Malumunuz olduğu üzere geçen ay memleket olarak bir yerel seçim yaptık. Her seçim beraberinde birtakım değişimler getiriyor ya da her değişim beraberinde bir seçim getiriyor da diyebiliriz. Bu en son 31 Mart 2024 seçimlerinin ne tür değişim işaretleri verdiğini ise hemen hepimiz rahatlıkla görebileceği güncel bir konu olduğu için üzerinde durmayı gereksiz buluyorum. Umarım, değişimden en çok ders çıkartması gereken siyasetçiler sonuçları doğru okuyabilirler. Bu hem kendileri, hem de memleketimiz için hayırlı olacaktır.

Bizler ise bu yazımızda sizleri, şöyle yetmiş yıl kadar eskiye, o zamanki İnegöl’e götürmek istiyoruz. 1954 yılının bu zamanları yine bir seçim heyecanı sarmıştı tüm memleketi. Bu heyecan, 2 Mayıs 1954’te yapılacak genel seçimler içindi. Dört yıllık iktidar Demokrat Parti (DP) ya devam edecekti; ya da iktidar koltuğunu muhalefette bekleyen CHP’ye kaptıracaktı. İşte, böyle hassas bir dönemde gazeteciler, anketçiler ..v.s. memleketin siyasi nabzını tutmak için geziyorlardı.

Dönemin önde gelen gazetelerinden Vatan Gazetesi ekibi 1954 Nisan başlarında İnegöl’e uğradı. İnegöl’ün seçim öncesi durumunu yerinde görmek, vatandaşla seçim ve geçim meselesi etrafında konuşmak istiyorlardı. Ahmet Emin Yalman yönetimindeki ekibin İnegöl izlenimleri, gazetenin 11 Nisan 1954 tarihli sayısında: “Seçimlerin Arifesinde Bursa” üst başlığıyla, 1. sayfadan yayınlandı. “İnegöl’de Partililerle Münakaşa: Helvayı Kim İyi Pişirir?” alt başlığından sonra konuya giriş yapılmıştır. Gazeteciler İnegöl’de bir kahvenin önündeki iskemlelere kurulunca, kalabalık vatandaş topluluğu tarafından etrafları sarılmış ve başlamış muhabbet.

Aslında vatandaşın derdi büyük oranda somut, yöresel sorunların çözümüdür; particilik hemşerilik bağlarını zedeleyecek düzeyde değildir o zamanlar. Asıl söylenmek istenen, helvayı kim iyi pişirirse onun iş başına geçmesidir. Demokratların İnegöl’de önde gelenlerinden birisi olarak Avukat Kemal Özkan’ın ismi geçmektedir. Kendisi milletvekili adayı olmak istemişse de bu son anda gerçekleşmemiştir. Gazeteci, onu şöyle tarif ediyor: “Siyasete alakasıyla beraber, kendisinde şairlik bulunduğu için politika ihtirasına karşı şerbetlidir”.

Halk Partililer arasında Salih Peşteli varmış o zamanlar. Yeğeni Hamza ise Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) üyesi olarak gazetede zikredilmiştir. 1954’teki seçimlerde, şimdikine oranlarsak, parti sayısı çok daha azdır. Asıl yarış, Demokratlar ile Halkçılar arasında geçiyor. Seçim öncesinde herhangi bir baskı ortamı söz konusu değil; insanlar serbestçe partilerini belirtip, yine beraberce takılıp gidiyorlar. DP iktidarından emin; CHP iddialı ve CMP: “Biz de varız” diyor İnegöl’de.

Burada asıl mühim olan İnegöl’ün yerel sorunlarıdır; peki nelerdir onlar? Gazete haberinde bu konu üzerinde durulmuştur. İnegöl’de dernekçilik ve şirketlerin kurulması işinde belirgin bir ilerleme vardır. İlk anonim şirket olarak kiremit fabrikası gösterilmektedir. Bu fabrikayı yüksek ticaret mektebi mezunu Mustafa Özseren kurmuştur. Bu örnek müessesede parti farkı gözetilmeksizin çok sayıda hissedar bulunmaktadır. Müteşebbisin düşündüğü sıradaki ekonomik adımlar, nişasta ve konserve fabrikaları kurmaktır. Bu arada farklı alanlara yönelmek gerekirken başka ortaklar 2.kiremit fabrikası kurmak işine girişmişlerdir.

