Bu haberimizde ölüm anının farklı perspektiflerden (bilimsel, dini, kültürel) nasıl yorumlandığını detaylı ve başlıklandırılmış şekilde paylaşıyoruz.
Ölüm Anında İnsan Bedeninde Neler Yaşanıyor?
Bilimsel açıdan ölüm, vücuttaki yaşamsal fonksiyonların geri döndürülemez bir şekilde sona ermesi olarak tanımlanır. Bu süreçte şu tür olaylar gözlemlenir:
- Kalp ve Dolaşım Sistemi: Kalp atışı durur ve kan dolaşımı sona erer. Bu durum, organlara oksijen ve besin gitmemesine yol açar.
- Solunum Sistemi: Solunum durur ve akciğerlere hava girişi olmaz.
- Beyin Aktivitesi: Beyin hücreleri oksijensiz kalmaya başlar ve elektriksel aktivite azalır. Elektroensefalografi (EEG) ile ölçülen beyin dalgaları önce yavaşlar, sonra düzleşir. Ancak, ölümün kesinleştiği an ve beyin aktivitesinin ne kadar süreyle devam ettiği hala araştırılan bir konudur. Bazı çalışmalar, kalp durduktan sonra kısa bir süre beyin aktivitesinin devam edebileceğini göstermektedir.
- Kaslar: Kaslar gevşer ve vücut kontrolü kaybolur. Sfinkter kaslarının gevşemesi sonucu idrar ve dışkı kontrolü de ortadan kalkabilir.
- Duyu Organları: Duyu organlarının fonksiyonları da aşamalı olarak kaybolur. İşitme duyusunun diğer duyulara göre daha uzun süre devam edebileceğine dair bazı görüşler bulunmaktadır.
- Vücut Sıcaklığı: Vücut, dış ortamın sıcaklığına doğru soğumaya başlar (algor mortis).
- Ceset Katılığı (Rigor Mortis): Ölümden birkaç saat sonra kaslarda kimyasal değişiklikler nedeniyle bir sertleşme (rigor mortis) meydana gelir. Bu durum genellikle 24-48 saat sürer ve sonra çözülür.
- Ceset Lekeleri (Livor Mortis): Kan dolaşımı durduğu için, yerçekiminin etkisiyle kan vücudun alt kısımlarında toplanır ve morumsu lekeler oluşur (livor mortis).
-
Solunum ve Kalp Durması: Kalp atmayı bırakır, oksijen alımı durur.
-
Beyin Aktivitesinin Azalması: İlk birkaç saniyede bilinç kaybı yaşanır. EEG'de beyin aktivitesi birkaç dakika içinde tamamen durur.
-
Organların Kapanışı: Hücreler oksijen ve enerji eksikliğiyle işlevlerini kaybeder. Organlar sırayla kapanır.
-
Kas Gevşemesi ve Rigor Mortis: Kaslar önce gevşer, sonra sertleşir (rigor mortis).
-
Göz Tepkileri ve Cilt Solgunluğu: Gözbebekleri ışığa tepkisiz kalır, cilt solgun ve soğuk hale gelir.
Ölüm Anında İnsan Ruhunda Neler Yaşanıyor?
Bu soru, bilimsel araştırmaların ötesinde, dini ve felsefi inançların alanına girer. Ruhun varlığına ve ölümden sonraki akıbetine dair farklı inançlar bulunmaktadır.
-
Ruhun bedenden ayrıldığı kabul edilir.
-
Bilinçli farkındalık, bir geçiş süreci yaşadığı düşünülür.
-
Ruhsal bir hafifleme, geçmişin gözden geçirilmesi gibi tecrübeler anlatılır (özellikle mistik öğretilerde).
-
Ruhun rüyada yaşadığı sevinç ve üzüntüler ölüm anında da yaşanır. İnsan rüya görürken çoğu kere rüya gördüğünü bilmeden gerçekmiş gibi hisseder her şeyi. Ölüm anında da bir rüya gibidir yaşananlar ancak gerçektir.
-
İyi ruhlar ölüm anında huzurlu ve mutludur, kötü ruhlar acı ve azap çeker.
Bilimsel Olarak Ölüm Anında İnsan Neler Hissediyor?
Ölüm anındaki deneyimler hakkında kesin bilimsel sonuçlara ulaşmak zordur çünkü bu anı yaşayan insanlar hayatta kalamazlar. Ancak, ölümden dönen (near-death experience - NDE) kişilerin anlattıkları deneyimler bazı ipuçları sunmaktadır. Bu deneyimler genellikle şunları içerir:
- Huzur ve Sakinlik: Birçok kişi derin bir huzur, rahatlama ve acıdan kurtulma hissi yaşadığını belirtir.
