Bursa

Bursa’nın Gönül Sultanı Üftade Hazretleri Hikayesini Biliyor Muydunuz?

Bursa’nın sokaklarında dolaşırken ruhunu kuşatan manevi huzuru hissetmek hiç zor değildir.

Abone Ol

Bursa’nın sokaklarında dolaşırken ruhunu kuşatan manevi huzuru hissetmek hiç zor değildir. Bu huzurun mimarlarından biri de şüphesiz Üftade Hazretleri’dir. Asıl adı Muhammed, lakabı ise “Muhyiddin” olan Üftade Hazretleri, Bursa’nın tarihine ve gönüllere işlenmiş önemli bir tasavvuf büyüğüdür. 1490 yılında Bursa’nın Araplar Mahallesi’nde doğduğu kabul edilir ve yaşadığı olaylar, halk arasında derin izler bırakmıştır. Alçakgönüllülükle yoğrulmuş hayatı, Bursa’nın manevi kimliğinin bir parçası olmuştur.

Üftade Hazretleri’nin tasavvuf yoluna girişi genç yaşlarına dayanır. Bayramî tarikatına mensup Muk‘ad Hızır Dede’nin yanında dervişlik yoluna adım atar. Onun yanında hizmet eder, kendini adeta bu yolda yoğurur. Hızır Dede’nin vefatına kadar ona hizmet eden Üftade, yolunu tasavvufla bulur ve kendini Allah’a yakın hissetmenin, dünyadan uzaklaşmanın huzurunu burada bulur.

Üftade Hazretleri, mütevazı bir hayat sürmüş, genç yaşta başladığı bu manevi yolculuğunda farklı deneyimler yaşamıştır. Güzel sesiyle dikkat çeken Üftade, bir dönem Bursa Ulucamii ve Doğan Bey Mescidi’nde ezan okumuştur. Ancak bir gece gördüğü rüya, hayatında yeni bir dönüm noktası olur. Rüyasında aldığı “Mertebenden üftâde (düşmüş) oldun” uyarısı ona büyük bir ders verir ve o günden sonra bu görevinden vazgeçer. Geçimini sağlamak için ipekçilik ve düğmecilik gibi işlerle meşgul olmaya başlar.

Üftade Hazretleri, halkın gönlünde asıl yerini vaaz ve sohbetleriyle bulmuştur. 35 yaşında vaaz vermeye başlayınca halk arasında büyük bir ilgiyle dinlenir. O dönem Bursa’da Emir Sultan Camii’nde vaazlar verir ve kısa sürede geniş bir mürid kitlesine ulaşır. Alçakgönüllülüğü, dünyalık isteklere yüz çevirmesi ve tasavvuf yolunda gösterdiği samimiyet halkın gözünde onu Bursa’nın “gönül sultanı” yapar.

En meşhur talebelerinden biri ise tasavvuf dünyasında önemli bir yere sahip olan Aziz Mahmud Hüdâyî’dir. Hüdâyî, Üftade Hazretleri’nin son yıllarında ona intisap eder ve onun manevi terbiyesinden geçer. Aziz Mahmud Hüdâyî’nin Bursa’dan İstanbul’a taşıdığı bu manevi miras, Üftade Hazretleri’nin gönüllerde bıraktığı izlerin ne kadar geniş olduğunu gösterir.

Üftade Hazretleri’nin eserlerine gelince, sade ve etkili bir dille kaleme aldığı şiirleri dikkat çeker. Yûnus Emre tarzında yazdığı şiirleri, halk arasında ilahi olarak okunur, gönüllere dokunur. En bilinen eserlerinden “Vakıât” adlı eseri, onun sözlerini ve hatıralarını bir araya getirir. Bu eser, onun hem bilgeliğini hem de halka ne denli yakın bir derviş olduğunu gösterir.

1580 yılında vefat eden Üftade Hazretleri, Bursa’nın Hisar içinde, Yerkapı Mahallesi’nde kendi adını taşıyan caminin yanında bulunan türbede yatmaktadır. Türbesi, bugün de huzur arayan, dua etmek isteyen Bursalıların uğrak yerlerinden biridir. Türbesini ziyaret edenler, onun gösterdiği alçakgönüllülük ve sadakat yolunda huzur bulur.

Bursa halkı için Üftade Hazretleri, yalnızca bir derviş değil; alçakgönüllülüğün, maneviyatın ve halkın gönlünde taht kurmanın bir simgesidir. Onun “Üftade” yani “düşmüş” lakabı, aslında dünyalık makam ve mevkilere yüz çevirmesinin, sadece Allah’a ve gönül zenginliğine yönelmesinin bir göstergesidir. Bursa’nın bu gönül sultanı, bugün bile şehirde yaşanan manevi huzurun en büyük kaynaklarından biri olarak anılmaktadır.

Bursa’nın Yürekten Kahramanı Emir Sultan’ın Hikayesi