Bozkırın Tezenesi: Neşet Ertaş
Türk halk müziği efsanesi Neşet Ertaş, "Bozkırın Tezenesi" unvanıyla tanındı ve vefatının 12. yılında anma törenleriyle yad ediliyor.
Yaşamı boyunca Anadolu insanının acılarını, sevinçlerini, aşklarını ve hasretlerini türkülerinde dile getiren Ertaş, geride bıraktığı eserlerle Türk müziğine unutulmaz bir miras bıraktı.
NEŞET ERTAŞ
Kırşehir'in Çiçekdağı'ndan Sanat Dünyasına:
Neşet Ertaş, 4 Mart 1938'de Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesine bağlı Abdallar/Kırtıllar köyünde dünyaya geldi. Babası, halk müziğinin önemli isimlerinden Muharrem Ertaş'tı. Küçük yaşta babasından bağlama çalmayı öğrenen Neşet, kısa sürede müzik yeteneğiyle dikkat çekmeye başladı.
Kendine has bağlama tekniğiyle dikkat çeken Ertaş, ilk plağını 14 yaşında "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" türküsüyle çıkardı. Bu başarısının ardından Türkiye'nin dört bir yanında tanındı.
Almanya'da tedavi gördü
Gurbet Yollarında Bir "Abdal"ın Hikayesi:
Babasıyla birlikte Anadolu'nun çeşitli yerlerinde, düğünlerde ve köy odalarında çalarak geçimini sağlayan Neşet Ertaş, genç yaşta gurbet hayatıyla tanıştı.
Ankara, İstanbul, Adana gibi büyük şehirlere göç eden Ertaş, bir yandan müziğini icra etmeye devam ederken, bir yandan da hayatın zorluklarıyla mücadele etti.
Bir süre İstanbul ve Ankara'da müzik kariyerine devam eden sanatçı, Almanya'ya da yerleşti ve burada tedavi gördü. Ancak sanatına ara vermeden türkülerini seslendirmeye devam etti.
Devlet Sanatçısı" unvanını reddetti
"Garip" Bir Sesin Yükselişi:
1957 yılında Ankara Radyosu'nda düzenlenen bir yarışmada birinci olan Neşet Ertaş, adını geniş kitlelere duyurmaya başladı. "Garip" mahlasını kullanan sanatçı, sade ve yalın bir dille yazdığı türkülerle Anadolu insanının duygularına tercüman oldu. "Neredesin Sen?", "Yalan Dünya", "Gönül Dağı" gibi unutulmaz eserler bu dönemde bestelendi.
Neşet Ertaş, Abdallık kültürünü temsil eden son büyük isim olarak kabul edildi ve "Devlet Sanatçısı" unvanını reddetti. Hayatı boyunca 400'ün üzerinde albüm ve plak yayımladı.
Gönül Dağı: Neşet Ertaş
Mütevazılığın ve Samimiyetin Simgesi:
Neşet Ertaş, sanat hayatı boyunca mütevazılığından ve samimiyetinden ödün vermedi. "Ben halkın sanatçısıyım, onların arasında olmalıyım" diyerek lüks mekanlarda sahne almaktan kaçındı, halk konserleri vermeyi tercih etti. Giyim tarzıyla, sade yaşam biçimiyle ve "bozkırın tezenesi" olarak anılmaktan gurur duydu.
Ertaş, 25 Eylül 2012'de İzmir'de 74 yaşında hayatını kaybetti. Eserleri ve hayatı Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitapta toplandı ve en bilinen albümleri arasında "Gönül Dağı", "Zahidem" ve "Gurban Olduğum" yer alıyor.
Türk Halk Müziğinin Ölümsüz Sesi
Neşet Ertaş, geride bıraktığı yüzlerce türkü ve mütevazı kişiliğiyle Türk halk müziği tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Eserleri, bugün hala milyonlarca insan tarafından sevgiyle dinleniyor, sesiyle Anadolu'nun bozkırlarından yükselen o "garip" ve özgün nağmeler hiç susmadan yankılanıyor.