KIZIL GONCALAR MI,
KIZILCIK ŞERBETİ Mİ?
Ne çok kelime,
ne çok soru,
ne çok söylenecek,
haykırılacak
söz var…
Ama susmayı seçiyor insan,
haksızlık karşısında,
hırsızlık karşısında,
arsızlık karşısında.
Susmayı seçiyor insan,
Neden ?
O suçların ortağı mı acaba,
susarak unutacağını mı sanıyor?
Bunca talanı, bunca zulümü, bunca çürümüşlüğü,
menfati için köpekleşeni,
susarak unutacağını mı sanıyor insan?
Olmadı burda bırakıyorum yazmayı,
yazmayacağım kimi ilglendirirki bunlar?
Hem yazsam ne olur,
sorsam ne,
sormasam ne?
Ümitsizim öyle…
Sorma diyecekler,
sana ne,
kim çalmış,
kim almış,
kim satmış ,
kim ölmüş,
sana ne?
Senin keyfin yerinde mi, ona bak sen,
ölen ölsün,
sana ne?
Kimi açlıktan, kimi tokluktan,
kimi yokluktan,
sana ne?
Adam işini yoluna koymuş,
bırak çarpsın,
aldatsın,
iyi yapmasın işini,
bırak arama peşini,
sana ne?
Bulmuş işini yapacak birini,
vermiş onun payını,
koymuş yoluna her şeyi,
bırak yesin,
sana ne ?
Sana ne bu dünyada olanlardan,
bu ülkede olanlardan,
sana ne ?
Kayan topraklardan sana ne,
çıkan altınlardan?
Bırak bunca soruyu,
akşama “Kızılcık Şerbeti”,
içersin,
“Kızıl Goncalar Açarken”
feth edersin Kudüs’ü.
Mısırlarını yerken,
bırak artık düşünme,
sana ne?
Gelir bir kurtarıcı,
değişir her şey,
Değil mi?
ÖZGÜR YILDIRIM