Reenkarnasyon İnancı: Gerçek mi, Batıl mı? Ruh göçü, İslâm'a ne kadar uygun? Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan flaş açıklama geldi.
Reenkarnasyon Nedir?
Ruh göçü, ölümden sonra ruhun başka bir varlığa geçmesi anlamına gelir.
Hint kültüründeki ölümsüzlük düşüncesi ve kast sisteminden kaynaklanan bu inanç, batıl bir inanıştır ve İslâm'ın Ahiretle ilgili temel öğretilerinden farklıdır.
Hint inanışına göre iyi insanların ruhları öldükten sonra iyi varlıklara geçer. Kötü insanların ruhu da kötü varlıklara geçer.
Örneğin sürüngen bir hayvan olur. Böylece ölü başka bir varlığın bedeninde dünya hayatına devam eder.
Reenkarnasyon, tenasüh ve ruh göçü
Reenkarnasyon veya tenasüh, bir ruhun fiziksel ölümün ardından yeni bir bedene geçerek tekrar doğduğu inancını ifade eder.
Bu kavram, genellikle Güney Asya kökenli dinlerde (Hinduizm, Budizm ve Jainizm) ve bazı Batı mistik geleneklerinde önemli bir yer tutar.
İnanışa göre, ruh fiziksel bedenler arasında sürekli bir döngüde doğar, yaşar ve ölür, bu süreç karma yasası ile yönetilir ve ruhun yaptığı eylemler sonraki yaşamlarını etkiler.
Reenkarnasyonun Ana İnanç Esasları:
-
Ruhun Ölümsüzlüğü: Ruhun fiziksel bedenden bağımsız olarak var olduğu ve ölümsüz olduğu inancı. Bedenin ölümü ruhun sonu değil, yeni bir başlangıçtır.
-
Karma: Ruhun her bir yaşamında yaptığı iyi veya kötü eylemlerin, gelecek reenkarnasyonları üzerinde doğrudan etkileri olduğu inancı. İyi karma, daha iyi bir yaşam koşuluna, kötü karma ise zorluklara yol açabilir.
-
Döngüsel Yaşam (Samsara): Ruhun tekrar tekrar doğduğu sürekli bir yaşam ve ölüm döngüsü. Bu döngüden kurtuluş (mokşa veya nirvana), ruhun sonunda ulaşmayı hedeflediği ruhsal arınma ve aydınlanma durumudur.
-
Manevi Gelişim ve İlerleme: Ruhun her yeni yaşamında bir öncekinden elde ettiği deneyimlerle manevi olarak gelişme ve ilerleme imkanı bulduğu düşüncesi. Bu süreç sonunda ruh, maddi dünyanın ötesine geçebilir.
-
Evrensel Adalet: Reenkarnasyon inancı, evrende adaletin olduğu fikrini destekler. Her ruh, kendi eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşir ve bu, özünde bir adalet mekanizması olarak işlev görür.
İslam dininde ölümden sonraki hayat: Ahiret inancı
İslam dininde ahiret inancı, inancın temel direklerinden birini oluşturur ve Kuran’da detaylı bir şekilde açıklanır.
İslam’a göre hayat, sadece dünya hayatıyla sınırlı değil, ölüm sonrası bir yaşam vardır ve bu, insanın son ve ebedi varış yeridir. İşte İslam'da ahiret inancının temel ilkeleri:
1. Ölümden Sonra Hayat
- İslam, ölümün bir son değil, ebedi hayata geçişin başlangıcı olduğuna inanır. Bu geçiş, insanın bu dünyadaki amellerine göre değerlendirileceği yeni bir başlangıçtır.
2. Diriliş (Ba's)
- Kıyamet gününde tüm insanların ölümden diriltilerek yargılanmak üzere toplanacağına olan inanış. Kuran, bedenin ölümden sonra tekrar nasıl dirileceğine dair bilgiler sunar ve bu, Allah’ın kudretinin bir göstergesi olarak kabul edilir.
3. Mahşer (Toplanma)
- İnsanların hesap vermek üzere Allah'ın huzurunda toplanacağı gün. Bu gün, herkesin yaptığı her şeyin açığa çıkacağı ve hiçbir şeyin gizli kalmayacağı zaman olarak tasvir edilir.