- Beden Dışı Deneyim: Bazı insanlar kendi bedenlerinin üzerinde süzüldüklerini ve olup biteni yukarıdan izlediklerini hissederler.
- Tünel ve Işık: Parlak bir ışığa doğru çekildiklerini veya uzun bir tünelden geçtiklerini tarif edenler vardır.
- Sevdiklerinin Varlığı: Ölmüş yakınlarını veya spiritüel varlıkları gördüklerini söyleyenler olmuştur.
- Hayatın Gözden Geçirilmesi: Bazı insanlar hayatlarının önemli anlarının bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğini ifade ederler.
Ancak, bu deneyimlerin fizyolojik veya psikolojik nedenleri olabileceği de öne sürülmektedir. Örneğin, beyindeki oksijen azalması, endorfin salgılanması veya stres hormonlarının etkisi gibi faktörlerin bu tür algılara yol açabileceği düşünülmektedir.
-
Bilinç Kaybı: Beyin oksijensiz kaldığı için saniyeler içinde bilinç kaybı olur.
-
Tünel Görüntüsü / Işık: Beyin hipoksi (oksijen azlığı) ile "tünel ve ışık" hissi yaratabilir.
-
Huzur veya Panik: Deneyim, kişiden kişiye değişir. Bazıları huzurlu bir his, bazıları panik hissi bildirir.
-
"Ölümden Dönenler" (NDE): Duygusal yoğunluk, geçmişin göz önünden geçmesi, beden dışı deneyimler raporlanmıştır.
Kuran'a Göre Ölüm Anında İnsan Neler Yaşıyor?
Kuran'a göre ölüm, ruhun bedenden ayrılmasıdır. Bu an, meleklerin (Azrail ve yardımcıları) ruhu almakla görevlendirildiği bir süreçtir. Bu süreç, kişinin imanına ve amellerine göre farklı şekillerde gerçekleşir:
- Müminler İçin: Ölüm anı kolay ve huzurlu olabilir. Melekler onlara cenneti müjdeler ve ruhları güzel bir şekilde alınır.
- Kafirler ve Günahkarlar İçin: Ölüm anı acı dolu ve zorlu olabilir. Melekler onlara cehennemi haber verir ve ruhları şiddetle çekilerek alınır.
Kuran'da ölüm anıyla ilgili çeşitli ayetler bulunmaktadır. Örneğin:
- (Nisa Suresi, 97): "Kendilerine zulmedenlerin canlarını melekler alırken, 'Ne durumdaydınız?' dediler. Onlar da, 'Biz yeryüzünde zayıf düşürülmüş kimselerdik' dediler. Melekler, 'Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi? Orada hicret etseydiniz ya!' dediler. İşte onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o!"
- (Naziat Suresi, 1-2): "Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara, yavaş yavaş süzülüp gidenlere..." (Bu ayetlerin meleklerin ruhları alış şekillerine işaret ettiği yorumlanır.)
-
Meleklerin Ruh Alması: “Ölüm melekleri” (Melek-ül Mevt ve yardımcıları) ruhu alır. (En’âm 6/93, Secde 32/11)
-
Mümin için Rahmet: Ruh kolaylıkla çıkarılır, cennetten kokular getirilir. (Nahl 16/32)
-
Kâfir için Azap: Ruh zorlukla çıkar, melekler yüzlerine ve sırtlarına vurur. (Enfal 8/50, Muhammed 47/27)
Hadis-i Şeriflere Göre Ölüm Anında İnsan Neler Yaşıyor?
Hadis-i şeriflerde de ölüm anı ve sonrasıyla ilgili detaylı bilgiler yer almaktadır. Bu rivayetlere göre:
- Şeytanın Vesvesesi: Ölüm anında şeytan, insanın imanını kaybetmesi için çeşitli vesveselerde bulunur.
- Meleklerin Görünmesi: Kişi, imanına göre rahmet veya azap meleklerini görebilir.
- Kabir Azabı ve Nimetleri: Ölümden sonra kabir hayatı başlar. Müminler için kabir bir cennet bahçesi gibi olurken, kafirler ve günahkarlar için bir azap yeri olabilir.
- Ruhun Yükselişi: Ruh, bedenden ayrıldıktan sonra melekler tarafından alınır ve Allah'a yükseltilir.
