Rivayet odur ki, Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıd, düşmanla çarpışmak için sefere çıkar. Ama arkasında gözünün arkada kalmayacağı biri olsun ister ve güvenle Bursa’yı damadı Emir Sultan’a emanet eder. Emir Sultan’a baktığınızda onun yüzünde sadece bir damat değil, kendini halkına adamış bir lider, vatansever bir savaşçı görürsünüz. Fakat o da Bursa’da kalıp beklemek yerine, içindeki vatan aşkına karşı koyamaz ve Yıldırım Beyazıd’ın yanında olmak için savaş alanına gitmeye karar verir.
Ancak Emir Sultan, savaş meydanına giderken öyle alelade bir hazırlık yapmaz. Yola çıkmadan önce eşinin başörtüsünü alır. “Bu başörtüsünün anlamı ne?” diye soranlara ise şöyle der: “Bu sadece bir başörtüsü değil; içimdeki manevi gücün, eşimin ve Bursa halkının duasının sembolü.” O başörtüsü, Emir Sultan için adeta manevi bir kalkan olur. Bu öyle güçlü bir simge ki, yüreğinde hem eşi hem de halkının dualarını taşıdığını hisseder.
Savaş meydanında, Emir Sultan’ın kahramanlığı dillere destan olur. Beyaz atına binip düşmanlarla çarpışırken, sanki Bursa halkının duası onunla beraberdir. Göğsünü gere gere savaşıp düşmanları mağlup eder ve zaferle Bursa’ya döner. Beyaz atının üstünde gururla şehre giriş yaptığında halk, onu artık yalnızca bir manevi lider olarak değil; gözleri parıldayan, kahramanlık dolu bir yürek olarak görür.
Bursa halkı için Emir Sultan’ın hikayesi, cesaretin ve sadakatin en güzel simgelerinden biri haline gelir. Emir Sultan, vatanını ve halkını her şeyin üstünde tutarak eşi benzeri olmayan bir fedakarlık sergilemiştir. Eşinin başörtüsünü yanına alması, onun sadece maneviyatı değil, sevdiklerinin ve halkının dualarını da yanında taşıdığına işarettir. Bu sembol, halkın gözünde efsanevi bir anlam kazanır.
Bugün, Bursa’da Emir Sultan Türbesi hâlâ her gün ziyaretçi akınına uğrar. Türbeyi ziyaret eden herkes bu hikayeyi yeniden hatırlar, Emir Sultan’ın yüreğinden gelen o kahramanlık dolu duasına kendi dualarını da ekler. Bursa halkı, ona olan saygısını hiç kaybetmez; onu adeta her gün yeniden anarak yaşatır. Emir Sultan’ın adı, sadece mezar taşında değil, Bursa’nın her köşesinde, her insanın gönlünde bir efsane olarak yaşar.
Ve böylece, Bursa’nın ruhunda yatan bu büyük kahramanın hikayesi, nesilden nesile anlatılmaya devam eder. İnsanlar der ki, “Emir Sultan gibi bir kahraman ancak Bursa’ya nasip olur.” Şehrin en derin köklerinde, herkesin kalbine dokunan bu hikaye, Bursa’nın en kıymetli manevi miraslarından biridir. Cesareti, sadakati ve eşinin başörtüsünden aldığı o manevi güçle Emir Sultan, Bursa’nın yüreğinde güçlü bir yer edinmiştir.
Bursa’nın Gönül Sultanı Üftade Hazretleri Hikayesini Biliyor Muydunuz?