4. Hesap Günü (Yevmü'd-Din)
- Her bireyin dünya hayatında işlediği amellerin tartılacağı ve herkesin adil bir şekilde yargılanacağı gün. İyi ameller ve kötü ameller mizan (terazi) ile tartılır.
5. Cennet ve Cehennem
- Ahiretteki iki ebedi varış yeridir. İyi amelleri ağır basanlar cennete, kötü amelleri ağır basanlar ise cehenneme gider. Cennet, sonsuz mutluluk ve huzurun yaşandığı, cehennem ise azabın olduğu yer olarak betimlenir.
6. Sırat Köprüsü
- Mahşer yerinden cennete gidenler ile cehenneme gidenlerin ayrıldığı, ince ve keskin bir köprüdür. İmanı sağlam olanlar bu köprüden geçip cennete ulaşırken, diğerleri düşüp cehenneme gider.
7. Adil Yargı
- Allah’ın sonsuz adaletiyle herkesin yaptıklarına göre adil bir şekilde yargılanacağı inancı. Hiç kimseye haksızlık yapılmaz ve herkes yalnızca kendi amellerinin karşılığını alır.
İslam'da Reenkarnasyon
İslam inancında reenkarnasyon reddedilir. İslam dininde ahiret inancı vardır. İslam akaidine göre; insan dünyada tek bir hayat yaşar ve ölümünden sonra sonsuz bir hayata geçerek Allah'ın huzuruna gider.
İslâm'a Göre Ruh Göçü
Yahudilik, Hristiyanlık ve İslâm’da Ahiret inancı vardır. Bir kimsenin ölümüyle ruhunun başka bir varlıkta yeniden bedenleneceği inancı SEMAVİ DİNLERDE yer almaz.
İslâm'ın ana kaynaklarından olan Kur’an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde, ölen bir kimsenin dünyaya tekrar geri dönemeyeceği, ahirette sonsuz hayata başlayacağı açıkça ifade edilmiştir.
Beden ölür ancak ruh ahirette yeni bir beden ile yolculuğuna devam eder. İslam inancına göre ölüm, sonsuz hayatta yeni bir başlangıçtır.
Müslümanın kaynağı Kuran ve sünnettir
Ruhun ve ölümden sonraki hayatın mahiyeti akıl yürütmeyle bilinemez. Ölüm ve sonrası hakkındaki bilgileri biz Kuran-ı Kerim'den ve Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadislerinden öğreniyoruz.
Ruhun ve ölümden sonraki hayatın mahiyet ve keyfiyeti, gaybî konulardan olup akıl yürütmeyle bilinemez. Bu tür konularda ancak bir Peygamber’in haber vermesiyle kesin bir yargıya varılabilir.
Kur’ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde “ruh göçü” ve benzeri bir anlayışı doğrulayan ya da buna işaret eden bir delil yoktur. Bilakis ölümden geriye dönüş olmadığı çok açık bir şekilde Kuran-ı Kerim ayetlerinde yer alır.
Berzah vardır
Kuran-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: “Onlardan birine ölüm gelince; ‘Rabbim, beni terk ettiğim dünyaya geri çevir, belki yapmayıp noksan bıraktığımı tamamlar, iyi işler işlerim’, der.
Hayır, bu onun kendi sözüdür. Diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten alıkoyan bir engel (berzah) vardır.” (el-Mü’minûn, 23/99-100)
Din İşleri Yüksek Kurulu Açıklaması
"İslâm'a göre "ruh göçü" ya da ölümden sonra ruhun dünyada başka bir bedene intikali, diğer bir varlıkta dünyada yeniden doğması veya bedenlenmesi inancı batıldır."
İslam dininde ölüm, kıyamet, diriliş ve ahiret inancı vardır. İslam'a göre her insan sadece bir kez yaşar ve ölümünden sonra yaptıkları amellerine göre hesaba çekilir.
İslam alimleri, Kuran ve sünnet rehberliğinde; ruhun ölümden sonra Allah'ın huzuruna çıkarılacağını ve Kıyamet Günü'nde bedenle birleşerek yeniden dirileceğini ifade ederler. Bu anlayış, Hinduizm veya bazı Budist mezheplerinde görülen reenkarnasyon anlayışından farklıdır.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu açıklaması, bu konuda net bir duruş sergiler.