Tarih 30 Ocak 2006. O tarihte de İnegöl’ün aile ve gençlik konusunda en etkin derneği Anadolu Gençlik Derneği’dir.
Tarih 30 Ocak 2006. O tarihte Anadolu Gençlik Derneği’nin hazırlamış olduğu, ‘Gençlik’ konulu konferans kapsamında İnegöl’e Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Necdet Kutsal ve Genel Yayın Danışmanı Ekrem Kızıltaş gelir. İşte arşivden haberimiz:
Medya şeytanimi rahmanimi?
Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Necdet Kutsal ve Genel Yayın Danışmanı Ekrem Kızıltaş'ın katılımıyla gerçekleşen 'Gençlik' konulu konferansta, medyanın toplumsal etkileri ve potansiyel tehlikeleri masaya yatırıldı. Medyanın şeytani veya rahmani bir meslek olup olmadığı tartışması, dinleyiciler arasında büyük bir merak uyandırdı.
Gündemi Sarsan Açıklamalar
Necdet Kutsal'dan Çarpıcı İfadeler
Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Necdet Kutsal, İnegöl halkına yerel basına sahip çıkma çağrısı yaparak medyanın şeytani yönlerine vurgu yaptı. Kutsal, Hz. Adem ve Hz. Havva'nın cennetteki yasak meyve hikayesini örnek göstererek, şeytanın ilk propagandasını ve gazeteciliğin bu bağlamda iki yönlü bir etki alanı olduğunu belirtti.
“Hz. Adem ile Hz. Havva cennette yaratılmışlardı. Allah onlara çeşitli nimetler bahşetmiş, ancak bir meyveyi yasak kılmıştı. İşte şeytan ilk propagandasını onlara yapmıştı. Onlara yasak meyveyi yemeleri halinde, cennette ebedi kalacaklarını söyleyerek kandırmış böylece ilk propagandasını yapmış ve Allah’ın yasağını çiğnemelerini sağlamıştı. İşte gazetecilik de şeytani veya rahmani yönde hizmet ettirecek bir meslek”
Ekrem Kızıltaş'tan Dikkat Çekici Örnekler
Milli Gazete Genel Yayın Danışmanı Ekrem Kızıltaş, medyanın gücüne dair ilginç örnekler sundu. 1940’larda Amerika'da bir radyo yayınında yapılan "New York’un Marslılar tarafından işgal edildiği" şakasının halkı nasıl etkilediğini anlatarak, medyanın etkisinin evlerimize kadar uzandığını vurguladı.
“1940’lar da Amerika’da bir radyocu yayın yaparken, 'Newyork’u Merihliler işgal etti' diye şaka yapıyor. Ve o gün Newyork halkı bu habere inanarak sokaklara dökülüyor. İşte evinizde radyo dinlerken bile ciddi bir şekilde etkilenebiliyorsunuz.”
Medya Satışları ve Toplumsal Etki
Kızıltaş, Türkiye'deki medya satış rakamlarını ele alarak, Milli Gazete'nin 50 bin satış rakamının, ülkenin gerçek kimliğini yansıtma konusunda yetersiz kaldığını dile getirdi. İsviçre'de yayın yapan İbranice bir gazetenin satış başarısını örnek göstererek, toplumsal davaların medya yoluyla nasıl güçlendirilebileceğini açıkladı.
“Türkiye’de 70 milyon insanın yaşadığı bir ülkede, ülkenin gerçek kimliğini yansıtan Milli Gazete’nin sadece 50 bin satılmasından dolayı rahatsızım.”
“İsviçre’nin bir şehrinde 30 bin Yahudi yaşıyor. Ve orada İbranî’ce yayın yapan bir gazete var ve 24 bin satıyor. Halbuki oradaki yaşayan Yahudilerin çoğu bu dilde konuşmasını ve okumasını bilmez ama davalarına sahip çıkarak 24 bin gazeteyi satın alıyorlar. Ve o şehrin belediyesi o gazeteyi ciddiye alarak o Yahudilerin hak ve hukuku konusunda doğru adım atmak zorunda kalıyor.
30 bin Yahudi’nin yaşadığı şehirde 24 bin gazete satılırken 70 milyonun sıkıntılarını dile getiren bir gazete 50 bin satıyor.1983 yılında Bülent Ulusu Başbakan iken üniversitelerde başörtüsü yasağı filizlenmeye başlamıştı. Milli görüşten bir zat Başbakanı bu konuda ziyaret ederek, başörtüsündeki mağduriyeti dile getiriyor. Başbakan ise çok satan gazetelerin bu mağduriyetini dile getirmemesine bakarak şu cevabı veriyor. “Bu konuda herhangi bir sıkıntı yok, hatta yasak konusunda memnun olanlar var.” Ama bizim gazetemiz çok satsa idi başbakan böyle bir cevabı verebilirimiydi. Bu durumda yasakçıların borusu ve çok satan gazetelerin boruları ötüyor.” Ekrem Kızıltaş