Örneğin bir hadiste Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ölüm meleği, müminin yanına gelir ve 'Ey güzel ruh, Allah'ın rızasına ve cennetine çık!' der. Kafir ve günahkarın yanına ise 'Ey kötü ruh, Allah'ın gazabına ve cehennemine çık!' der." (İbn Mace, Zühd, 32)
-
Müminin Ruhu: Mis gibi kokularla çıkar, göklere yükseltilir, sonra kabre konur (Ahmed bin Hanbel, Müsned).
-
Kâfirin Ruhu: Korkunç bir şekilde çekilir, kötü kokular yayılır, gökler ona kapanır.
-
Ruhun Sorgusu: Kabirde Münker ve Nekir melekleri tarafından sorular sorulur.
İncil ve Hristiyan İnancına Göre Ölüm Anında İnsan Neler Yaşıyor?
Hristiyan inancına göre ölüm, ruhun bedenden ayrılması ve Tanrı ile buluşmasıdır. İncil'de ölüm anıyla ilgili detaylı bir anlatım olmasa da, genel inanış şöyledir:
- İmanlılar İçin: İman edenler için ölüm, acı ve korku verici bir son değil, Mesih İsa aracılığıyla ebedi hayata geçiştir. Ruhları hemen Tanrı'nın huzuruna gider.
- İmansızlar İçin: İman etmeyenler için ölüm, Tanrı'dan ayrı kalma ve ebedi cezaya gitme anlamına gelebilir.
Yeni Ahit'te İsa'nın çarmıhta ölümü ve dirilişi, Hıristiyanlar için ölümün üstesinden gelindiğinin ve sonsuz yaşamın müjdesidir. Pavlus'un Filipililere Mektubu'nda geçen "Çünkü benim için yaşamak Mesih ve ölmek kazançtır" (Filipililer 1:21) ayeti, imanlılar için ölümün olumlu bir geçiş olduğunu ifade eder.
-
Ruhun Ayrılması: Ruh bedenden ayrılarak Tanrı'nın huzuruna çıkar (Vaiz 12:7).
-
Yargı Süreci: İyi işler cenneti, günahkarlar ise azabı beraberinde getirir (İbraniler 9:27).
-
Teselli ve Cennet Ümidi: İsa’ya inananlar için "sonsuz yaşam" vaadi vardır (Yuhanna 11:25-26).
Tevrat ve Yahudi İnancına Göre Ölüm Anında İnsan Neler Yaşıyor?
Yahudi inancında ölüm, "yaşam nefesinin" (ruah hayyim) bedenden ayrılması olarak kabul edilir. Tevrat'ta ölüm anıyla ilgili çok detaylı bir anlatım bulunmamakla birlikte, sonraki Yahudi metinlerinde (Talmud ve Kabala gibi) daha fazla ayrıntı yer alır:
- Melek Azrail'in Rolü: Ölüm meleği Azrail, ruhu bedenden ayırmakla görevlidir. Bu süreç, kişinin yaşamına göre kolay veya zor olabilir.
- Ruhun Yolculuğu: Ruhun, ölümden sonra "gehenna" (cehennem benzeri bir arınma yeri) veya "gan eden" (cennet bahçesi) gibi farklı aşamalardan geçtiğine inanılır.
- Diriliş İnancı: Yahudilikte, Mesih'in gelişiyle birlikte ölülerin dirileceğine dair bir inanç da bulunmaktadır.
-
Nefesin Geri Alınması: Tanrı ruha sahip çıkar (Eyüp 34:14-15).
-
Şeol (Ahiret Bekleyişi): Ruhlar bir bekleme yerinde (Şeol) adaleti bekler.
-
İyi ve Kötü Ayrımı: Rabbe sadık olanlar için ahirette umut vardır.
Hint Dinlerine Göre Ölüm Anında İnsan Neler Yaşıyor?
Hinduizm, Budizm ve Jainizm gibi Hint dinlerinde ölüm, bir son değil, bir geçiş ve yeniden doğum (reenkarnasyon veya samsara) döngüsünün bir parçası olarak görülür.
Ölüm anında yaşananlar, kişinin karma (önceki eylemlerin sonuçları) ve mokşa (kurtuluş) arayışına göre farklılık gösterir:
- Hinduizm: Ruh (atman), bedeni terk eder ve karmasına göre yeni bir bedene geçer. Ölüm anında, kişinin son düşünceleri ve arzuları sonraki yaşamını etkileyebilir.
