Günümüzde birçok kişi dua etmenin asıl amacını ve şeklini unutmuş gibi görünüyor. Kabir ziyaretleri, adeta birer dilek kapısı olarak görülüyor ve bu durum, İslâm'ın temel öğretileriyle çelişiyor. Peki, gerçek İslâm'a göre dua nedir ve mezarlıkta dua nasıl yapılmalıdır? Bu haberde, dua etmenin doğru anlamını ve kabir ziyaretlerinde sıkça yapılan yanlışları ele alıyoruz.

Dua ve İslâm'daki Yeri

İslâm, dua etmeyi, Allah'a yönelik bir ibadet olarak tanımlar. Ancak, zamanla insanlar bu kutsal eylemi çeşitli batıl inançlar ve yanlış adetlerle karıştırmaya başladılar. Peki, İslâm'a göre doğru dua etmek nasıl olmalıdır?

İslâm'da dilek ve istekler sadece Allah'a arzedilir. Allah'tan başkasına sığınmak ve O'ndan gayrisinden mağfiret dilemek doğru değildir.

205-gencali-turbesi-sirnaz-saripinar-mahallesi-4d67aaaf-0c7f-496f-88ce-d85fa2c037e1

Dua: Allah ile Birebir İletişim

Dua, İslâm'da kişinin Allah ile doğrudan iletişime geçmesi olarak tanımlanır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S), dua etmenin, mü'minin silahı, dinin direği ve göklerin ile yerin nuru olduğunu söylemiştir. Bu bağlamda, dua; kişisel, içten ve samimi bir yakarış biçimidir.

İSHAKPAŞA TÜRBESİ (1)

Kabir Ziyaretlerinin Gerçek Anlamı

Kabirler, İslâm'da ölümü ve ahireti hatırlamak, dünyevi bağlardan sıyrılıp manevi bir uyanışa vesile olmak için ziyaret edilir. Ancak günümüzde birçok kişi, kabirleri adeta bir dilek yerine çevirmiş, kabir başında yapılan duaların daha etkili olduğuna inanmıştır. Oysaki, bu tür inançlar İslâm'ın özünden uzaktır.

Kimisi dua yapmak için türbelere, yatırlara koşuşturuyor. Kimisi de mezarlara elini yüzünü sürmekte, türbelerin eşik ve pencerelerini öpmektedir. Bu tür davranışlar İslam'ın ruhuna aykırıdır.

Bir kimse, "Falan yatıra gittim ona dua ettim o mübarek zata dua ettiğim için duam kabul oldu" derse bu caiz değildir.

Kabir başına varınca, ölenlerin ruhuna Kur'ân okumak, okunan Kur'ân'ın sevabını mevtaların ruhuna "Allah rızası için" armağan etmek caizdir ve sevaptır. Ancak, "Duam falan kabre, türbeye, yatıra gidersem kabul olacak" inancı yanlıştır.

Ziyaret edilecek en mübarek kabir Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) Medine'de Mescid-i Nebi'deki kabridir. Bunun gibi diğer peygamber Efendilerimizin, Ashab-ı Kiramın, Allah dostlarının, anne babamızın, akrabalarımızın kabirlerini ziyaret etmek, bu ziyaret vesilesi ile ölümü, ahireti düşünmek ve Kuran okumak sevaptır.

Kabi̇r Türbe Turbe Tari̇h (4)

Yanlış Anlaşılan Adetler ve Batıl İnançlar

Birçok insan, kabirlerde ve türbelerde adeta birer tapınma hareketleri yapmaktadır. Bu, İslâm'da kesinlikle yasaklanmış ve yanlış olarak kabul edilen bir davranıştır.

"Malesef görüyoruz ki; türbelere, kabirlere giden birileri, orayı adeta bir piknik yerine çeviriyorlar. Yeme ve içmeler yapılıyor, adaklar dağıtılıyor. Kur'ân ve mevlitler de okunuyor. Fakat dua bittikten sonra, bazı türbelerin bahçelerinde salıncaklar kurulup şarkılar söyleniyor. Zevk ü sefa yapılıyor. Bu yanlıştır ve İslâm adabına uygun değildir." ( Yaşayan Hurafeler- Kemaletin Erdil) 

Gerçekten dua etmek isteyen bir mümin, Allah ile konuşur gibi, içten dua etmelidir. Unutmayın, gerçek dua, yürekten ve samimi bir şekilde yapıldığında, en güçlü iletişim biçimidir.

KASIMEFENDİ CAMİİ (3)

Yüce Allah Mü'min Sûresinde şöyle buyuruyor: "Bana dua edin ki size karşılığını vereyim.." Mü'min Suresi, Âyet: 60

"Ey Muhammed kullarım beni sana sorarlarsa, bilsinler ki, ben şüphesiz onlara yakınım, Benden isteyenin dua ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlar da davetimi kabul edip bana inansınlar, doğru yolda yürüyenlerden olsunlar." Bakara Suresi, Âyet: 186.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S) bir hadislerinde:"Kabirleri ziyaret edin çünkü ziyaret sizi dünyada zahidâne yaşatır, size ahireti hatırlatır, sizi gafletten uyandırır " buyurmuşlardır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)buyuruyorlar: "Dua, mü'minin silahıdır, dinin direğidir, göklerin ve yerin nurudur. Dua, ibadettir. Darlık zamanında Allah'ın kendisine yetişmesini isteyen kimse, genişlik zamanında çok dua etsin. Genişlik zamanında dua etmek kadar Allah 'a hoş gelen birşey yoktur. Allah fazl 'u kerem sahibidir. Bir adam ellerini O 'na kaldırırsa, onları boş olarak geri çevirmekten utanır

"Dua, ibadetin özüdür" "Şüphesiz ki Allah,ısrar ile dua eden kulunu sever"( Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S)

KASIMEFENDİ CAMİİ (6)

Dua, her zaman yapılabilir. Ancak Ramazan, Arefe, Bayram, Cuma günleri özellikle seher vakitleri ile, namaz sonlarında, secde aralarında, İftar, Sahur vakitlerinde, ezan okunurken yapılan dualar daha makbuldür.

Dua; bağırıp çağırmadan, sesi fazla yükseltmeden huzur ve huşu ile yapılmalıdır. 

Duanın kabul olması için; haram yememek, hak yememek, kul hakkına girmemek, kime kötülük yapmışsak ondan helallik almak, herkese iyilik düşünmek, ibadet ve taata yönelmek, samimi olmak icabeder.

Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar

Kaynak: Yaşayan Hurafeler- Kemalettin Erdil