Eskiye özleme dair konuşulacak çok kelime var. Tabii, bir de kelimelerin ardında olanlar…
Bir tren yolculuğuna çıkacakmışım. Uzun zaman önce biletimi kesmişler. En güzel yeri verdiklerini düşündüm gitmeden önce. Günü gelince gittim, bindim gardan.
Orada kavuşanlar da vardı, bir daha görüşemeyecekler de. Bindim velhasıl. Cam kenarında imiş koltuğum, gittim, oturdum. Koltuklar bu yolculuk için rahat mı, anlayamadım. “Amaan,” dedim iç çekerek.
Tren gardan ayrılmaya başladı. Kimler ne geçirirdi içinden? Kimisi binip bu trene gitmek istemezdi. Kimisi de bu trenden inmek istemez, kaçış için tek fırsatının bu olduğunu düşünürdü.
Olduğumuz şehirden çıktık, manzara camdan epey güzelmiş. Bahar her yeri boyamış. Çiçekler, buradan bakınca gözüme farklı göründü. Açtım şiir kitabımı, okuyorum zaman geçsin diye, lakin ben zamanın geçmesini hiç de istemem.
Bir şehrin otogarına geldik. İnsanlar da garip gelmişti gözüme. Bir ara uyuyakalmışım. Ne şehirler geçmişiz, ne uzun süredir yolculuktaymışım… Uyandım. Kar vardı her yerde, buz gibi olmuştu her taraf. Ayaz keskin bir soğukla vuruyordu dışarıda.
Paltom beni sıcak tutar mıydı bu şehirde? Geldiğim yerde soğuğu görmedim, hiç alışmaya gerek kalmamıştı. İnsanların yüzlerinde soğuktan mıdır bilmem, tek bir mimik fark edemedim.
Neyse, günler sonra indim trenden. Çıktım gardan, şehri gezdim. Öyle sessiz, öyle buruktu havası. Derlerdi hep, “Senin şehir güzeldi, ne diye özlersin de gidersin?” diye.
Hem insan gitmediği yeri neden özlesin ki? Ama bir daha gelirken paltomu kalın seçmeliyim, onu anladım.
Babaannemlere vardım. Evlerinin kapısında yaseminlerin kokusu gelmedi bu sefer. Babaannem karşıladı beni, sarıldım bir güzel. “Dedem nerede?” diye sordum, cevap vermedi. Bana yemekler hazırlamış, gittim yedim. Çay da demlemiş demir çaydanlıkta, sıcak sıcak içtim, güzel geldi.
Terasa çıkıp bir bakmak geldi aklıma. Her yerde ortancalar olurdu aslında. Terasların loş günbatımı ışığında, balkon kenarında durur, ona doğrudan bakmasan dahi orada olduğunu bilirdin.
Ama yoktu. Yokluğu biraz üzdü beni. Ortancaları severim ben. “Yaz olursa buraya da gelir herhalde,” diye düşündüm. Sordum babaanneme. “Açmaz burada,” dedi. Garip hissettim.
O teras farklı geldi gözüme. Benim şehrimde her yerde açardı, ne güzel eserdi samyelleriyle.
Birkaç ay sonra gardan kendi şehrime bilet alma niyetiyle gittim. Benim şehrime tren yolunu kapamışlar. Kaldım bu şehirde. Hep soğuk… Ne ortanca vardır, ne samyeli.
Bu şehirde neylersin?..
NİSANUR ACAR