Ölüm Temennisi: İslam'da Yasak mı, Yoksa Manevi Bir İmtihan mı?
Her insan hayatının bir döneminde zorluklarla karşı karşıya kalabilir. Peki, bu zorluklar karşısında bir Müslümanın ölümü temenni etmesi caiz midir? Din İşleri Yüksek Kurulu, İslami öğretilere dayanarak bu hassas konuya ışık tutuyor.
Ölüm Temennisinin Dinî Boyutu
Bir müminin sıkıntılı zamanlarda ölümü arzulaması, İslam'ın öğretileri ışığında nasıl değerlendirilmeli? Bu soru, pek çok kişinin kafasını kurcalıyor.
Sıkıntılar ve İmtihan
Sıkıntılar, hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Din İşleri Yüksek Kurulu, sıkıntıların aynı zamanda birer ilahi imtihan olduğunu ve sabredenlerin büyük ecir kazanacağını vurguluyor.
Hz. Peygamber'in (s.a.v) Hadisleri Işığında
Hz. Peygamber (s.a.v) bu konuda şöyle buyuruyor: “Sizden hiçbiriniz başına gelen bir sıkıntıdan ötürü ölümü asla temenni etmesin. Şâyet ölümü istercesine olağanüstü bir darlık içinde kalırsa, o zaman şöyle desin: ‘Allah’ım! Benim için yaşamak hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat, benim için ölüm hayırlı olduğu vakit de beni öldür.” (Buhârî, De‘avât, 30 [6351]; Merdâ 19 [5671]; De‘avât, 30 [6351]; Müslim, Zikir, 10 [2680])
Hz. Peygamber'in bu hadisi, Müslümanların zor zamanlarında nasıl bir tutum sergilemeleri gerektiğine dair önemli bir rehber sunuyor.
Cinayet işlemek, cana kıymak İslam hukukunda en büyük günahlardan biridir.
İntihar da İslam Hukukunda cinayet gibidir ve en büyük günahlardan biridir.
Başımıza gelen herşey bir imtihandır. Yaşanılan hiçbir olay cinayet ve intihara gerekçe olamaz.
Kişi sahipsiz olmadığını, bir Rabbi olduğunu unutmamalıdır. İlla ölüm temenni edilecekse; "Allah’ım! Benim için yaşamak hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat, benim için ölüm hayırlı olduğu vakit de beni öldür.” şeklinde dua edilmelidir.
Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar
