Ali Kurnaz yazdı

Joachim von Ribbentrop, 1938-1945 yıllarında Nazi Kabinesinde Dışişleri Bakanı olarak görev yapmış diplomattır. Aynı zamanda Nürnberg Mahkemelerinde idam edilmiş 12 kişiden birisidir. İlginçtir ki, diğer idam edilen Generallere ve Kurmay Subaylara bakıldığında bu kimselerin işgallere ve pek çok soykırıma imza atmış kişiler olduğunu görürüz. Albert Speer gibi bir caninin idam edilmediği bir ortamda, Ribbentrop gibi bir diplomatın idamı çok ilgi çekici durmaktadır. Keza Ribbentrop, savaşın son yıllarında diplomatik faaliyetlerinde askıya alınması ve ölüşüyle ancak imza yetkisine sahip bir dışişleri bakanına dönmüştü. İstese dahi gücü elinde barındıramıyor yahut kullanamıyordu. Ribbentrop, tam olarak Hitler’in istediği anti-diplomat ve kukla bir bakan olarak görev alıyor, sadece koltuk dolduruyordu. Tabii ki, Ribbentrop’un katıldığı ve yaptığı korkunç eylemler yaptı fakat “Nürnberg” Bağlamından değerlendirdiğimizde bu insan gerçekten de diğer isimlerle beraber idam edilmeyi hak edecek birisi miydi? Peki, bu adam neden idam edilmişti? Bu yazıda neden idam edildiğini anlayacak ve bu konuyla sonuç bölümünde bir analoji kurarak Filistin-İsrail ilişkilerinde yeni bir pencere açacağız.

Ribbentrop’un diplomat hayatında tek ve en büyük meselesi, Ribbentrop-Molotov Paktının büyük bir parçası olmasıdır. Bu pakt, savaşın ilk yıllarında Nazi-Sovyet iş birliğini kuran, böylelikle Polonya’nın, böylelikle Doğu Avrupa’nın, işgalini müthiş derecede kolaylaştırmış ve Almanlara senelerce avantaj vermiş bir barış paktı idi. Ribbentrop’un kurduğu bu pakt sayesinde Naziler, Doğu Cephesindeki birliklerini Batı Sınırına yığabilme fırsatı kazanmıştı. Müttefik Devletler savaş sürecinde Sovyetlerden ne kadar yardım istese de onları kışkırtsa da Sovyetler, Naziler kendilerine savaş ilan edene kadar savaşa kalkışmayacaktı. Bu durum, Müttefikler arasında her daim gerilimi arttırmış bir durumdu ve Müttefikleri görülebileceği üzere çok zor bir duruma sokmuştu. Bu saldırmazlık paktı, II. Dünya Savaşının en önemli noktalarından birisi konumundadır.

Dikkat çekmek istediğim nokta burada başlamaktadır, İngilizler ve Fransızlar Nazilerin eylemlerine o denli göz yummuştu ki Naziler pervasızca Doğunun en büyük gücüyle barış antlaşması imzalayabiliyor, ilhaklarını çok rahatlıkla yapabiliyordu. Dünya Savaşının Polonya Cephesiyle fitillenmesinin de sebebi budur, Nazi-Sovyet Paktıyla beraber Müttefikler anlamıştı ki; çok geç kalmışlardı ve düşman, bu geç kalma durumunu fark etmiş, karşı-antlaşmalarını bile hazırlamıştı. Naziler bu durumda Batı Cephesinde rahatlıkla ilerleyebiliyordu. Ribbentrop-Molotov Paktı ilerleyen yıllarca Nazilerce bozulsa dahi müttefiklerce bir ihanet olarak asla unutulmadı.

Nürnberg Mahkemelerinde yargılanan Ribbentrop’un idamı böylelikle Soğuk Savaşın başlangıcı ve Müttefiklerin geçmişte yaptığı hatanın bir telafisi olmuştur. Müttefikler, Sovyetlerce yapılanın unutulmadığını; geçmişte yaptıkları hataların bizatihi farkında olduklarını göstermişti. Ribbentrop ile günahlarını çıkarmış, geçmiş hatalarını sözde telafi etmişlerdi. Ve böylelikle dünyaya bir mesaj verdiler, “biz hatalara göz yumabiliriz, siz de bundan faydalanabilirsiniz fakat eninde sonunda ölümünüz Ribbentrop gibi olacaktır.” Müttefik Devletler, geçmişte göz yumdukları bu iki devletin ittifakına o denli bilenmişti ki; bu paktı hiçbir zaman unutmamıştı. Görmezden geldikleri için bin pişmanlardı.

Peki, bu durum ile Filistin-İsrail savaşı arasındaki benzeşme nerededir? Aslında bizde şu anda vaktinde İngiltere ve Fransa’nın yaptığı şeyi yapıyoruz. Sorunlara gözümüzü kapatıyoruz, var olanı yokmuş gibi düşünmek istiyoruz ve zulme-kana vakit tanıyor, hareket almıyoruz. Fakat iş işten geçtiğinde ve oklar bize döndüğünde, neden vaktinde bütün bu olanlara sessiz kaldığımızdan ötürü bir günah keçisi arayacağız. Müttefiklerin bir Ribbentropu vardı, fakat bizim olmayabilir. Tahakküme vakit tanımak, en nihayetinde tahakkümün bize uğrayacağı anlamına gelmektedir. Ve biz vakit tanıdıkça, bir ihanet başımıza gelecek ve savaş naraları atacağız. Fakat iş çoktan geçmiş olacak. Müttefikler Devletler, Ribbentrop-Molotov Paktı olmadan önce, müzakere çalışmaları yapmadan önce, Naziler daha güçsüzken bu gücü bitirebileceğini savaşın her anında biliyordu ve bunu yapmadıkları için daima pişmanlık duydular. Bu pişmanlığın da bir telafisi olarak Ribbentrop idam edildi.

Zulüm büyümeden,  daha fazla kan akmadan, gerek diplomatik gerek bürokratik sonuçlara iki devlet arasınca varılmalı, iki ulusun da milli değerlerine saygı duyarak yeniden bir taksim yapılmalı. Fakat bu süreç içinde, açıktan yahut gizlice, savaş suçu işleyenler bütün dünyanın önünde açıklanmalı ve cezaya çarptırılmalıdır. Bu savaş suçluları kimden ve hangi dinden olursa olsun cezanın muhatabı olmalılardır.

ALİ KURNAZ

İnegöl Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi