Bursa'nın Fethi İçin Stratejik Adım: Balabanbey Kalesi ve Tarihi Önemi
Bursa’nın Osmanlı İmparatorluğu için büyük bir öneme sahip olmasının arkasında, şehrin stratejik konumu ve Osman Gazi’nin fetih planları yatmaktadır. Gazi Osman Bey, Bilecik, İnegöl, Sakarya ve Yenişehir’den sonra gözünü Bursa’ya dikmişti. Ancak Bursa Kalesi’nin sarp kayalıklarla çevrili olması, kentin kolayca alınamayacağını gösteriyordu. Bu nedenle Osman Gazi, kentin iki önemli noktasına gözetleme kuleleri yaptırarak kuşatmayı sıkılaştırmayı planladı.
Osman Gazi’nin Fethettiği İlk Kale: Balabanbey Kalesi
Osman Gazi, Bursa’yı kuşatmak amacıyla şehre iki kale yaptırdı. Bunlardan biri olan Balabanbey Kalesi, 1303 yılında inşa edilerek Osmanlı ordusunun Bursa’yı abluka altına almasına olanak sağladı. Balaban Bey, tam 24 yıl boyunca bu kalede kalarak Osmanlı’nın Bursa’ya girmesine öncülük etti ve 6 Nisan 1326’da şehrin fethi buradan gerçekleştirildi. Osmanlı’nın Bursa’ya yaptırdığı ilk eser olan Balabanbey Kalesi, o dönem Osmanlı mimarisini yansıtan özgün yapısıyla dikkat çekiyor. Kale, moloz taş ve üç sıra tuğla ile örülmüş duvarları, kemerli kapı açıklıkları ve batı duvarında bulunan Bizans yapısıyla bağlantılı olduğu belirlenen yapısı ile geçmişin izlerini taşıyor.
Kalenin Mirası ve Geçirdiği Dönüşüm
Fetihten sonra uzun yıllar boyunca terkedilen Balabanbey Kalesi, 1870’li yıllarda Bursa’da İtalyan konsolosluğu yapan Teranyo adlı bir tüccar tarafından satın alındı. Konsolosun köşk yaptırdığı kale, sonrasında Ermeni Öksüzler Yurdu olarak kullanıldı. Bursa’nın kurtuluşunun ardından ise jandarma karargâhı olarak hizmet verdi. Günümüzde sadece batı ve kuzey duvarları kalmış olan bu tarihi kale, Milli Eğitim Lojmanları ve Balabancık İlköğretim Okulu’nun bulunduğu alanda yer alıyor.
Bursa Fetih Kutlamaları ve Osman Gazi’nin Vasiyeti
Osmanlı’nın mimari mirası olan Balabanbey Kalesi, 6 Nisan 2006 yılında gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının ardından Fetih Kutlamaları kapsamında resmi olarak açıldı. Kale’nin batı duvarına, Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi’ye verdiği vasiyetin işlendiği bir rölyef de eklendi. Osman Gazi, Bursa’nın fethinden önce oğlu Orhan’a bu kaleden Tophane surlarındaki Bizans manastırını göstererek, parlayan kubbesi için “Beni bu gümüşlü kümbete gömün” demiş ve bu, aslında Bursa’nın alınmasına dair bir buyruk olarak kabul edilmiştir.