Hamd alemlerin Rabbi olan Allah cc.'ya mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)'e, temiz Ehl-i Beytine, O'nun Ashabına ve Fitneden uzak duran tüm mücahid / mücahidelerin üzerine olsun.

Evet her şeyin dünyada bitip tükenmesi adına dua etmektedirler. Ya da dünyada bitip tükenecek şeyler isteyerek dua etmektedirler. Allah dünyada verir bunlara ama ahirette onların hiçbir nasipleri yoktur. Böyle olmamak lazım. Şöyle dua edenlerden olmamız gerekmektedir.

"İnsanlardan kimileri de Rabbimiz bize dünyada hasene (iyilik) ver! Ahirette de hasene ver! Ve bizi ateşin azabından koru! Derler." (Bakara 201)

Evet sadece dünyada isteyen, sadece dünyalık isteyenlere karşılık bakın bu müslümanlar hem dünyada hem de ahirette hasene olacak şeyler istiyorlar. Hatta bununla da yetinmeyip cehennem ateşinden koruyacak şeyler isterler.

Unutmayalım ki, dünyada hasene Allah'ın istediği biçimde bir hayattır, Allah'ın kendisinden razı olduğu bir hayattır. Ama bunu biz mal mülk zannediyoruz. Yine unutmayalım ki dünya ve ahiret bir bütündür. Resul-i Ekrem Efendimiz ve onun ashabı dünya ile ahireti bir bütün olarak ele aldılar ve öyle değerlendirdiler. Resulullah Efendimizin; "kıyamet kopacak olsa da sizden birinizin elinde bir fidanı varsa onu diksin" hadisi de işte bunu anlatır. Yani dünya ayrı, ahiret ayrı değildir. İki ayrı yol yoktur. Yol tektir. Bu yol, yani sırat-ı müstakim bu dünyada başlar ve ahirette biter. Ahireti kazanmak için dünyayı terk etmek gerekir diyenler yanlış söylemektedirler. Bu, dünya ile ahiretin ayrı ayrı şeyler olduğu düşüncesine götürür. Aslında ahiretle dünya ruh ile beden gibidir.

Mesela kalem suresinde bir bahçe ashabından söz edilir, hani onların bağı birden yanıp kül oluverdi ya, sonunda pişman oluyorlar, anlıyorlar meseleyi ve diyorlar ki:

"Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir; doğrusu artık, Rabbimizden dilemekteyiz." (Kalem 32)

Döneriz Allah'a, yalvarırız Rabbimize, elbette Rabbimiz bize ondan daha hayırlısını verir. Biz ancak Rabbimize rağbet ederiz diyorlar. Elbette Rabbimiz bu bizden aldığı bahçenin yerine ondan çok hayırlısını bize verecektir diyorlar. Nedir bu ondan daha hayırlısı? Yani o aldığı bahçe yerine iki bahçe mi vermiş Allah onlara? Ya da o bahçeden daha büyük, daha görkemli bir bahçe mi vermiş? Hayır, ondan daha hayırlısını vermiş. Hayırlı demek kişinin cennete gidiş imkanı demektir.

Yani bir kişiyi cennete götürücü olarak kendisine verilen her şey hayırdır, hayırlıdır. Belki küçücük bir bahçe bizim için hayırlıdır, bunu bilemeyiz ki. Onun içindir ki küçük verir, büyük verir, az verir, çok verir bu Onun bileceği bir şeydir. Mesela adamın evi yanınca ondan daha hayırlısını isteyecek Allah'tan. Peki nedir ondan daha hayırlısı? Belki çadırdır onun için daha hayırlısı, belki daha küçük bir odadır. Arabası yanınca daha hayırlısı Mercedes değil de Allah'ın verdiğidir.

Öyleyse burada bu adama dünyadan da nasibini unutma! demek bu işin dünyada gerçekleşeceğini unutma demektir benim anlayabildiğim. Dünyalık şeyleri de unutma şeklinde anlarsak yarın onlar da galiba mizana konacağından dünyalık olamayacak onlar da. Mesela dünyada da ev yapmayı unutma desek, eh buna İslam izin veriyorsa zaten yapacak bunu kişi. Ama ev yaparken İslam'ın ölçüsüne göre yaparsan böyle bir ev yapmadan sevap alacağız, İslam'ın ölçüsünün ötesine çıkmışsan ikab olacaktır aynı şey. Eh ya Rabbi dünyada bana da bu ayrılmıştı diyemeyecek kişi. Bu haseneyi dünyada Allah'ın razı olduğu hayat ve ahirette de Allah'ın lütfettiği cennet olarak anlamak en güzeli olacaktır diyoruz.

(Devam Edecek)