İnsan hayatının bir gerçeği olan ölüm, beraberinde birçok sorunu da getirir. Bunlardan biri de ölen kişinin borçlarının nasıl ödeneceği konusudur. İslam hukuku, bu konuda net hükümler ortaya koyarak hem borçlunun hem de alacaklıların haklarını korumayı amaçlar.
Ölen kişinin borçlarının nasıl karşılandığını ve vârislerin bu süreçteki sorumluluklarını bu yazımızda paylaşıyoruz.
Allah Hakkı ve Kul Hakkı Olarak Borçlar
İslam'da borçlar, Allah hakkı ve kul hakkı olmak üzere ikiye ayrılır. Allah hakkı olan borçlar, zekât, oruç gibi ibadetlerden doğan borçlardır. Kul hakkı olan borçlar ise insanlara olan borçlardır. Her iki tür borcun da ödenmesi büyük önem taşır.
Allah’a karşı borçlar: Borçlar, Allah’a karşı olan ve kullara karşı olan olarak ikiye ayrılır. Zekât, oruç, hac, adak ve keffâret gibi ibadetlerden doğan borçlar, kişinin Allah’a karşı olan yükümlülükleridir. Bu borçlar, bireyin hayattayken ödemesi gereken sorumluluklardır.
Kullara karşı borçlar: Kullara karşı borçlar ise kişinin başkalarına olan yükümlülüklerini kapsar. Bu tür borçlar, borçlu kişinin vefat etmesi halinde vârisler tarafından ödenmesi gerekmektedir. Vârisler, borcun ödenmesi için belirli oranlarda mirastan pay ayırmak zorundadır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) kullara ait borçların ödenmesinin önemi üzerinde de durmuştur. Bu sebeple kişi ölen anne babasının borçlarını ödemelidir. Anne babanın mirası öncelikle borçlarını ödemek için kullanılır.
Hz. Peygamber (s.a.v.), kişinin borçlu olarak Allah’ın karşısına çıkmasını günah olarak nitelemiş (Ebû Dâvûd, Büyûʽ, 9)
Hz. Peygamber (s.a.v.) ölenin borçlarının mümkünse cenaze namazından önce; değilse daha sonra malından ödenmesini emretmiştir (Buhârî, Kefâlet, 5)
Ölen Kişinin Borçlarının Ödenmesi
Ölen kişinin borçları, genellikle miras yoluyla kalan mal varlığından ödenir. Ancak, bu konuda bazı önemli noktalar vardır:
- Vasiyet: Kişi, hayattayken borçlarını vasiyet yoluyla belirleyebilir. Hanefi mezhebine göre, mirasçılar bu vasiyeti terekenin üçte birinden yerine getirmekle yükümlüdür.
- Kul Hakkı: Kur'an-ı Kerim, kul hakkının önemini vurgulayarak, borçların mirasçılara bırakılan maldan önce ödenmesi gerektiğini belirtir.
- Peygamberimiz'in Hadisleri: Peygamberimiz (s.a.v.), ölen kişinin borçlarının ödenmesinin önemini vurgulayan birçok hadis söylemiştir. Örneğin, ölen kişinin ruhunun, borçları ödeninceye kadar rahat edemeyeceğini belirtmiştir.
- Terekenin Yetersiz Olması: Eğer miras kalan mal varlığı, borçları tamamen karşılamaya yetmiyorsa, borçlar alacaklılar arasında oranlarına göre paylaştırılır.
Borçların ödenmesi için vasiyet şartları
Bir kimse, hayattayken borçlarını ödeyemediğinde, bu borçların ödenmesi için vasiyette bulunmalıdır.
Hanefî mezhebine göre, vasiyet edilmesi durumunda vârislerin, terekenin üçte biri oranında borçları ödemeleri zorunludur. Vasiyet edilmeyen durumlarda ise vârislerin borçları mirastan ödemeleri tavsiye edilir.
Borçların mirastan ödenmesi
Ölen kişinin borçları, mirasının paylaştırılmasından önce ödenir. Kur’ân’da borçların, vârislerin payına olan önceliği belirtilmiştir. Eğer tereke borçları ödemeye yetmiyorsa, borçlar oranında alacaklılara bölüştürülür.
Kuran-ı Kerim'de, ölenin borçlarının ödenmesinin varislerin mirası paylaştırmasından önce geldiği şu ayette yer alır: “Bu paylaştırma ölenin yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır.” (en-Nisâ 4/11)
Mirasçılar Ne Yapmalı?
Ölen kişinin mirasçıları, öncelikle miras bırakanın borçlarını tespit etmek ve bunları ödemekle yükümlüdür. Borçların ödenmesi için gerekli işlemleri yapmalı ve alacaklılarla iletişime geçmelidirler.
Özetle, İslam hukukuna göre ölen kişinin borçları, mirasçılar tarafından ödenmesi gereken bir sorumluluktur. Bu durum, hem dini bir gereklilik hem de ahlaki bir sorumluluktur. Mirasçılar, ölen kişinin borçlarını ödeyerek hem Allah'ın emrine uymuş hem de kul hakkına riayet etmiş olurlar.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!