Bu başlık altındaki yazımıza geçen haftadan devam ediyoruz.
Malazgirt savaşından sonra Anadolu'nun kapısının Türklere açıldığı herkesçe bilinen bir olaydır. Ancak bu açılma sonrası Türkler Anadolu'ya birden yığılma yapmamışlar bir süreç içinde akınlar olmuştur. İlerleyen dönemlerde Moğol saldırıları bu yığılmayı artırmıştır. Moğol zulmünden kaçan Müslüman Türkler, Anadolu'ya göç etmişlerdir. O dönemin şüphesiz en tartışmalı isimlerinden biri Celaleddin Harzemşah'tir. Moğollara karşı amansız mücadelesiyle tanınan Harzemşah, Horasan'dan Anadolu'ya geldiğinde yaşanan katliamlardan ötürü savaşacak asker bulamamıştır. Türklerin Anadolu'ya gelişleri de buradaki ilk 200 yılları da ne kadar sıkıntılı, bu tarz durumlardan anlayabiliriz.

Anadolu'ya göç yolunun İran üstünden olması Türklerin İslam anlayışının şekillenmesinde ciddi rol sahibidir. Hatta İran medeniyetinin etkisi o kadar büyüktür ki Araplara da kısmen nüfuz etmiştir. Bunun nedeni yazılı kültürün sözlü kültüre etkisidir. Sözlü kültür konusunda zirve yapmış olan Araplar, yazılı kültürle karşılaşınca ister istemez o kültürden kodlar edinmişlerdir. Türkler ise İslamiyet'i yeni kabullendiklerinden dini bilgilerini bu kodlar üstünden edinmişlerdir. Bugün hayatımızın merkezinde olan dini kavramlarımız yüksek oranda farsçadır.. Türkçemizde Namaz, oruç, Peygamber gibi pek çok farsça terim vardır. Bu durum İslam mimarisini etkilemiştir. Kubbe, minare, türbe gibi yapılar daha çok fars kültüründen geçmiştir. Cami süsleme, çini, ebru, tezhip, minyatür gibi İslam sanatının İran kökenli olduğunu da yazmış olalım.

"Araplaşma" endişesi taşıyanların ıskaladığı bir durum da Türklerin İslam anlayışıdır. Daha çok tasavvuf merkezli Türk İslam anlayışının Araplıkla ilgisi olmadığı gibi daha çok Vahhabilik odaklı Arap İslam'ı anlayışında düşman unsur olarak nitelenmiştir.Türklerin kılıç zoruyla Müslüman olduğu görüşü de kendi içinde çelişkili ve komiktir. Kılıç zoruyla din değiştirecek kadar bir toplumu aciz gösterme heveslisi, sözde aydınların laflarını, İslam düşmanlığı için taşıyanlar, bu zırvaları ettikten sonra Türk milliyetçiliğinden dem vurmaya yüzleri var mıdır, bilinmez ! Türklerin İslamlaşma sürecinde önemli rol oynayan Tuğrul ve Çağrı Beylerin, Müslüman olmadan önce Yahudi olduklarını bilirler mi ? Hatta Karaman ve Candarogulları beyliğinin bayraklarında altı köşeli yıldızın (Esasen bu yıldızın Siyonizmle alakası olmayıp Hz.Davud'a (as) ait mührü sembolize eder.) bu nedenle bulunduğu da bilinmelidir.

"Din diye Arap kültürü nü pompalıyorlar" "Türkleri Araplaştırıyorlar" gibi söylemler tarihin derinliğine gömülmüş olguları çıkarma heveslisi söylemlerdir. Gerçekliği olan söylemler değildir. Allah yerine Tengri demek ya da "Nasılsa o da tektanrıcı" diye Gök Tengriciligi de makbul hale getirmeye çalışmak yersizdir. Tevhid tarihi boyunca Allah'a ve Peygamberlik makamına iman ettiği halde peygamberin konumunu, zürriyetini kabul etmeyenler tevhid şirk mücadelesinin ana omurgasını oluşturmuştur. Unutulmamalı: "Allah katında tek din İslam'dır".

Selam sevgi ve muhabbetle...