Hamd
alemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed
(sav)’in, O’nun Ashabının, yolunda gidenlerin ve hatalar işleyip RABBinden canı
gönülden TEVBE edenlerin üzerine olsun.
İşte
bu durumda hemen kendine gelir gelmez tevbe eden, günahtan vazgeçen, yönünü,
kıblesini değiştiren, ve bir daha bu duruma düşmeme konusunda kesin kararlı
olan müminleri affedeceğini bildiriyor Rabbimiz.
Ama dikkat ediyorsanız âyet-i kerîmede min
gariyb ifadesi kullanılmaktadır. Yâni işlenen günahın hemen
arkasından tevbe edilmelidir. Meselâ adam günahı işler işler de artık o
kötülüğü işleyemeyecek bir çağa geldikten sonraya tevbesini geciktirmemelidir.
Öyle yaşlanmış ki artık o amelleri işleme imkânı kalmamıştır. Ne zina
edebilecek, ne içki içebilecek, ne de başka günahları işleyebilecek dermanının
kalmadığı bir çağa gelince tevbe etmeye kalkıyor adam. Eh zaten istesen de
yapamayacaksın onları. Kimi kandırıyorsun da? Öyleyse tevbelerimizi
geciktirmemeliyiz, Rabbimizle aramızı açmamalıyız ve her an Rabbimizle diyalog
halinde olmalıyız.
Evet, Sizden her kim ki bir bilgisizlik, bir cehalet
sonucu bir kötülük yapar, bir günah işleyecek olur da hemen arkasından tevbe
eder ve durumunu düzeltirse, cehaletle günaha gittiği bir anda hemen kıblesini
değiştirir ve Allah dönerse bilesiniz ki ben böyle yapanlar hakkında rahmeti
kendi üzerime yazdım buyuruyor Rabbimiz.
Demekki
mümin bir günahı ancak bir bilgisizlik sonucu, bir gaflet sonucu işleyebilir.
Yâni ya onun isyan olduğunu bilmeyerek, ya işleyeceği o isyanın sonucunda, o
günahın sonucunda başına gelecekleri bir an unuttuğundan dolayı günah işler, ya
da isyanı taate tercih ederek bir isyanda bulunabilir ki bu da ayrı bir
cehalettir. İşte bu durumda hemen kendine gelir gelmez tevbe eden, günahtan
vazgeçen, yönünü, kıblesini değiştiren ve bir daha bu duruma düşmeme konusunda
kesin kararlı olan mü’minleri affedeceğini bildiriyor, Rabbimiz.
Evet
işlenen günahın akabinde hemen tevbe edilecek ve bir daha o günaha dönmeme
kararı verilecek. Bu konuda Rasûlullah’ın pek çok hadisi vardır.
İşlediği bir günahın akabinde tevbe eden (Pişmanlık
duyarak, bir daha dönmeme azmi içinde olan, kişi günah işlememiş gibidir. (İbni Mâce)
Bir adam gelip Rasûlullah’a: Ya Rasûlullah bir kul bir
günah işlese sonra tevbe etse Allah affeder mi? dedi. Allah’ın Resûlü buyurur
ki: “Bir
kul günah işledi, tevbe etti. Affedilir. Yine günah işledi yine tevbe etti,
yine affedilir. Yine günah işledi, tevbe etti yine affedilir. En son Rasûlullah
şöyle buyurdu. “Hattâ şeytan melül mahsur oluncaya, ümidini kesinceye kadar”(Hakim)
Anladınız değil mi? Hattâ bir başka hadislerinde de
Resûl-i Ekrem Efendimiz samimi olarak, içiyle dışıyla Tevbe edip o günahla
ilişkisini kestiği halde dayanamayarak aynı günahı günde yüz defa işlemiş olsa
bile Rabbimizin affedeceğini haber vermektedir. Adam gerçekten samimi bir
şekilde o günahla ilişkisini kesmiştir, Tevbe etmiştir ama bir saat sonra
dayanamayarak aynı günahı işlemiş olsa bile, böylece aynı günahı günde yüz defa
işlemiş olsa bile Rabbimiz onun tevbesini kabul edecektir. Ama samimiyetle o
günahla ilişkisini kesip onu hayatından atması şartıyla.
Meselâ adam içki içiyor, her içişinin sonunda Tevbe ettim
diyor, ama o günah unsuruyla tümden ilişkisini kesmiyor. Yani onu hayatından
söküp atmıyor. Yani Tevbe bir daha içmeyeceğim diyor ama hâlâ içki şişeleri
buzdolabında duruyor. Veya adam bir kadınla zina ediyor, her birleşmenin
sonunda tevbe ya Rabbi, bir daha yapmayacağım diyor, ama o kadını evinden
dışarıya atmıyor, onunla ilişkisini kesip atmıyor, yarın öbürsü gün tekrar
yapacak. Böyle değil tabii. O günah unsurlarını hayatından söküp atacak,
tümüyle ilişkisini kesecek, işte o zaman Allah onun tevbesini kabul edip
affedecektir.(1) RABBim
bizleri hatalarına hakkıyla tevbe eden kullarından eylesin. (Amin Amin Amin)
Fi emanillah.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) Besairul
Kuran 4.Cild 307.Sayfa