- Budizm: Bireysel bir "ruh" kavramı yerine, sürekli değişen bir bilinç akışı (citta-santana) kabul edilir. Ölüm anında bu akış, yeni bir varoluş biçimine doğru ilerler. Bardo Thodol (Tibet Ölüler Kitabı), ölüm sonrası deneyimleri ve yeniden doğuma rehberlik eden önemli bir metindir.
- Jainizm: Ruh (jiva), bedenden ayrılır ve karmasına göre yeni bir bedene geçer. Ölüm, acı ve bağlılıklardan kurtulma fırsatı olarak da görülebilir.
-
Karma ve Reenkarnasyon: Ruh, önceki yaşamlarına göre yeniden doğar.
-
Antaryamin (İçsel Tanık): Ruh bilinçli olarak beden değiştirir.
-
Ruhun Ayrılışı: “Prana” (hayat enerjisi) yukarı doğru yükselir.
-
Bardo Deneyimi (Budizm): Ölümle yeniden doğum arasında geçici bir bilinç hali yaşanır.
Uzakdoğu Dinlerine Göre Ölüm Anında İnsan Neler Yaşıyor?
Şintoizm ve Taoizm gibi Uzakdoğu dinlerinde ölüm, doğanın döngüsünün bir parçası olarak kabul edilir. Ataların ruhlarına saygı büyük önem taşır:
- Şintoizm: Ölüm, kirlilik olarak kabul edilir ancak ölen kişinin ruhu (kami) ailesinin ve topluluğunun koruyucu bir atası haline gelebilir. Ölüm törenleri ve atalara yapılan ibadetler önemlidir.
- Taoizm: Ölüm, doğal bir dönüşüm sürecidir. Bedenin fiziksel formunun kaybolması, ruhun evrensel Tao ile bütünleşmesi olarak görülebilir. Ölüme karşı sakin ve kabullenici bir yaklaşım benimsenir.
Afrika İnanç ve Kültürüne Göre Ölüm Anında İnsan Neler Yaşıyor?
Afrika'daki geleneksel inançlar çok çeşitlidir ancak ortak bazı temalar bulunur. Ölüm genellikle bir son değil, atalar dünyasına geçiş olarak kabul edilir:
- Atalara Saygı: Ölen kişinin ruhu, ailesi ve topluluğu üzerinde etkili olmaya devam eder. Atalara saygı göstermek ve onlarla iletişim kurmak önemlidir.
- Atalara Katılım: Ruh, ataların ruh dünyasına katılır.
- Ritüeller ve Törenler: Ölüm, karmaşık ritüeller ve törenlerle karşılanır. Bu törenler, hem yas tutmayı hem de ölen kişinin ruhunun huzur içinde atalar dünyasına geçmesini sağlamayı amaçlar.
- Ruhun Yolculuğu: Bazı inançlara göre ruh, bir süre dünyada kaldıktan sonra atalar diyarına doğru bir yolculuğa çıkar.
Güney Amerika İnanç ve Kültürüne Göre Ölüm Anında İnsan Neler Yaşıyor?
Güney Amerika'daki yerli kültürlerin inançları da çeşitlilik gösterir ancak doğa, ruhlar ve atalarla olan bağlantı genellikle güçlüdür:
- Doğa ve Ruhlar: Ölüm, doğal döngünün bir parçası olarak görülür ve ölen kişinin ruhunun doğadaki diğer ruhlarla bütünleşebileceğine inanılır.
- Ölüm ve Yeniden Doğuş: Bazı kültürlerde ölüm, yeni bir başlangıcın veya yeniden doğuşun işareti olarak kabul edilir.
- Ritüeller ve Maskeler: Ölüm törenlerinde maskeler ve özel kıyafetler giyilerek ruhlarla iletişim kurulduğuna inanılır.
-
Ruhun Yolculuğu: Ruh, doğa ruhları tarafından karşılanır.
-
Şamanik Rehberlik: Ruh, şamanlar tarafından yönlendirilir.
-
Reenkarnasyon ve Dönüş: Ruhlar, doğa döngüsüne yeniden katılır veya totem hayvanlar içinde yeniden var olur.
