ALLAH
SOFRAMIZA MİSAFİR OLUR MU?





Ramazan
ayında sofralarımıza , davette bulunmak çok sevaptır. Peygamber efendimizin en
büyük sünnetlerinden birisidir bu davranış. Soframızda bir yetim, bir öksüz,
bir yaşlı, bir anne baba, bir komşu, bir düşmüş, bir borçlu,bir gönlü
yaralı,bir dertli, bir ağzı dualı, bir kimsesiz olmalı mutlaka?



Nihat Hatipoğlu hoca?nın dilinden bir hikaye paylaşalım bu konuyla ilgili..
Denilir ki Hz. Musanın kavmi Hz. Musaya derki: Yüce Allahı soframıza
davet et. Ona yemek ikram etmek istiyoruz.

Hz. Musa
(a.s.) kavmine kızar. Der ki; Bilmiyor musunuz, Yüce Rabbimiz insanlara
ait böyle eksikliklerden pak ve uzaktır? Allah yemez, içmez, uyumaz.
Ancak kavmi ısrar eder. Daha sonra Yüce Rabbimiz Hz. Musaya buyurur ki;
Kavmin hazırlık yapsın. Cuma günü ben onların davetine karşılık
vereceğim. Hz. Musa kavmine döndüğünde müjdeyi verir.



Çeşit çeşit yemekler hazırlanır. Yüce Rabbimizi beklemeye başlarlar. Ancak
gelen giden yok. Neden sonra akşam üstü, gariban ve muhtaç olduğu belli olan
bir fakir gelir ve Bu fakire bir lokma der. Halk ve Hz. Musa derler
ki; Biz, Yüce bir misafir bekliyoruz. Sonra seni doyururuz.
Beklerler. Gelen giden yok. Kavmi Hz. Musayı kınarlar. Fakir de, bir şey
yiyemeden yoluna devam edip gider.

Hz. Musa der
ki; Ya Rabbi, ben mahcup oldum. Sizin lütfunuz o sofraya tecelli
etmedi. Yüce Rabbimiz buyurdu; Musa ben geldim. Ama siz beni
doyurmadan gönderdiniz. Hz. Musa hayret içinde; Ya Rabbi nasıl
olur? deyince Rabbimiz buyurdu; O fakir geldi ya İşte ben o
fakirin yanında idim. Onu doyurmuş olsaydınız bana ikram etmiş olurdunuz.







RAMAZAN?DA
DİŞ KİRASI VERDİNİZ Mİ HİÇ?



Eskiden iftarda ağırlanan misafirlere hediye verilirdi. Bu gelenek haline gelmişti. Adına da diş kirası denirdi.



Rahmet, bereket ve paylaşım ayı olan ramazanda, iftar sofrasında misafir ve yoksul
ağırlamak en büyük sünnetlerden birisidir.

Diş kirası
da Osmanlı hatırası güzel bir Ramazan geleneğidir. Büyük veya küçük fark etmez, iftarda
ağırladığınız misafirinize o özel iftarın hatırası olarak hediye verme?
uygulamasıdır Diş kirası?

Neden diş
kirası? Çünkü o insan iftar sofrana misafir olarak o kadar büyük bereket ve
sevap kazandırmıştır ki sana ,sen de bir teşekkür ifadesi olarak hediye
verirsin ona.

İftar sofralarından bahsetmişken, iftar sofralarımızın vazgeçilmezi hurma, zeytin, su ve tuzdur.

Biz ramazana
ve oruca verdiğimiz değerden dolayı iftar ve sahur sofralarına da çok değer
veririz. Ancak sofralarımız Efendimizin sünnetine ve sofrasına uygun olmalı.

Oruç güzeldir. Orucun sofrası da güzel olmalı. Orucu açarken de güzel
açmalıyız. Bu anlamda hurma, su, zeytin ve tuz en doğru tercihtir. Çünkü
Efendimiz bu gıdalarla orucunu açmıştır.







ORUCA ZAMANINDA MI
BAŞLADIK ACABA?

Gazetelerden okumuştum.
İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran ve beraberindeki müftü heyeti, mübarek
Ramazan ayı başlamadan önce, Ramazanın başlangıcı sayılan Ayın hilal halini
görebilmek için kentin en yüksek noktası Kartalın Aydos tepesine (537 m)
çıktı. Bu davranış Efendimizin unutulan sünnetlerinden birisidir.

Peygamber Efendimiz
(s.a.s) ?Hilali,yeni ayı gördüğünüz zaman oruca başlayın ve tekrar Hilali, yeni ayı gördüğünüz zaman orucunuza
son verip bayram yapın.? Buyurmuştur.

Bu hadis-i şerifinden
hareketle Türkiyede de hilalin görülüp görülmediği her Ramazan öncesi ve
sonunda, bizzat çıplak gözle izlenmeli. Teknolojik imkanlar hangi seviyeye
gelirse gelsin, Efendimizin bu sünneti yaşatılmalı. İnegöl?de hilali gözledik
mi mesela?

Ramazan hilalinin
görülmesine İslamî literatürde rüyet-i hilal adı veriliyor.

Peygamberimiz döneminde
bugünkü gibi astronomik aletler yoktu. Ayın, Güneşin hareketleri önceden
tespit edilemiyordu. O gün yapılacak iş çıplak gözle görmekti. Bugünkü
hesaplamalarla çok hassas bir şekilde zamanı bilebiliyoruz. Fakat ne olursa
olsun, gözlemlerimizle biz Peygamber Efendimizin sünnetini yaşatmalıyız.

İFTARDA ACİLE KOŞANLAR

İnegölde Ramazan ayının
ilk iftarında yaklaşık 300 kişi rahatsızlanarak, İnegöl Devlet Hastanesi Acil
servisine başvurmuş. Sebep: aşırı yemek sonucu hazımsızlık ?

İftar sofrasına adeta saldırıyoruz. Hızlı hızlı
yiyoruz. Dikkat etmiyoruz. Sonuç: kusma, mide ağrısı, baş ağrısı, halsizlik,
tansiyon ve kalp problemleri?

İnsanlarımız acil serviste uzun kuyruklar
oluştururmuş. Acil servisteki görevliler, Vatandaşlara sıra vermekte zorlanmış. Bu iftar savaşına bir son vermeliyiz. Acele etmeden,
sünnete uygun açmalıyız orucumuzu.

Oruçlu geçen 16 saatin ardından, bir anda mideye
yüklenmemeliyiz.İftarda bir anda yemeğe saldırmak, kişinin kan dolaşımı ve
tansiyonun da dengesizlik oluşturuyor.

İftarda fazla yemek en çok da kalp rahatsızlığını
tetikliyor. Bu nedenle iftarda çok hafif ve ağır ağır gıda tüketimi yapılmalı.

Oruç ibadetinin sindirim sistemini de
dinlendirdiğini unutmayalım.iftar ve sahurda dengesiz ve çok yemek yemek oruçla dinlenmiş olan mide sistemini çok daha
fazla yoruyor.

İftar ve sahurda yanlış beslenmede en çok yapılan
hatalar şunlar: çok yemek, çabuk yemek, çok çeşitli yemek, yemek sırasında çok
su içmek, sahura kalkmamak ya da sahurda fazla yemek ve iftarda aç karnına
sigara içmek.