Yıllardır vergi ve ceza adaletsizliğinden yakınan bir ülkeyiz.

Rahmetli Turgut Özal"ın icat etmiş olduğu katma değer vergisi sayesinde ülkede yaşayan herkes otomatik olarak vergiye bağlandı.

Hatta çocuğunuz marketten bir sakız aldığında bile farkında olmadan devlete vergi ödemiş oluyor.

Evet yanlış okumadınız 5 yaşındaki çocuktan bile vergi alıyor bu devlet.

Gelirinin yüzde %80 nini vergilerden sağlayan bir devlet için harika ve sürdürülebilir bir icat.

Ancak bu ne kadar adil.

Satın alınan her üründen, küçücük çocuktan da, dar gelirliden de, yüksek gelirliden de aynı verginin alınması çok da etik değil kanaatimce.

Aynı şey uygulanan trafik cezalarında da  maalesef böyle.

Yaptığım küçük bir araştırmada İsviçre’de Trafik cezalarının mal varlığı üzerinden hesaplandığını gördüm.

Yani Şahin’le yapılan hız cezasına 1000 lira ceza ödeniyorsa mal varlığı iyi biri aynı suçu Ferrari işlediğinde 100 bin lira ceza ödüyor.

Pekü;

İyi söylüyorsun da mal varlığı tespiti  nasıl yapılacak, hadi diyelim onu yaptın verginin adaletli bir şekilde uygulanmasını nasıl sağlayacaksın? Diye soracak olursanız;

Biraz fütüristik belki de ütopik bir projem var.

Dijital para.

Fiziksel olarak tüm paranın tüm ülkede yasaklandığını düşünün.

Tüm paralar E-Devlet üzerindeki bir uygulamaya aktarıldı.

Emekli maaşları, çalışan maaşları, tüm alışverişler bu uygulama üzerindeki karedod ile yapılacak.

Örneğin markete bir dar gelir gitti ve bir ekmek aldı, uygulamaya bu vatandaşın dar gelirli olduğunu daha önceden tanımladığınız için ekmeği vergisiz beş liradan alacak. Aynı örnekte bir sanayicinin aynı ekmeği satın alırken yüzde 20 vergi ödediği göreceksiniz.

Üstelik vergi direk olarak devlete intikal edecek.

Aynı şey trafik cezaları ödenirken de yapılacak.

Hemen celallenmeyin.

Kredi kartlarını da ilk zamanlar böyle bakmıştık ancak şimdilerde piyasada nakitten çok kartlar dönmeye başladı.

Bu fikrimi fazla uçuk bulabileceğinizden endişe etmiyorum zira “Deniz altında 20 bin Fersah’ın” yazarı Jules Verne denizaltısına “Nautilus” adını verdiğini ve yıllar sonra icat edilecek denizaltına bu romanın ilham verdiğini ve ilk yapılan denizaltının adının da “Nautilus” olduğunu unutmayın lütfen.

Adaletli ve mantıklı vergiler dilerim hepinize.

Editör: Fırat Çelik