bölge de göz ardı edilemeyecek bir deprem riski taşır.

 6. Burdur-Fethiye Fayı: 

Yaklaşık 300 km uzunluğundaki Burdur-Fethiye Fayı, sol yanal doğrultu atımlı bir fay hattıdır. Helenik yay ile Kıbrıs yayı arasındaki geçiş zonunu oluşturur ve bölgedeki deprem tehlikesini artırır. Güneybatı Anadolu’da yer alan bu fay hattı, bölgedeki yerleşim yerlerini ciddi şekilde tehdit eder.

 7. Kuzey Ege Trough Sistemi: Karmaşık Fay Yapıları

Kuzey Ege Denizi'nde yer alan Kuzey Ege Trough Sistemi, normal ve doğrultu atımlı faylar içeren karmaşık bir fay sistemidir. Kuzey Anadolu Fayı'nın deniz altındaki devamı niteliğinde olan bu fay, Ege Denizi çevresindeki deprem potansiyelini artıran önemli bir sistemdir.

 Deprem Riski ve Alınması Gereken Önlemler Neler?

Türkiye, jeolojik yapısı gereği deprem riski yüksek bir ülke. Kuzey, doğu ve batı kesimleri başta olmak üzere birçok bölge, aktif fay hatları üzerinde yer alıyor. Bu nedenle, Türkiye’nin deprem gerçeğini göz önünde bulundurarak alınması gereken bazı önlemler hayati önem taşır:

1. Depreme Dayanıklı Yapılaşma: 

Özellikle fay hatları üzerinde yer alan yerleşim bölgelerinde, depreme dayanıklı binalar inşa etmek en önemli önlemdir. Bina inşaatlarında kullanılan malzemelerin kalitesine dikkat edilmeli ve inşaat süreci sürekli denetlenmelidir.

2. Deprem Eğitimleri ve Bilinçlendirme: 

Halkın, deprem anında nasıl davranması gerektiği konusunda bilinçlendirilmesi büyük bir öneme sahiptir. Okullarda, iş yerlerinde ve toplu yaşam alanlarında düzenli deprem tatbikatları yapılmalıdır.

3. Erken Uyarı Sistemleri: 

Deprem erken uyarı sistemleri, büyük depremler öncesinde insanlara uyarı göndererek can kaybını önleyebilir. Bu sistemlerin Türkiye genelinde yaygınlaştırılması ve teknolojiye uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

4. Afet Yönetimi ve Planlama: 

Deprem sonrası kurtarma çalışmalarının hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi için kapsamlı afet yönetim planlarının oluşturulması şarttır. Afet yönetiminde kullanılan ekipmanlar ve eğitimli personel sayısı artırılmalıdır.

5. Kentsel Dönüşüm Projeleri: 

Türkiye’nin deprem riski yüksek bölgelerinde bulunan eski binaların kentsel dönüşüm projeleri kapsamında yenilenmesi, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesini sağlar.Türkiye’de yer alan başlıca fay hatları ve deprem riskleri göz önünde bulundurulduğunda, bireysel ve toplumsal olarak alınması gereken önlemlerin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Jeolojik yapısı nedeniyle sürekli olarak depremlerle yüzleşen ülkemizin, bu gerçeği kabul edip, depreme karşı daha hazırlıklı olması gerektiği bir gerçek.

Kaynak: HABER MERKEZİ