İnsanı isyana sürükleyen, ilk isyankar olarak hayatımızda karşılık bulan şeytanı iyi tanıyabilmek için ona sorular sormak lazım.

Sorduğumuz soruların cevapları, yaşlı bir adamın bilgi seviyesi karşısında onu büyük bir zorlukla isyana sürükleyen unsurları anlamak için önemli bir süreçtir.

İsyan, sonuç itibariyle korkan insanın korkularından sıyrılmak için verdiği tepki gibi görülüyor.O zaman şeytana şu sorulmalı; insanları neden korkutuyorsun?

Şeytan "Korku onların ilacıdır. Çünkü onların kötülüğe meyledebilmesi için korkuyla birlikte olmaları lazım.

Ümit insanı korkudan alıkoyar. Bense onlardan ümidi alıyorum, böylece korkuyorlar. Korkunca isyan edecek kıvama ulaşmış oluyorlar."diyebilir.

"İnsandan başka bir düşmanın var mı peki?" diye soralım.

Şeytan "Sonuçta insanı isyana sürükleyen kendisini örnek göstermek istediği yapısıdır.

Bu yüzden insan tek düşmanımdır, başka düşmanım yok. Bir başkası ancak insana yardım ediyorsa benim hayatında kıymetli hale geliyor düşman olmak adına.

Bu yüzden büyük meleklere düşman. Çünkü onlar insana vahyi getiriyor. İsyanın hakikat olmayacağını, hakikatin ancak iman olduğunu beyan ediyor." diyecektir.

"Bu bir intikam o zaman. Bu intikamı nasıl alacaksın?" dediğimizde:

"İnsanlar birbirini kıyıma uğrattığı zaman intikam alınmış olacak. Çünkü birbirini hunharca ve karşılık beklemeden kıydıklarında onlar Rablerine isyan etmiş olacaklar.

Rablerinin onlara verdiği değeri tamamen ortadan kaldırarak yok saymış olacaklar. Böylece yaratıcıyı yok saymış olacaklar ve ben de intikamımı almış olacağım." derdi.

"Sonunda diyelim ki haklı çıktın. Ne olmasını bekliyorsun?" diye bir sual etsek şeytanın vereceği cevap:"O zaman tanrı benim haklı olduğumu görecek." olurdu.

"Peki kendini onlardan üstün görürken sendeki eksikliği düşünecek kadar vaktin olmadı mı?" diye sorduğumuzda şeytan:"Şehvetim, her zaman benim önderimdir." derdi.

O zaman isyan, şehvet temelli ortaya çıkan ve şehvetin bütün gerekleri olarak karşımızda duran temel bir gerçeklik. Bu gerçekliksanal bir sahtekarlığa dönüşüveriyor.

"Onların isyanı sadece imani mi, yani farklı şekillerde isyan etmeleri seni nasıl etkiliyor?" dediğimizde bize cevap olarak "İnsanı imandan çıkaracak her şey bana göre bir isyandır. Ben Rabbimin varlığını reddetmiş olmanın getirisiyle isyan edenleri seviyorum.

Her türlü sokak hareketi ve savaş, nihayetinde O'nun yok olduğuna inanan insan sayısını arttırıyor." diyecektir.

Ona "Sen isyankar mısın?" diye sorduğumuzda, vereceği cevap herhalde "Ben isyan etmedim. Ben isyanı başlattım." olurdu.

O zaman isyan, isyanı başlatanın hedefleri uğrunda çerçöp haline gelecek olan, varlığın en güzel hali olan insana büyük bir tuzak kurmaktır.

TEVHİT OCAĞINDAN DERGİSİNİN 3.SAYISINDAN ALINARAK ALİ YORAN TARAFINDAN YAYINA HAZIRLANMIŞTIR