Bingöl-Karlıova hattında gerçekleşebilecek 7,4 büyüklüğündeki deprem tehlikesine karşı uyarılarda bulunan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür'ün endişelerini haklı çıkaran bir araştırma gerçekleştirildi. Türkiye'nin deprem açısından riskli bölgeleri arasında yer alan Bingöl'de, zemin analizi ve bina risk değerlendirmesi yapılarak olası deprem etkilerine karşı alınması gereken önlemler belirlenmeye çalışıldı.
Araştırmanın Temel Noktaları
-
Zemin Analizi
Bingöl-Karlıova hattındaki zeminin detaylı bir analizi gerçekleştirildi. Bu analizde yer bilimciler, bölgenin jeolojik yapısını ve deprem riskini değerlendirdi. -
Riskli Binaların İncelenmesi
Araştırma kapsamında, Bingöl'deki 1500'ü aşkın yapının detaylı bir incelemesi yapıldı. Yapıların dayanıklılığı, depreme karşı direnci ve diğer risk faktörleri değerlendirildi. -
Riskli Yapıların Sayısının Tespiti
Yapılan incelemeler sonucunda, Bingöl'deki 1500'den fazla yapının 500'ünün deprem açısından risk taşıdığı belirlendi. Bu binaların öncelikle güçlendirilmesi veya gerektiğinde yeniden yapılandırılması gerektiği vurgulandı. -
Toplumsal Bilinçlendirme Çalışmaları
Araştırma sonuçlarına dayanarak, bölge halkını deprem konusunda bilinçlendirmek amacıyla kampanyalar düzenlenmeye başlandı. Ev sahiplerine, bina güvenliği önlemleri konusunda rehberlik edilerek bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor.
Prof. Dr. Naci Görür'ün Uyarısı
Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı açıklamalarda Bingöl-Karlıova hattında meydana gelebilecek potansiyel bir depremin ciddi bir tehdit oluşturduğunu ve bu konuda önlemlerin hızla alınması gerektiğini belirtti. Uzman, bu uyarılarıyla bölge sakinlerini ve ilgili kurumları harekete geçirmeye çağırdı.
Bingöl'de yapılan bu kapsamlı araştırma, deprem riski altındaki bölgelerde bilimsel temelli güvenlik önlemlerinin alınması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkan veriler, bölgedeki riskli yapıların belirlenmesi ve bu yapıların güvenli hale getirilmesi için atılacak adımları yönlendirecek nitelikte. Bu tür araştırmalar, deprem riski taşıyan bölgelerde toplum güvenliği için kritik öneme sahip.
Bingöl Üniversitesi (BÜ) Enerji, Çevre, Doğal Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Kenan Akbayram liderliğinde gerçekleştirilen proje, TÜBİTAK tarafından 2022 yılında desteklenmiştir. "Doğu Anadolu Fay Zonu Üzerindeki Bingöl Sismik Boşluğu'nun Fay Yapısı ile Bingöl İli Merkez İlçesinin Yerel Zemin Etkilerinin Araştırılarak Sahaya Özel Sismik Tehlike Analizinin Yapılması" isimli proje, Bingöl'ün kent merkezinin zemininin jeofizik ve jeolojik yöntemlerle incelenmesini amaçlamaktadır.
Proje kapsamında, Erzurum Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), ve Munzur Üniversitesi'nde görevli uzmanlarla işbirliği yapılmıştır. Yürütülen çalışmalar sonucunda kent merkezinin yüzde 70'inin zemin analizi tamamlanmış, geriye kalan alanların analizi ise yıl sonuna kadar planlanmıştır.
Bingöl Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde araştırma görevlisi olan Dr. Ömer Faruk Nemutlu ve Dicle Üniversitesi'nde görevli Dr. Sadık Varolgüneş'in doktora tezleri de bu projenin bir parçası olarak hazırlanmıştır. Tezlerde, İçişleri Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın uyguladığı metotlar kullanılarak, Bingöl'deki riskli yapılar incelenmiş ve 1500'den fazla binanın zemin dinamik verileriyle birleştirilerek depremlere karşı dayanıklılıkları değerlendirilmiştir.
Projede ayrıca Bingöl çevresindeki fayların yapıları, jeolojik ve jeomorfolojik olarak haritalanmış, fay haritaları üzerinde revizyonlar yapılmıştır. Bu çalışmaların amacı, Bingöl'ün depremlere karşı zarar görebilirliğini arttıracak etmenleri tespit ederek, gelecekte olası depremlerin büyüklüklerini daha doğru tahmin etmektir.
Dr. Kenan Akbayram, proje tamamlandığında elde edilen bilgilerin bir rapor haline getirileceğini ve ilgili kurumlarla paylaşılacağını belirtmiştir. Bingöl'deki bu tür detaylı çalışmaların, deprem riski taşıyan diğer bölgelerde de uygulanması gerektiğini vurgulamış ve bilimsel verilerle desteklenen mühendislik çalışmalarının kentsel dönüşüme yönelik yeni imar planlarının oluşturulmasında önemli bir rol oynayacağını ifade etmiştir.
Bu proje, bölgenin deprem risklerini anlamak ve önlem almak için bilimsel bir temel oluşturarak, bölge halkının güvenliği ve yapılaşma planları için önemli bir katkı sağlamaktadır.