Osmanlı Devleti'nde önceden şifalı, sonradan günah denilen bir meyve Avokado'dur
Yaklaşık 300 yıl önce Osmanlı'da da avokado yetiştiriliyordu. Osmanlı döneminde yaşayan 1688 doğumlu Molla Kamil Efendi, din alimi olmasına rağmen pozitif ilimlerle de ilgilenen bir beyefendi. Hatta ailesinin buna itiraz etmesine rağmen eğitim almak için Roma ve Paris'e kadar gitmiş biridir kendisi.
Bu tarihte İstanbul'daki lale bahçelerinde nedeni anlaşılamayan bir hastalık tüm laleleri mahvetmiş. Dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa da bu meseleyi çözmesi için Kamil Efendi'yi görevlendirmiş. O da öğrendiği bilimsel yöntemlerle hastalığı tedavi etmiş ve “Halaskaran-ı lalezar" lakabı ile sarayın takdirini kazanmıştır.
Ayrıca Kamil Efendi'ye müfakat olarak da Yalova'da ziraat çalışmalarını yapması için bir arazi tahsis edilmiştir. Kamil Efendi'nin burada yaptığı en ilginç çalışma ise Fransa'da görüp çok beğendiği avokadoyu Anadolu şartlarında yetiştirmeye çalışması olmuştur.
Uzun uğraşlar sonucunda avokadoyu Yalova'da yetiştirmeyi başarmış ve mahsulünü saraya takdim etmiştir. Kamil Efendi bunu yaparken avokadonun faydalı olduğunu, leziz bir tada sahip olduğunu söylemiş.
Avokad nam bu ağaca kim timsah armudu da derler, faidesi saymakla bitmez. Sayesi hoş, bakması ala, yemişi leziz ve şifadır. Meyvesi cennet taamı olup neyle yense yakışır, ağza ferahlık mideye küşayiş verir. Yağı sürülende cilde sedefi bir nur katar. Evrakı pişirilip içilse hasat-ül kilyenin (böbrek taşı) ilacudur… Meyvenin tadını beğenen Damat İbrahim Paşa verdiği davetlerde avokadoyu ikram etmeye başlamış ve moda haline gelen bu egzotik yiyecek kısa zamanda İstanbul seçkinleri tarafından benimsenerek sofralardaki yerini almıştır. Kamil Efendi bu yeni nimetin yayılması ve halkın da istifadesi için gayret gösterdiyse de, Zadegân bu konuya bigâne kalmış avokado, saray ve elit tabakanın dışında kullanılmamıştır.
Molla Kamil Efendi’nin mesut zamanları ve avokadonun Osmanlı serüveni maalesef 1730 yılının eylül ayında patlak veren Patrona Halil ayaklanması ile son bulmuştur. İsyancılar hamisi Damat İbrahim Paşa ile birlikte Kamil Efendi’yi de olmadık zulümle halletmiş, ayaklanmaya katılan bir grubun telkini ile avokadonun timsah ile ağacın ciması ile mahsul olduğu söylentisi yayılmış;
Mekruh olduğu, Müslüman memlekette ziraatı ve yenilmesinin caiz olmadığı fetvası verilerek Yalova’daki tüm ağaçlar yakılarak tahrip edilmiştir. Böylelikle Türk tarihinin belki bu ilk modern tarım denemesi, bir grup yobaz tarafından durdurulmuş ve avokadonun tekrar ülkemize girişi ancak yaklaşık 250 yıl sonra olabilmiştir. Belki de bu anlayış avokado ağaçlarına galip gelmese, ülkemizin bir bölümü bu meşhur meyvenin üretim merkezi olabilirdi.