GençGazete o gün şu manşetle çıkar: Camimize yardım edelim

Bu başlıkla camilere yardım toplama niyetimiz filan yoktur. Niyetimiz camilerden sorumlu olan müftülükle ilgili iddialara dikkat çekmektir.

En çok konuşulan iddia şudur: vatandaştan toplanan paralarla imam ve müezzinlerin oturması için yaptırılan lojmanlarda, müftülük çalışanları oturmaktadır.

Bu iddia üzerine müftülüğe şu soruları sormuşuz:

1- Kaç müftülük çalışanı cami lojmanlarında oturmaktadır?

2- Kendi camisinin lojmanında oturamayan kaç imam ve müezzin bulunmaktadır?

3- Kaloriferli olan lojmanların yakıt parası kimden çıkıyor? Elektrik ve su parasını kimler ödüyor?

4- Müftülük çalışanları yemeklerini kurslarda yiyor mu?

5- Vatandaşın parasıyla uygulanan ve vatandaşın tasvip etmediği merkezi ezan sisteminden vazgeçilecek mi?

6- Her Cuma vatandaştan toplanan paralar nerelere gitmektedir?

10 yıl öncesinde imam ve müezzin atamaları ile ilgili de ciddi sıkıntılar gündemde idi.

Genelde Diyanet, ilçemizde müftülük bizim göz bebeğimiz olan kurumlar. Bir öğretmenlik bir de imamlık sosyal hayatımız açısından çok önemli yere sahipler.

Geldiğimiz noktada bu tür iddiaları konuşmak gereksiz görünüyor.

Ancak; Milli Eğitimin ulaştığı atama ve görevlendirme sistemine, hala Diyanet teşkilatının ulaştığını söylemek mümkün gözükmüyor.

İLÇE SAĞLIK KURULU NE İŞ YAPAR?

İnegöl?de o yıllarda artmaya başlayan fastfood dükkanlarının mikrop saçtığına dair aldığımız şikayetler üzerine gazetemiz şu başlığı atar: İlçe Sağlık Kurulu ne iş yapar?

Yıkanmadan yenilen gıdaların açık yerlerde satılmaması gerekiyor. Et ve tavuk döner gibi? Ancak bu tarz gıda satan dükkanlar, insan sağlığını hiçe sayarak açıkta satış yapmaktadır.

Aynı zamanda bu kararı toplum adına denetlemesi gereken İlçe Sağlık Kurulu ve Zabıtanın hiçbir şey yapmaması şikayetleri arttırmaktadır.

Yoldan geçen arabaların kaldırdığı, rüzgarın getirdiği toz toprak ve mikrop, açıkta satılan gıdalara sinmekte. Halk da bunları alıp yemektedir.

Açıkta olmaması, camekan içinde satılması gereken gıdalar bu şekilde satılarak halkın sağlığını tehdit etmektedir.

Yine aynı iş yerleri kaldırımda satış yaptıkları için kaldırım işgali ile de yaya trafiğini olumsuz etkilemektedir.

Daha önce açıkta süt satışına dikkat çeken GençGazete, halkın sağlığını hiçe sayan bu tür gıda satışlarının denetlenmesi gerektiğini hatırlatarak sorar: ?Gıda terörüne kim dur diyecek??

Günümüzde Belediye ve ilçe sağlık kurulunun sık sık denetimde olduğunu görüyoruz. O günlere nazaran kaldırım işgali de kalkmış gözüküyor. Ancak bu yeterli bulunmamalı. Bu tip konular boş vermeye gelmiyor?

Diğer bir konu: o günlerde İnegöl içinde at arabaları dolaşmakta, mobilya sanayinde atlı taşıma dikkat çekmekte, şehir merkezinde hayvan ahırları bulunmaktadır. Ahırların kokusu ve yaydığı haşarat şikayet konusudur. Ahırların taşınması gündemdedir. Zabıta kaçak ahır peşindedir.

Artık şehir merkezindeki at arabaları ve ahırlar tarih oldu. Nerden nereye?

ALTINNESİL VE SATRANÇ

O günlerde satranç deyince akla Altınnesil Okulları gelirdi. İlçe genelinde düzenlenen satranç turnuvasında derecelerin çoğunu Altınnesil okulları alırdı.

2002-2003 öğretim yılı okullar arası satranç yarışması düzenlenmiş ve Altınnesil Okulu öğrencileri takım halinde birinci olmuştur. Bu başarıda o zamanın Beden Eğitimi öğretmeni, şimdiki saadet Partisi ilçe başkanı Ertan Sütçü?nün ve satranç öğretmeni, yönetim kurulu üyemiz Ayhan Bayraktar Hoca?nın katkısı dikkat çekmektedir.

Sonrasında Altınnesil Okulları bünyesinde İnegöl?ün ilk satranç kulübü kurulacak ve Türkiye Satranç şampiyonası İnegöl?de düzenlenecektir.

Geldiğimiz noktada satranç seçmeli ders olsa da, Milli Eğitim?de satranç heyecanının devam ettiğini söylemek mümkün gözükmüyor. O eski satranç turnuvaları pek yapılmıyor artık. En son Kafkasspor?un satranç branşına el attığını biliyoruz.

Umarım satranç gibi önemli bir spor ve zeka oyunu tekrar ilçemizin gündeminde önem kazanır.