İnegöl’ün iktisat ve ticaret kafası iyi çalışmaktadır. Bilhassa o sıralarda yeni gelen muhacirlerden Recep Kıray, ekonomi sahasında söz sahibi olma yolunda dikkat çekici varlık gösterenlerdendir. Bu akıllı göçmen, oğlunu da İktisat Fakültesi’nde okutmuştur ve yanına almıştır.

İnegöl sandalye ve möble sanayisinin merkezi haline gelmiştir. Viyana standartlarında mobilya yapan ustalar vardır. Her tarafa ihracat yapan İnegöl, daha 1950’lerde adından söz ettiren bir şehir olmuştur.

Kınık Köyü’nde çıkarılan maden suyunun üstüne bir limited şirket kurulmuştur. Bu şirket 1954’ün ikinci yarısı itibarıyla piyasaya çıkacaktır. Kınık kaynağı, Çitli’den çok daha zengindir. Öte yandan 100 bin lira sermayeli bir şirket tarafından Oylat kaplıcaları işletilmektedir. Oylat’ta modern bir dinlenme tesisi kurulmuştur.

İnegöl’ün içme suyu sorunu çözümünde mesafeler kat edilse de henüz sorun tümüyle halledilememiştir. Açıktan akan içme suyu pek içilebilir halde değildir. 750 bin liraya Altınpınar içme suyu ihalesi yapılmıştır. Hidroelektrik çalışmaları için de 450 bin lira harcanmıştır.

Yetmiş sene önceki İnegöl, - Adapazarı’ndan sonra- Türkiye’nin en büyük patates üretim yerlerinden birisiymiş. Ancak 1954’te patateste ciddi bir hastalık durumu ortaya çıkmış; İnegöllü çiftçi bundan dolayı epey dertli ve devlet tarafından ziraat uzmanı gönderilmesini talep etmiş. Benzer bir hastalık durumu tütüncülük için de söz konusuymuş; tiryaki bir böcek türü ortaya çıkmış; tütündeki nikotini bitiriyormuş. Bu sebeple İnegöl tütününde son zamanlarda kalite ve fiyat düşmüş. İnegöl yılda 2.5 milyon kilo tütün yetiştirmekteydi. Halkın ziraat sorunları böylece uzayıp gidiyor; mesela kestane yetiştiricileri de gazeteye dert yanmışlardır. Gerçi ziraat eski bakanı Nihat Eğriboz gibi yetkililer, bizzat buraya gelerek sorunlarla meşgul olmuşlardır.

Gazetenin başyazarı ve sahibi A. Emin Yalman sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şu kanaate vardım ki, İnegöllüler arasında memleket işlerinde beraberlik ve samimi arkadaşlık var.. Buradaki particilik, başka yerlere örnek olacak olgunluktadır”. Gerçi sekiz sene önce -1946’da – İnegöl’de DP’lilere yönelik epey baskı yapılmıştır. O devirde ahalinin sandık tercihine müdahale etmeye çalışanların başında bizzat dönemin kaymakamı gelmekteydi. Şimdi, 1954’te, hiçbir şey olmamış gibi o kaymakamın Bursa’da CHP’den milletvekili adayı yapılmasına İnegöllüler tepki göstermişlerdir.

1954 seçimleri arifesinde İnegöl’de halkın nabzını tutmaya çalışan gazeteci heyeti, buradan Yenişehir’e devam etmiştir. Yol üstünde durakladıkları Hamzabey Köyü neredeyse tamamen CHP taraftarı bir görüntü sergilemiştir. Bu özel notu, İnegöl’ü ilgilendiren son bir cümle olarak belirtelim.   

DR.SALİH EROL