Bursa'nın Efsanevi Lezzeti İskender Kebabının Az Bilinen Hikayesi

Lezzetin Doğuşu: İskender kebabının hikayesi, 1867 yılında Bursa'nın Kayhan Çarşısı'nda başladı. Yemeğin mucidi, İskender Efendi olarak bilinen Mehmet oğlu İskender'dir. İskender Efendi, döner kebabı geliştirerek bugünkü halini alan İskender kebabını yaratmıştır.

Aile Geleneği: İskender Efendi'nin dedesi Hacı İskender, 1850'lerde Bursa'ya gelip yerleşmiş ve kasaplık yapmaya başlamıştı. Oğlu Mehmet de bu mesleği devam ettirdi. İskender Efendi, babasından öğrendiği et pişirme tekniklerini geliştirerek yeni bir lezzet yaratmayı başardı.

Yenilikçi Yaklaşım: İskender Efendi'nin en büyük yeniliği, geleneksel yatay pişirme yöntemini dikey hale getirmesiydi. Bu sayede etin kendi yağıyla pişmesi sağlandı ve daha lezzetli bir sonuç elde edildi. Ayrıca, ince dilimlenmiş ekmek üzerine servis edilmesi ve üzerine sıcak tereyağı ve domates sosu eklenmesi de onun buluşuydu.

İsim Hikayesi: Yemeğin adı, doğal olarak mucidinden geliyor. Ancak "İskender" isminin Büyük İskender'le bir ilgisi yok. Bu, tamamen bir tesadüf ve ailenin kullandığı bir isimdir.

Resmi Tescil: İskender kebabı, 2007 yılında Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillendi. Bu tescil, yemeğin orijinal tarifini ve hazırlanış şeklini koruma altına aldı.

Geleneksel Tarif: Gerçek İskender kebabı, özenle seçilmiş kuzu etinin özel bir teknikle pişirilmesiyle hazırlanır. Et, ince dilimlenmiş pide üzerine yerleştirilir, üzerine sıcak tereyağı gezdirilir ve yanında yoğurt ile servis edilir. Domates sosu ve ızgara biber de tabağı tamamlar.

Az Bilinen Bir Söylem; İlginçtir ki, İskender Efendi hayatı boyunca sadece birkaç kez kendi yaptığı kebaptan yemiştir. O, daha çok mükemmel lezzeti yakalamak için çalışmayı tercih etmiştir.

Dünya Çapında Üne Kavuşması: İskender kebabı, zamanla sadece Bursa'nın değil, tüm Türkiye'nin ve hatta dünyanın tanıdığı bir lezzet haline geldi. Bugün dünyanın pek çok ülkesinde İskender kebabı yapan restoranlar bulunuyor.