Ölüm Anıyla İlgili Hadis-i Şerifler
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.)'in ölüm anı ve sonrası ile ilgili birçok hadis-i şerifi bulunmaktadır. İşte onlardan bazıları:
-
Müminin Ölümü: "Mümin kul dünyadan ayrılıp ahirete yöneldiği zaman, semadan yüzleri güneş gibi parlak olan melekler inerler. Yanlarında cennet kefenlerinden ve cennet kokularından vardır. Gelirler, kulun görebileceği bir yere otururlar. Sonra ölüm meleği gelir, başının yanına oturur ve şöyle der: 'Ey güzel ruh, Allah'ın mağfiretine ve rızasına çık!' Bunun üzerine ruh, tıpkı tulumdan suyun akması gibi kolaylıkla çıkar. Melekler onu alırlar ve göz açıp kapayıncaya kadar bir an bile bekletmeden o cennet kefenine ve o güzel kokuya koyarlar. O kokudan yeryüzünde daha güzel bir koku bulunmaz. Sonra onu alıp yükselirler. Gittikleri her melek topluluğu, 'Bu güzel ruh kimdir?' diye sorar. Onlar da 'Bu, falan oğlu falandır' diyerek dünyadaki en güzel isimleriyle onu zikrederler. Nihayet onu yedinci semaya kadar çıkarırlar. Allah Teala buyurur ki: 'Kulumun kitabını illiyyun'a (yüksek derecelilerin defterine) yazın ve onu tekrar yeryüzüne döndürün. Çünkü ben onları oradan yarattım, oraya döndüreceğim ve oradan tekrar dirilteceğim.'" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 287-288)
-
Kafir ve Günahkarın Ölümü: "Kafir kul dünyadan ayrılıp ahirete yöneldiği zaman, semadan yüzleri kapkara olan melekler inerler. Yanlarında cehennem kefenlerinden vardır. Gelirler, kulun görebileceği bir yere otururlar. Sonra ölüm meleği gelir, başının yanına oturur ve şöyle der: 'Ey kötü ruh, Allah'ın gazabına ve öfkesine çık!' Bunun üzerine ruh, tıpkı ıslak yünden dikenli bir şişin çekilmesi gibi zorlukla çıkar. Melekler onu alırlar ve göz açıp kapayıncaya kadar bir an bile bekletmeden o cehennem kefenine koyarlar. O kokudan yeryüzünde daha kötü bir koku bulunmaz. Sonra onu alıp yükselirler. Gittikleri her melek topluluğu, 'Bu kötü ruh kimdir?' diye sorar. Onlar da 'Bu, falan oğlu falandır' diyerek dünyadaki en çirkin isimleriyle onu zikrederler. Nihayet onu yeryüzüne kadar indirirler. Allah Teala buyurur ki: 'Kulumun kitabını siccin'e (aşağılıkların defterine) yazın.'" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 288-289)
-
Ölüm Anındaki Zorluklar:
"Ölümün şiddeti yetmiş kılıç darbesi gibidir." (Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, III, 25) (Bu hadis, ölümün ne kadar zorlu bir süreç olabileceğini anlatmaktadır.)
-
Şeytanın Vesvesesi:
"Şeytan, her birinizin yanında bulunur. Hatta ölüm anında bile gelir ve 'Yahudi olarak öl!' veya 'Hıristiyan olarak öl!' der." (Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, VII, 206) (Bu hadis, imanımızı son nefesimize kadar korumanın önemini vurgulamaktadır.)
Müminin Ruhunun Kolaylıkla Çıkması
“Müminin ruhu, bedeninden bir tulumdan su damlası gibi kolayca çıkar.”
(İbn Mâce, Zühd, 32; Ahmed b. Hanbel, Müsned)
Kâfirin Ruhunun Zorla Çekilmesi
“Kâfirin ruhu ise dikenli bir çubuğun ıslak yün içinden çekilmesi gibi çıkar.”
(Nesâî, Cenâiz, 8; İbn Mâce, Zühd, 32)
Meleklerin Ruh Alma Anı
"Melekler, iyi kimselerin ruhunu güzel kokular ve cennet örtüleriyle teslim alır. Kötü kimselerin ruhu ise siyah yüzlü melekler tarafından kötü kokularla alınır."
(Buhârî, Cenâiz, 86; Müslim, Cennet, 70)
Ölüm Meleği Azrail (a.s)
“Her can ölümü tadacaktır. Ölüm meleği gelir ve canınızı alır. O zaman gerçeği anlarsınız.”
(Tirmizî, Zühd, 59)
Kabirdeki İlk An
“Ölen kişi, kabre konulunca ayak seslerini işitecek kadar canlıdır. O sırada ona iki melek gelir, oturturlar ve Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne? diye sorarlar.”
