Bakan Hakan Fidan, "Küresel ekonomide, salgının ve Ukrayna Savaşı'nın etkileri henüz atlatılamadı. Öyle ki, küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü revize ediliyor. 2028'de küresel büyümenin sadece yüzde üç oranında olacağı öngörülüyor. Bu, 1990'lardan bu yana, 5 yıllık tahminlerdeki en düşük seviye. Bu ortamda, küresel ticarette korumacı eğilimler uzun yıllardır görülmemiş ölçüde güçlenmekte bunu da zaten kendi iş pratiğinizde sizler de takip etmektesiniz.

 

‘Türkiye’nin Afrika’da sömürge niyeti yok’

Ticarete ve ekonomiye daha jeo-stratejik bir anlayışla yaklaşılmakta."Yakın ülkelerden tedarik","dost ve müttefik ülkelerden tedarik" ve "risk azaltma" (de-risking) gibi kavramlar ön plana çıkmakta. Geçenlerde görmüşsünüzdür; IMF Başkanı, ticaret üzerindeki kısıtlamaların bu seviyede devam etmesi halinde, uzun vadede küresel gayrisafi milli hasılanın 7.4 trilyon dolar gerileyeceğini açıkladı. Bu, AB'nin toplam ekonomik büyüklüğünün neredeyse yarısı; tüm Sahra altı Afrika'nın ekonomik büyüklüğünün ise tam üç katı demek. Doların bir tehdit, bir silah olarak kullanıldığı, enflasyonun küresel bir sorun haline geldiği, gelişmekte olan ülkelerin krediye erişiminin güçleştiği bir dönemdeyiz.

Üstelik bütün bunlara, küresel ölçekte enerji krizinin devam ettiğini, tedarik zincirlerindeki hasarın sürdüğünü, İklim değişikliğinin etkilerinin tüm şiddetiyle hissedildiğini de eklemek doğru olacaktır. Bu koşullar altında, daha şeffaf, daha adil ve kimseyi geride bırakmayan bir uluslararası ekonomi ve finans sistemine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.Ancak mevcut sistemin ve başat aktörlerinin bu değişim talebine kayıtsız kalması, hatta direnmesi, alternatif arayışları hızlandırdı.

Editör: Fırat Çelik