Hamd
alemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed
(sav)’in, O’nun Ashabının, yolunda gidenlerin ve Ölümü bir uyanış, sevgiliye
kavuşma olarak görenlerin üzerine olsun.
Ayeti
Kerimeleri ve Hadisi şerifleri bir tefekkür edelim. Bu ayetler ve hadisi
şerifler sadece sahabe için, imamı azam için, imam malikler için inmedi.
Yirminci yüzyılda yaşayan biz insanlar içinde indi. Ayeti kerimeleri ve hadisi
şerifleri okurken bizler için, bizlerin uygulaması için olduğunu düşünerek ve
amel etme niyeti ile okursak faydalı olacak inşaALLAH.
Kur’an-ı
Kerim’de RABBimiz şöyle buyuruyor. ‘’ Binlerce kişilik kalabalık olarak ölüm
korkusu ile yurtlarından kaçan kimseleri görmedin mi? Allah onlara önce `ölün
dedi, arkasından kendilerini yeniden diriltti. Hiç kuşkusuz Allah
insanlara karşı kerem sahibidir, ama insanlar çoğunlukla şükretmezler. ‘’ (1)
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor. “Obur
kimselerin sofralarına üşüşmelerine benzer bir halde, diğer milletlerin sizin
üzerinize üşüşmelerine az kaldı.” Dinleyenlerden biri; “Ey Allah’ın Resulü Biz o gün az
olduğumuzdan mı bu duruma düşeceğiz?” diye
sorar. Peygamber efendimiz: “Aksine sizin o zaman sayılarınız çok
olacak fakat selin üzerindeki çör-çöp gibi değeriniz olmayacaktır. Allah
onların sizden duyduğu korkuyu kalplerinden çekip alacak, sizin kalbinize de
“vehen” verecektir “ buyururlar.
Dinleyenlerden biri: “Vehen”nedir?” diye sorunca Peygamber efendimiz: “Dünya
sevgisi ve ölüm korkusudur.” Buyururlar.(2)
Elmalılı
merhum bu ayeti tefsir ederken şöyle diyor. ‘’ Görmedin mi? Haberin yok mu? Ne
acayip, baksana şunlara ki, binlerce kişi oldukları halde ölümden kaçınmak için
yurtlarından çıktılar. Allah da onlara ölün dedi sonra bunlara
yeniden hayat verdi. Öldükten sora dirilmeye erdiler. Ölmeyelim diye kaçtıkları
zaman korktukları başlarına geldi, öldüler fakat ölüm içine düşüp âdete göre
öldük dedikleri bir anda akla ve hayale gelmez bir şekilde tekrar
hayat buldular. Demek ki Allahın hükmünden kaçılmaz ve hiç bir zaman Allahtan
ümit de kesilmez. Rivayet olunmuş ki vaktiyle Irakta Vasıt tarafında
(Dâverdân) denilen bir kasaba varmış. Orada veba hastalığı ortaya çıkmış, halk
bundan kaçmak için memleketlerinden çıkmışlar fakat hep telef olmuşlar, sonra
Allah yine hayat vermiş. Bir de İsrail oğullarından, kendilerine cihad emredilmiş olan bir kavim
savaştan korkup vatanlarından çıkmışlar, kaçmışlar. Fakat yine ölmüşler,
perişan olmuşlar. Nihayet Allah, onlara tekrar hayat vermiş, Allah yolunda
savaşmalarını emretmiş. Bir gün Hz. Ömer namaz kılarken geride iki yahudi
varmış. Hz. Ömer rükûa varırken hava yapar, yani rükûda kollarını bögürlerine
kısmayıp serbest ve aralıklı tutarak dizlerine kor ve karnını çekkin tutar ve
bu şekilde rükûda mertçe ve güçlü bir vaziyet alırmış. Bunu gören yahudilerin
biri, diğerine Bu o mu? der. Hz. Ömer, namazı bitirince birisinin
Bu o mu? dediğini söylemiş. Yahudiler: Biz kitabımızda
Allahın izniyle ölüleri dirilten Hazkilin verdiğini verecek demirden bir
boynuz (karn) buluyoruz demişler. Ömerin: Biz kitabımızda Hazkil ve
İsadan başka Allahın izniyle ölüleri dirilten bulmuyoruz. demesi
üzerine, Biz, Allahın kitabında sana nakletmediği peygamberler buluyoruz
demişler. Ömer de evet der. Bunun üzerine Yahudiler, ölüleri
diriltmeye gelince, Sana şunu söyleyeceğiz ki İsrail oğullarında veba
meydana gelmişti. Bunlardan bir kavim çıktılar, bir mil gider gitmez Allah,
bunları öldürdü. Bunlara bir duvar çevirdiler. Kemikleri çürüdüğünde Cenab-ı
Allah, Hazkili gönderdi, üzerlerinde bir müddet durdu, Allah da bunları bu
yüzden ölümden sonra tekrar hayata kavuşturdu. dediler diye de rivayet
edilmiştir.
Devam Edecek inşaALLAH
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) Bakara Süresi 243. Ayet
(2) Buhari,
İbni Mace, Ebu Davud