(Buhârî, Cenâiz, 87; Müslim, Cennet, 71)
Filozofların Ölümle İlgili Sözleri ve Düşünceleri
Farklı felsefi akımlar ve filozoflar, ölüm anını ve ölümün anlamını çeşitli şekillerde ele almışlardır:
- Sokrates ve Platon: Ölümü ruhun bedenden ayrılması ve gerçek bilgiye ulaşma yolculuğunun başlangıcı olarak görmüşlerdir. Platon'un "Phaedo" adlı diyalogunda Sokrates, ölümden korkmanın yersiz olduğunu, çünkü ruhun ölümsüz olduğunu ve ölümün sadece bir geçiş olduğunu savunur.
- Epikuros: Ölümü hissedilmeyen bir yok oluş olarak tanımlamıştır. Ona göre ölümden korkmak irrasyoneldir çünkü biz var olduğumuz sürece ölüm yoktur, ölüm geldiğinde ise biz yokuz. Bu nedenle ölüm ne yaşayanı ne de öleni ilgilendirir.
- Stoacılar (Seneca, Epiktetos, Marcus Aurelius): Ölümü doğal bir olay ve evrenin düzeninin bir parçası olarak kabul etmişlerdir. Ölüme karşı soğukkanlı ve kabullenici bir tavır sergilemenin önemini vurgulamışlardır. Önemli olanın erdemli bir yaşam sürmek olduğunu savunmuşlardır.
- Varoluşçular (Heidegger, Sartre, Camus): Ölümü insanın varoluşunun temel bir boyutu olarak ele almışlardır. Heidegger, ölümü "olası en kesin olasılık" olarak tanımlar ve insanın kendi ölümünün farkında olmasının, otantik bir yaşam sürmesi için önemli olduğunu savunur. Sartre, ölümün anlamsız olduğunu ve insanın kendi anlamını yaratma sorumluluğu taşıdığını ileri sürer. Camus ise absürt bir dünyada ölümün kaçınılmazlığına rağmen yaşama tutunmanın önemini vurgular.
- Nihilizm: Yaşamın ve ölümün herhangi bir anlamı veya amacı olmadığını savunan felsefi bir görüştür. Nihilistler için ölüm, basit bir son ve yok oluş anlamına gelir.
- Transhümanizm: Teknolojinin ilerlemesiyle ölümün üstesinden gelinebileceği veya en azından önemli ölçüde geciktirilebileceği fikrini savunur. Bu akıma göre ölüm, aşılması gereken biyolojik bir sınırlamadır.
Sokrates (M.Ö. 469-399) — Yunan Filozofu
“Ölüm, ya sonsuz bir uykudur ya da başka bir hayata geçiş. Her iki durumda da korkulacak bir şey değildir.”
Platon — “Fedon” Diyaloğu
“Felsefe, ölüm için hazırlıktır. Bedenin isteklerinden kurtulup ruhun saf bilgiye ulaşması ancak ölümle mümkün olur.”
Epiktetos (Stoacı)
“Doğan her şey ölür. Ölüm bir kayıp değil, doğanın gereğidir. Üzülmeye gerek yoktur.”
Seneca (M.Ö. 4 – M.S. 65)
“Ölümden korkmak, hiç doğmamış olmaktan korkmak gibidir. Çünkü ölüm de doğmamış olmak kadar bilinmezdir.”
İbn Sina (980-1037)
“Ruh ölümsüzdür. Ölüm, ruhun daha yüksek bir âleme intikalidir.”
İmam Gazâlî (1058–1111)
“Ölüm, uykudan uyanmak gibidir. Bu dünya, gerçek âlemin bir gölgesidir.”
Arthur Schopenhauer (1788–1860)
“Ölüm, bireyin yok oluşu değil, evrensel iradenin bireysel tezahürüne son vermesidir.”
Martin Heidegger (1889–1976)
“İnsan, ölüme doğru varlıktır. Ölüm, insanın varoluşunun en hakiki anıdır.”
Her nefis ölümü tadacaktır
Filozofların ölüm hakkındaki bu farklı görüşleri, insanın ölümle olan ilişkisini ve ölümün anlamını anlamaya yönelik çeşitli çabaları yansıtmaktadır.
Her bir bakış açısı, ölümün bireysel ve evrensel düzeydeki etkilerini farklı açılardan ele almaktadır.
Şüphesiz her nefis ölümü tadacaktır. Ölüm, yaratılan her canlının kaderi. O'na aitiz ve yine O'na döneceğiz.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!