Recep Akakuş yazdı

1697 yılında vukû bulan ve tarihlere ”zanta fâciası” olarak geçen muharebede Osmanlı ordusunda iki Cafer Paşa bulunmuştur. Bunlardan biri, Büyük Cafer Paşa’dır ki Macaristan coğrafyasında yer alan Banat Eyalet valisi’dir .

Diğeri ise Küçük Cafer Paşa’dır ki o da Rumeli beylerbeyi olarak Seğedin kalesi’nin muhasarası sırasında Avusturya ordusuna esir düşmüştür. Başta Sadrazam ve serdâr Elmas Mehmed Paşa’nın yanı sıra Anadolu beylerbeyi Mısırlızâde İbrahim Paşa ile Banat eyalet valisi Büyük Cafer Paşa ve 15 kadar Sancakbeyi şehit olmuştur.

“Zanta fâciası”ndan sonra 1699 yılında Avusturya ile Osmanlılar arasında Karlofça Antlaşması imzalamış ve karşılıklı olarak esir takası yapılmıştır. Yapılan esir takasından sonra Küçük Cafer Paşa’nın, Anadolu beylerbeyi olarak görev görevlendirildiğine ve İnegöl ile yakînen ilgilendiğine şahit olmaktayız.

Hatırlanacağı üzere fetih sonrasında İnegöl’de ilk imar faaliyetini Yıldırım Beyazıt başlatmıştır. İkinci imar faaliyetini İshak Paşa, cami merkezli bir külliye inşâ ederek gerçekleştirmiştir.Üçüncü imar faaliyeti ise İshak Paşa kethüdâsı Sinan Bey tarafından cami merkezli bir okul ve bir hamam yaptırılarak merkezî yerleşim alanını kendi adına bir mahalle haline getirmek suretiyle gerçekleştirilmiştir.

Sinan Bey vasıtasıyla İnegöl kasaba merkezi imar edilirken mâlî yönden ticaret bölgesi ve İshak Paşa âzâdlılarının ticaret alanı olarak kullandıkları yöre de vergi toplama açısından müstakil bir ünite olarak değerlendirilerek İnegöl, 1510 yılı tahrîrinde mâlî yönden dört mahalle olarak değerlendirilmiştir.

1719 yılında vukû bulan deprem yaralarının sarılması amacına yönelik olarak Küçük Cafer Paşa tarafından 1727 yılında İnegöl’de dördüncü bir imar faaliyeti daha başlatılmıştır. Söz konusu imar faaliyetleri sırasında Yenice Mahallesi ile Cami-i Kebîr Mahallesi arasında yer alan ve mâlî yönden müstakil bir ünite sayılan ticaret merkezinin orta yerine ticaret kervanlarının kolayca konup göçebileceği “Beylik Hanı” inşâ ettirilmiştir.

Günümüzde tadilâta uğramış olmakla birlikte İnegöl – Beylik Hanı, daha sonraki yıllarda “Cafer Paşa Hanı” adıyla şöhret bulmuştur. Böylece İnegöl’ün fethinden bu yana tarihî İpek Yolu’nun Bursa ayağı üzerinde hareket eden ticaret kervanlarının konup göçtüğü “Nakkarezen Çiftliği” misyonunu tamamlamıştır.

Ticaret kervanları, 1727 yılından itibaren İnegöl kasaba merkezinde hizmete açılan “Beylik Hanı”na inmeye başlamıştır. Kurşunlu’dan başlayarak Kulaca, Kozulca ve Akhisar köylerinden geçen bu yol, “ulu yol” adını almış ; “sırt yol” tabir edilen ve de üzerlerinde “honta köprüleri” bulunan “ara yol” lar ile İnegöl’e bağlanmıştır.

İnegöl’ün fethinden bu yana ticaret kervanlarının konup-göçtüğü ve bir çeşit panayır yeri olarak kullanılmış olan “Nakkarezen Çiftliği” de Sinan Bey tarafından imar edilen ve yeni baştan inşâ edilerek bir mescid, bir hamam ve bir okul ile ihyâ edilmiş olan merkezî yerleşim alanı, “Sinan Bey Mahallesi” adını almıştır. “Nakkarezen Çiftliği“ de bu mahallenin mezarlık yeri olmuştur.Daha sonraki yıllarda bu mezarlık,“Kaşıkçı-mezarlığı” olarak anılacaktır .