Sarılık Nedir ve Neden Yeni Doğan Bebeklerde Sık Görülür?
Yeni doğan bir bebeğin doğduktan sonraki ilk günlerinde teninde ve göz aklarında sarı bir renk belirdiyse, bu durum genellikle “yenidoğan sarılığı” olarak adlandırılır. Tıpta “neonatal sarılık” diye geçen bu durum, her iki bebekten birinde görülebilir. Özellikle erken doğan bebeklerde bu oran daha da yüksektir.
Sarılık, vücutta bilirubin adı verilen sarı renkli bir maddenin birikmesiyle oluşur. Bu madde normalde karaciğer tarafından işlenip dışkı yoluyla atılır. Ancak bebeklerin karaciğeri ilk günlerde yeterince gelişmediğinden bu işlem yavaşlar ve bilirubin seviyesi yükselir. Bu da ciltte ve gözlerde sarı bir görünüm yaratır.
Hangi Bebekler Daha Fazla Risk Altında Olur?
Bazı bebeklerde sarılık daha sık ya da daha şiddetli görülebilir. Özellikle aşağıdaki gruplar risk altındadır:
- Prematüre (erken doğan) bebekler
- Emme problemi yaşayanlar
- Kan uyuşmazlığı olan anne-bebek çiftleri
- Daha önce sarılık yaşamış kardeşi olan bebekler
- Doğumda morarma, zedelenme yaşayan bebekler
Bu tür durumlarda sarılık daha erken başlar ve daha dikkatli izlenmesi gerekir.
Sarılık Belirtileri Nasıl Fark Edilir?
Bebeklerde sarılık genellikle doğumdan sonraki ikinci veya üçüncü günde başlar. İlk olarak yüzde görülür, ardından gövdeye ve bacaklara doğru yayılır. Aşağıdaki belirtiler sarılığın habercisi olabilir:
- Ciltte ve göz aklarında sarımsı renk
- Bebekte aşırı uyku hali
- Emmede isteksizlik
- Aşırı huzursuzluk
- İdrar ve dışkı renginde farklılık
Bu belirtiler fark edildiğinde mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Sarılığı Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Her bebekte sarılık görülebilir, ancak bazı önlemlerle bu durumun şiddeti azaltılabilir ya da tamamen önlenebilir:
1. Doğumdan hemen sonra emzirme başlatılmalı
Bebeklerin doğumdan sonraki ilk saatlerde emzirilmeye başlanması çok önemlidir. Anne sütü, bebeğin bağırsaklarının çalışmasına yardımcı olur. Bu da bilirubinin vücuttan atılmasını hızlandırır.
2. Sık sık emzirmek gerekir
İlk günlerde bebek günde en az 8-12 kez emzirilmelidir. Bu sayede vücut daha fazla sıvı alır ve bilirubin bağırsaklardan atılır. “Anne sütü sarılığı” olarak bilinen hafif bir form ise genellikle tedavi gerektirmez.
3. Güneş ışığından faydalanmak önemli
Hekim önerisi doğrultusunda, bebeğin hafifçe sabah güneşi alan bir odada giydirilmeden 10-15 dakika tutulması faydalı olabilir. Ancak bu işlem aşırıya kaçmamalı, doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır. Güneş ışığı, bilirubini parçalayarak vücutta birikmesini engeller.
4. Anne ve bebek arasında kan uyuşmazlığı varsa dikkat edilmeli
Kan uyuşmazlığı riski taşıyan gebeliklerde doğumdan hemen sonra bebekte sarılık ihtimali yüksektir. Bu yüzden doğum öncesi takiplerde kan grubu ve Rh uygunsuzluğu gibi durumlar belirlenip önlem alınmalıdır.
5. Doktor kontrolleri aksatılmamalı
Doğumdan sonraki ilk hafta çok önemlidir. Bebek, ilk 48 saat içinde sarılık yönünden değerlendirilmelidir. Taburcu olduktan sonra ilk 2-3 gün içinde tekrar bir sağlık kontrolüne götürülmesi tavsiye edilir.
Tedavi Gerektiren Sarılıklar Nasıl Ele Alınır?
Hafif düzeydeki sarılıklar genellikle kendi kendine geçer. Ancak bilirubin seviyesi çok yükselirse beyin üzerinde hasar yapabilir. Bu durumda “fototerapi” adı verilen özel ışıkla tedavi uygulanır. Bebek, kuvöz benzeri bir cihazın içinde mavi ışık altında birkaç saat ila birkaç gün kalabilir. Nadir durumlarda kan değişimi yapılması gerekebilir.
Sarılık Uzun Sürerse Ne Yapılmalı?
Bazı bebeklerde sarılık 2 haftadan uzun sürebilir. Bu duruma “uzamış sarılık” denir. Genellikle anne sütüne bağlı olsa da, nadiren karaciğer hastalıkları, safra yolları tıkanıklığı gibi durumlar da neden olabilir. Bu nedenle böyle bir durumda çocuk doktoru tarafından ayrıntılı bir değerlendirme gerekir.
Bilinçli Aile, Sağlıklı Bebek
Yeni doğan sarılığı korkulacak bir durum değildir, ancak ihmal edilmemelidir. Ailelerin bilinçli olması, sık emzirme, düzenli kontroller ve doktor tavsiyelerine uyulması bu süreci kolaylaştırır. Sarılık fark edildiğinde panik yapılmamalı, zamanında müdahale edilmelidir. Bu şekilde hem bebek sağlığı korunur hem de olası risklerin önüne geçilir.