Gümüşhane'de geçmişin izlerini sürdüren ve neredeyse unutulmaya yüz tutmuş bir mesleği ayakta tutan Oğuz Buruncu'nun hikayesi, 7 yaşında başladığı yorgancılığı 52 yıl boyunca sürdürmesiyle ilham veriyor.
Unutulmaya Yüz Tutan Bir Miras: Yorgancılık
"Yorgancılık unutulmamalı, çırak yetiştirmek zorundayız"
Oğuz Buruncu, “Ben bu mesleğe 7 yaşında babamın yanında başladım. Bez üstünde yorgan iğnesi kullanarak öğrendim ve bugünler getirdim. Yorgancılık mesleği unutuldu, öğretilmediği ve gençler başka işlere yöneldiği için azaldı. Şimdi ben birine desem ki gel bu işi yap, bir süre sonra kaytarır zor ve emek gerektiren bir meslek. Hazır dikilmiş yorganlar, fabrika ürünleri ve elyaflar çıkınca bizim yorganlarımız unutuldu. Biz eskiden resimlerde de gösterdiğim gibi pervane olsun, tavus kuşu olsun, gelin tacı olsun, 5’li çiçek gibi şekilleri yorganlara işlerdik. Babamın yorgan üzerine işlediği bir Atatürk portresi vardı. O yorgan 1982 yılında Gümüşhane’nin kurtuluşu etkinliklerinde sergilendi orada vali tarafından babama ödül verildi. Bu meslek unutulmamalı, bu nedenle çırak yetiştirmek zorundayız” dedi.
Oğuz Buruncu, 7 yaşında babasının yanında başladığı mesleğini 4. kuşak olarak sürdürüyor. Gümüşhane'nin unutulmaya yüz tutmuş el işlemesi yorgancılığını, kendine özgü motiflerle zenginleştirerek ayakta tutmaya çalışan Buruncu, mesleğin unutulmaması ve devam etmesi için çırak yetiştirmenin önemini vurguluyor.
Bir Mesleğin Hikayesi
59 yaşındaki Oğuz Buruncu, yorgancılık mesleğini, çocuklara ve gelecek nesillere aktarmanın yollarını arıyor. Mesleğin zorluklarına ve modern zamanların getirdiği unutkanlığa rağmen, yorgancılığın estetik ve kültürel değerini koruma konusundaki kararlılığı, onun hikayesini daha da değerli kılıyor.
Sanatla Buluşan Zanaat: Yorgancılık
Oğuz Buruncu ve babasının yıllar boyu üzerine motifler işlediği yorganlar, bir zamanların sanatını ve emeğini yansıtan eşsiz eserler. Pervane, tavus kuşu, gelin tacı ve 5'li çiçek gibi geleneksel motiflerle süslenen yorganlar, bu mesleğin sadece bir iş olmanın ötesinde, bir kültür ve sanat formu olduğunu gösteriyor.
Bu hikaye, sadece bir mesleğin değil, aynı zamanda bir ailenin, bir kültürün ve el emeğinin de hikayesidir. Gümüşhane'nin kültürel mirası olan yorgancılık, Oğuz Buruncu'nun ellerinde yaşamaya devam ediyor. Oğuz Buruncu'nun hikayesi, unutulmaya yüz tutmuş mesleklerin ve kültürlerin korunması ve devam ettirilmesi gerektiğinin güçlü bir hatırlatıcısı olarak önem taşıyor.
