Günümüzde birçok büyük şehirde yaşanan konut krizi, özellikle öğrenciler ve dar gelirli aileler için büyük bir sorun haline gelmiştir. Bu krizin çözümü için yapılan çalışmalar, genellikle sosyal konut üretimine yöneliktir. Şehir plancısı Buğra Gökce, konut hakkının Anayasal bir hak olduğunu vurgulayarak, sosyal konut uygulamalarının artırılması gerektiğini savunmaktadır. Bu makalede, konut krizi ve sosyal konut üretimi konularını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Konut Krizi ve Kiraların Yükselmesi

sossyaal konuut

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve Şehir Plancısı Buğra Gökce, özellikle öğrencilerin tercih ettiği 8 ilçede kiralık konut fiyatlarının son 2 ayda ortalama yüzde 21 oranında arttığını belirtmektedir. Bu artışın, enflasyon oranının üzerinde gerçekleştiğine dikkat çekmektedir. Makroekonomik koşulların etkisiyle ev sahiplerinin enflasyonun üzerinde gelir elde etmek amacıyla kiraları arttırdığını ifade ediyor.

Kiralık Konut Talebindeki Artış

sosssyaaal

Üniversiteye başlayacak öğrencilerin İstanbul'a gelmesi, kiralık konut talebinde artışa neden olmaktadır. Ev sahipleri, bu talebi fırsat olarak değerlendirerek kira bedellerini yükseltmektedir. Ayrıca İstanbul'da boş konutlar, yabancılara konut satışı, sığınmacı ve düzensiz göçmen nüfusunun artması gibi nedenlerle büyük bir konut talebi bulunmaktadır. Bu da konut fiyatlarının artmasına neden olmaktadır.

Boş Konutların Yeniden Kullanılması

kriz-2

Şehir Plancısı Buğra Gökce, boş konutların tekrar kullanılması için çeşitli önerilerde bulunmaktadır. Özellikle kademeli emlak vergisi uygulamasıyla boş konutlardan gerçek bedel üzerinden vergi alınarak, bu konutların talebe arz edilmesi teşvik edilmelidir. Boş konutların ekonomiye kazandırılması, konut krizinin çözümünde önemli bir adım olabilir.

Vatandaşlık Karşılığı Konut Satışı

Vatandaşlık karşılığı konut satışı uygulaması, konut piyasasını dengesizleştiren bir faktör haline gelmiştir. Yabancılara vatandaşlık karşılığı konut satışının durdurulması gerektiğini savunan Gökce, bu uygulamanın vatandaşların konut erişimini kısıtladığını ve piyasayı dengesizleştirdiğini ifade etmektedir. Kamu yetkililerinin, vatandaşların haklarını korumak adına bu konuda gerekli adımları atması gerektiğini belirtmektedir.