Türk halkının en bilge sözlerinden biri olan "Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş" atasözü, aslında hayatın her alanında karşımıza çıkan önemli bir gerçeği anlatır. Gönülsüz yapılan işler, ya bedensel ya da zihinsel rahatsızlıklarla sonuçlanır. Peki, bu söz ne demek ve bize ne öğretiyor? İşte anlamı ve açıklaması...
Ne Demek İstiyor?
Bu atasözü, zorla yapılan her işin kötü sonuçlanacağına dikkat çeker. Yani, bir işi isteksizce yapmak, ister iş ister yemek olsun, sonuçta bir sıkıntıya yol açar. "Karın ağrısı" bedensel bir rahatsızlıkken, "baş ağrısı" ise zihinsel bir sorun olarak düşünülebilir. Yani, gönülsüzce yapılan işler, hem bedeni hem de ruhu yorabilir.
Mesela, zorla yemek yiyen bir insan midesini bulandırabilir, rahat hissetmez. Aynı şekilde, işe gidip gelmekten keyif almayan bir kişi, iş yerinde verimli olamayacağı gibi, mutsuz da olabilir. Bir işi gönülsüz yapmak, ya sağlığımıza zarar verir ya da ruh halimizi olumsuz etkiler.
İstenmeyerek Yapılan İşler, Kötü Sonuçlanablir!
Halk arasında da sıkça duyduğumuz bir söz var: "İşini severek yap, o zaman başarılı olursun." İşte bu atasözü de tam olarak bunu anlatıyor. Gönülsüzce yapılan işler, hiçbir zaman hayra alamet olmaz. Bir insan işine keyif alarak gitmiyorsa, orada başarı sağlaması, hem kendisine hem de çevresindekilere fayda getirmesi zor olur. Bu yüzden, işte ya da hayatın her alanında gönüllü olarak, severek ve isteyerek bir şeyler yapmak daha doğru olur.
İçinden gelerek yapılan işler, insanı hem bedenen hem de ruhen rahatlatır. Gönüllü olarak yapılan işler, başarıyı beraberinde getirir. İnsan sevdiği bir işi yaptığı zaman, hem başarılı olur hem de mutlu hisseder. Hangi işi yapıyorsanız yapın, ona sevgiyle yaklaşmak, o işin size zarar vermesini engeller. Aksi takdirde, gönülsüzce yapılan her işin sonunda ya mide bulantısı ya da baş ağrısı gelir.
"Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş" atasözü, hayatın her alanında işin gönüllü yapılması gerektiğini anlatan bir öğüttür. Zorla yapılan işler hiçbir zaman iyi sonuçlanmaz. Bu da demektir ki, bir şeyleri sevmeden yapmaktansa, o işi sevmeden yapmamayı tercih etmek gerekir. Hem bedensel hem de ruhsal sağlığımızı korumak için, her işin gönüllü ve isteyerek yapılması en doğrusu olacaktır.