Albert Einstein 76 yaşında öldü
Albert Einstein, 20. yüzyılın en büyük dehalarından biri olarak tarihe geçti. Görelilik teorisi ve birçok bilimsel katkısıyla dünya çapında tanınan Einstein, 1955 yılında hayatını kaybettiğinde, ardında sadece bilimsel çalışmalarını değil, aynı zamanda gizemli ve tartışmalı bir miras da bıraktı.
Yapay olarak ömrü uzatmak tatsız
17 Nisan 1955'te, 76 yaşında olan Albert Einstein, iç kanama teşhisi ile Princeton Hastanesi'ne kaldırıldı. Ameliyatı kabul etmeyerek ailesine ve sağlık ekibine şunları söyledi: "İstediğim zaman gitmek istiyorum. Yapay olarak ömrü uzatmak tatsız. Ben de üzerime düşeni yaptım, gitme vakti geldi. Bunu zarafetle yapacağım" 18 Nisan sabahı, hayatını kaybetti.
Beyni Çalan Adam: Dr. Thomas Stoltz Harvey
Einstein'ın ölümünün ardından, Princeton Hastanesi'nde yapılan otopsi sırasında Dr. Thomas Stoltz Harvey, Einstein'ın beynini çaldı.
Otopsi sırasında patolog Dr. Thomas Harvey, Einstein'ın kafatasını keserek açmış ve çalışma için beyni çıkarmıştı.
Harvey, ünlü dahinin beyninin incelenmesi gerektiğine inanıyordu ve bu beynin bilim dünyası için büyük bir hazine olacağını düşünüyordu. Ancak, bu kararını Einstein'ın ailesinden izin almadan verdi. Uzun bir süre boyunca, 45 yıl, Harvey beynin çoğunu bir kavanozda tuttu.
Dr. Thomas Stoltz Harvey, Beyni çalmakla kalmadı, aynı zamanda onu 240 farklı parçaya böldü ve çeşitli araştırma merkezlerine gönderdi.
Hastaneden kovuldu
Hırsızlık olayından kısa bir süre sonra Dr. Thomas Stoltz Harvey çalıştığı hastaneden kovuldu. Bu süreçte karısıyla da arası bozuldu, kimse de ona iş vermek istemedi. Sonunda Kansas’ta bir laboratuvarda çalışmaya başladı. Einstein’ın beyni elma şarabı kasasında saklanıyordu.
Diğer insan beyinlerinden farklı olup olmadığını anlamak istedi
Harvey'in amacı, Einstein'ın beyninin yapısal olarak diğer insan beyinlerinden farklı olup olmadığını anlamaktı. Ancak, yıllar süren araştırmaların sonuçları beklendiği gibi olmadı. Bazı araştırmacılar, Einstein'ın beyninin belirli bölgelerinin normalden farklı olduğunu ve bu farklılıkların onun olağanüstü zekâsına katkıda bulunmuş olabileceğini öne sürdü. Diğerleri ise, bu bulguların kesinlikle bilimsel bir temele dayanmadığını savundu.
Hafif ve küçük bir beyin
İnceleme sonucunda görüldü ki, Einstein'ın beyni, ortalama bir yetişkin erkeğin beyninden biraz daha hafif ve küçüktü. Alt parietal bölgesi, ortalama bir beyinden %15 daha büyüktü. Einstein’ın beyni, 76 yaşındaki birinin beyninde olması gereken değişiklikleri taşımıyordu.
Einstein'ın ailesi bu hırsızlığa çok üzüldü
Einstein'ın beyninin çalınması, sadece bilimsel dünyada değil, aynı zamanda ahlaki ve etik açıdan da büyük tartışmalara yol açtı. Beynin çalınması, bilimsel araştırmalar için kişisel hakların ihlal edilip edilmeyeceği konusundaki etik soruları gündeme getirdi. Einstein'ın ailesi, beyin üzerinde yapılan bu izinsiz işlemlerden dolayı büyük bir üzüntü ve öfke yaşadı. Sizce, bilim uğruna kişisel haklar göz ardı edilebilir mi?
Çaldığı beyni iade etti
Yıllar sonra, Dr. Harvey, Einstein'ın beynini geri vermeye karar verdi. Einstein'ın beyni, ailesinin isteği doğrultusunda Princeton Üniversitesi'ne geri gönderildi. Ancak, beyin üzerinde yapılan araştırmalar ve ortaya çıkan bulgular, bilim dünyasında hala tartışılmaya devam ediyor.
O meşhur beyin şimdi nerde?
Einstein’ın beynine ait son parçalar günümüzde, Amerika Birleşik Devletleri’nin Pensilvanya eyaletinin Philadelphia şehrinde bulunan The Mütter Museum at The College of Physicians of Philadelphia isimli müzede sergileniyor.