Çiftlik Köyü, İnegöl'ün batısında ve Uludağ'ın, doğu yamacında yer almıştır. İnegöl şehir merkezine uzaklığı, 20 kilometredir. Yakın çevresinde Kıran, Esenköy, Kayapınar köyleri bulunur. Meşhur menba sularından Sultan Suyu'nun kaynağı da bu yörededir.

1990 yılı genel nüfus sayımına göre; köyün toplam nüfusu, , 305 kişidir. 2000 yılı genel nüfus sayımına göre ise 156'sı kadın ve 137'si erkek olmak üzere toplam köy nüfusu, , 293 kişiye düşmüştür. Arazisi, çok engebelidir. Baltalık niteliği taşıyan ormanlar ile kaplıdır.

Tarım ve ziraata açılmış topraklar var ise de çok fazla değildir.Halk, geçimini kısmen hayvancılık ve kısmen de bahçecilik yaparak sağlamaktadır. En önemli geçim kaynağı, ormandır.

Bu yöre, tarihi açıdan büyük değer taşır. Bizans'ın, yöreye hakim olduğu dönemde İnegöl Rum tekfurları/Rum beyleri, yaz mevsimlerini buradaki Kızıl Saray'da geçirmişlerdir. Bazı tarihi kaynaklarda bu saray, Kızlar Sarayı olarak da anılmaktadır.

Kızıl Saray veya Kızlar Sarayı ile İnegöl merkezindeki Nikola sarayı arasında güçlü bir iletişim bağlantısı kurulmuştur.

İnegöl eski hükümet binasının yerinde inşa edilmiş olan İnegöl Tekfur Sarayı ile burada bulunan Kızıl Saray arasındaki irtibat, habercilerin dışında; doğan, atmaca, şahin, güvercin gibi istihbarat hizmeti gören kuşlar ve bunların yanı sıra ışıldak, bayrak ve de yakılan ateş dumanı kullanılarak sağlanmıştır.

Nikola'nın, İnegöl'deki kışlık sarayı -büyük ihtimalle- bugünkü Belediye binasının yeridir.

Tekfur Nikola'nın kışlık sarayı ile yazlık sarayını, yekdiğerine bağlayan yollar ve bu yollar üzerinde kontrol noktası olarak kullanılan köprüler, vardır ki Osmanlıların, yöreye hakim olduğu devirlerde bu köprülere, Hundkar Köprüsü adı verilmiştir. Halk dilinde ise bu köprülere, Honta Köprüsü denmiştir. Hüdavendigar Livası Tahrir Def terleri adlı kaynak eserde bu yöreye, Lipetoma ismi verilmiştir.

Ece Mirçe ve Murad Bey, timar sahibi olarak gösterilmiştir. İlyas oğlu Mehmet Bey de bu dirliğe ortak olmuştur ki muhtemelen bu zat, Turgut Alp'in torunudur.

Yörede gelir kaynağı olarak değerlendirilen Paşa Çayırı, Mesariye, Ağa Pınarı, Yılan Pınarı, Mezraa-i Şahinci, Kirazlı ve Gölcük, Sazlık gibi yerler, dikkati çekmektedir.361876-1877 Türk- Rus Savaşı'ndan sonra bu yöreye Kafkas kökenli göçmenler, yerleştirilmiş ve köyün adı da Merzukıye/Mesariye olmuştur.

Şu kadar var ki, daha sonraki yıllarda tarihi nitelik taşıyan bu isim değiştirilmiş, önce Çiftlik adını, günümüzde de Mesariye olmuştur. Mesire yeri olması ve de Kızıl Saray harabelerinin arkeolojik değerlendirilmesinin yapılması açısından yöreye ilgi gösterilmesi gerekmektedir.