Kader ve kaza inancı, İslam inancının temel taşlarından biridir. Bu kavram, Allah'ın her şeyi önceden bildiği ve takdir ettiği, hiçbir şeyin O'nun izni olmadan gerçekleşmeyeceği inancını ifade eder.
Bu yazımızda, kader ve kazanın İslam dinindeki yerini ve önemini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Kader nedir?
Kader, İslam inancında her şeyin Allah'ın ilmi, iradesi ve takdiri doğrultusunda belirlenmiş olduğuna inanmaktır. Allah, olmuş ve olacak her şeyi bilmekte ve bu bilgi doğrultusunda her şeyi belli bir ölçü ve düzen içerisinde yaratmaktadır.
Kader, insanın hayatındaki olayların, kendi özgür iradesiyle yaptığı seçimler de dahil olmak üzere, Allah’ın bilgisi ve kudreti çerçevesinde gerçekleştiğini ifade eder.
Kader, Allah'ın her şeyi önceden bilmesi, takdir etmesi ve her olayın zamanını, yerini ve şeklini belirlemesidir. Başka bir deyişle, evrendeki her şeyin başlangıcı, sonu ve arada geçen her an Allah tarafından belirlenmiştir. Bu, bir nevi ilahi plan veya senaryo gibidir.
Kaza nedir?
Kaza, kaderde belirlenmiş olan olayların fiilen gerçekleşmesi anlamına gelir. İslam'da, kader bir plan ise, kaza bu planın hayata geçişidir. Kaza, Allah’ın ilmi ile belirlediği olayların zamana ve mekana uygun bir şekilde gerçekleşmesi sürecini ifade eder. Kaderin teorik boyutu, kaza ise gerçekleşen boyutudur.
Kaza kaderin tecelli etmesidir. Yani Allah'ın takdir ettiği şeylerin gerçekleşmesidir. Örneğin, bir insanın doğum tarihi, ölüm tarihi, evleneceği kişi gibi olaylar kaderdir. Bu kaderin gerçekleşmesi ise kazadır. Kaza, Allah'ın iradesi dışında gerçekleşen bir olay değildir, aksine O'nun emriyle olur.
Kader ve kaza inancı Kur'an-ı Kerim'de nasıl ifade edilmiştir?
Kur'an-ı Kerim'de kader ve kazanın varlığına dair birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerde, Allah’ın her şeyi belli bir ölçü ile yarattığı ve her olayın O’nun takdiri ile gerçekleştiği belirtilir.
Örneğin, Ra‘d suresinde şöyle buyrulur: “O’nun katında her şey bir ölçü iledir.” (er-Ra‘d, 13/8).
Bu ayet, her şeyin belli bir düzen içinde yaratıldığını ve Allah’ın bu düzene hâkim olduğunu açıkça göstermektedir.
“...Her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir.” (el-Furkân, 25/2)
Peygamberimizin (s.a.v) kader ve kaza hakkındaki öğretileri
Hz. Peygamber (s.a.s.) de kader inancını, iman esasları arasında saymıştır. Özellikle Cibrîl hadisi olarak bilinen meşhur hadiste, Peygamberimiz (s.a.v), iman kavramını Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve hayır ve şerriyle kadere inanmak olarak tanımlamıştır.
Bu hadiste Cebrail (a.s.), Peygamberimize "İman nedir?" diye sorduğunda, Peygamberimiz (s.a.v.) "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmandır." şeklinde cevap vermiştir. (Müslim, Îmân, 1 [8])
Bu tanım, kader ve kazanın İslam inancının temel bir parçası olduğunu net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Ehli sünnet âlimleri kader inancını nasıl yorumlamıştır?
Ehli sünnet âlimleri, bu ayetler ve hadisler ışığında kader ve kazaya inanmanın İslam’ın temel iman esaslarından biri olduğunu kabul etmişlerdir.
Alimlere göre, her şey Allah’ın ilmi ve takdiri ile meydana gelir, insanın iradesi ise bu ilahi düzenin bir parçasıdır. Yani, insan tercihte bulunur, ancak nihai sonuç Allah’ın takdiri ile belirlenir.
Kader inancı neden iman esaslarındandır?
Kader ve kazaya inanmak, Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğuna ve O’nun ilminin geçmiş, şu an ve gelecekte olan her şeyi kuşattığına dair derin bir inanç gerektirir.
Kur’an’da birçok kez Allah’ın dilediğini hidayete erdirdiği ve dilediğini saptırdığı vurgulanır. Allah dilediğince asla zulmetmez ve kimseye de haksızlık yapmaz. Herkese hak ettiği şeyi diler ve takdir eder. Bu nedenle, kader inancı İslam’ın temel iman esaslarından biri olarak kabul edilmiştir.
“De ki: Allah’ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez...” (et-Tevbe, 9/51)
Kader ve Kaza İnancının Önemi
Kader ve kazaya inanmak, Müslümanın hayatına birçok açıdan olumlu etkiler sağlar. Bu inanç, insana sabır, teslimiyet, güven ve huzur verir. Aynı zamanda, insanı kötü düşüncelerden ve umutsuzluktan korur. Ancak, kaderi bahane ederek çalışmayı bırakmak veya sorumluluktan kaçmak, İslam'ın öğretilerine aykırıdır.
- Sabır ve teslimiyet: Kader inancı, insanlara zorluklar karşısında sabırlı olmayı ve Allah'a teslim olmayı öğretir.
- Huzur ve güven: Her şeyin Allah'ın kontrolünde olduğuna inanmak, insanlara iç huzuru ve güveni verir.
- Sorumluluk bilinci: Kader, insanın özgür iradesini ortadan kaldırmaz. İnsanlar, yaptıklarından sorumludur. Ancak kader, insanın çabalarının sonuçlarını Allah'ın belirlediğini gösterir.
- Adalet inancı: Kader, Allah'ın her şeye adil olduğunu gösterir. Her şeyin bir hikmeti vardır.
İslam’ın bu temel inancı, Allah’a teslim olmanın ve insanın sınırlarını bilerek O’na yönelmesinin bir göstergesidir. İnsanın iradesi ve seçimleri önemlidir, ancak tüm sonuçlar Allah’ın ilmi ve kudreti ile şekillenir.
Ancak, kaderi doğru anlamak ve yaşamak önemlidir. Kader, insanın özgür iradesini ortadan kaldırmaz, ancak Allah'ın her şeyi planladığını ve kontrol ettiğini gösterir. ATB
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!