Türkiye'nin ekonomik durumuyla ilgili önemli bir gösterge olan kısa vadeli dış borç stoku, son raporlara göre endişe verici bir seviyeye ulaştı. Aralık sonu itibarıyla vadesine 1 yıl veya daha az kalmış kısa vadeli dış borçlar, 226,6 milyar dolarla tarihi bir rekora imza attı. Bu durum, ülkenin dış finansman açısından karşılaştığı zorlukları ve ekonomik istikrarını etkileyebilecek potansiyel riskleri gündeme getiriyor.
Kısa vadeli dış borç stokunun bu rekor seviyeye ulaşmasında, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, küresel ekonomik belirsizlikler ve pandemi kaynaklı ekonomik sarsıntılar gibi faktörler etkili oldu. Bu durum, ülkenin dış ticaret dengesizlikleri ve ödemeler dengesindeki zayıflıklarıyla birleşince, kısa vadeli dış borçların artış eğilimini sürdürmesine neden oldu.
Ekonomi uzmanları, kısa vadeli dış borç stokundaki bu artışın, Türkiye'nin finansal sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini değerlendirirken, ulusal para birimi olan Türk lirasının değer kaybının da bu süreçte etkili olduğunu vurguluyorlar. Döviz kurlarındaki dalgalanmaların, dış borçların TL cinsinden değerini artırarak, ödemeleri daha zor hale getirdiği belirtiliyor.
Ayrıca, bu durumun Türkiye'nin kredi notu değerlendirmelerine etkisi ve yatırımcı güveni açısından nasıl bir yansıma yaratabileceği de merak konusu. Yüksek kısa vadeli dış borçlar, ülkeyi finansal piyasalardaki oynaklıklara karşı daha savunmasız kılabilir ve uluslararası yatırımcılarda çekincelere neden olabilir.
Hükümet ve ekonomi yönetimi, bu gelişmeler ışığında etkili ve sürdürülebilir bir ekonomi politikası izleme zorunluluğuyla karşı karşıya. Dış borçların kontrol altına alınması, özellikle kısa vadeli borçların uzun vadeli ve daha sürdürülebilir finansman araçlarıyla değiştirilmesi gibi adımların atılması önem arz etmektedir. Bu bağlamda, ekonomik istikrarın sağlanması ve uluslararası finansal piyasalarda güvenin yeniden tesis edilmesi için yapılacak reformlar, Türkiye'nin gelecekteki ekonomik performansını belirlemede kritik bir rol oynayabilir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Aralık ayına ait kısa vadeli dış borç istatistiklerini yayımlayarak ülkedeki ekonomik durumu değerlendirdi. Bu verilere göre, 2023 Aralık sonu itibarıyla orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 226,6 milyar dolar olarak gerçekleşti ve yeni bir rekora ulaştı.
Kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yıl sonuna göre yüzde 17,2 oranında artarak 174,4 milyar dolardan 226,6 milyar dolara çıktı. Bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 10,1 oranında artış göstererek 68,4 milyar dolar oldu. Diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku ise yüzde 10,8 oranında artarak 59,6 milyar dolara yükseldi.
Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler yüzde 18,4 oranında artarak 12,6 milyar dolara ulaştı. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 7,4 oranında azalarak 20,0 milyar dolara gerilerken, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı yüzde 23,2 oranında artarak 20,7 milyar dolar oldu. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları yüzde 15,2 oranında artarak 15,1 milyar dolara ulaştı.
Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları yüzde 7,8 oranında artarak 52,5 milyar dolar seviyesine çıktı.
Borçlu bazında incelendiğinde, kamu sektörünün kısa vadeli borcu yüzde 19,3 oranında artarak 34,5 milyar dolar oldu. Özel sektörün kısa vadeli dış borcu ise yüzde 7,5 oranında artarak 93,6 milyar dolara ulaştı.
Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılara olan kısa vadeli borçlar yüzde 29,2 oranında artarak 95,7 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 3,7 oranında artarak 76,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Kısa vadeli tahvil ihraçları 2022 yılında 676 milyon dolar iken, 2023 Aralık sonu itibarıyla 1649 milyon dolar olarak kaydedildi. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar ise 357 milyon dolar oldu.
2023 Aralık sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 50,3'ü dolar, yüzde 23,3'ü Euro, yüzde 10,0’u TL ve yüzde 16,4’ü diğer döviz cinslerinden oluştu.
Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 20,6, Merkez Bankası'nın yüzde 20,5, özel sektörün ise yüzde 58,9 oranında paya sahip olduğu belirtiliyor. Bu veriler, Türkiye'nin kısa vadeli dış borçlarının genel olarak artış eğiliminde olduğunu ve ekonomik durumun dikkatle izlenmesi gerektiğini gösteriyor.