Singapur’da yetkililer, Balefire adı verilen 3.0 versiyonu bir yapay zeka sistemini kullanarak sigara içenleri tespit etmeye başladı. Bu sistem, özellikle sigara içmenin yasak olduğu alanlarda, sigara içen bireyleri gözlemliyor. Balefire, kişileri sigara içerken tespit ettiğinde, gerçek zamanlı olarak yerel yasal yetkililere bildirimde bulunuyor, böylece yetkililer hızla müdahale edebiliyor.
Singapur, yapay zeka ile sigara içenleri tespit ediyor
Balefire’in geliştiricisi Pye Sone Kyaw’a göre, bu yapay zeka sistemi, sigara içme yasağının olduğu bölgelerde sigara içenleri tespit etmek için oluşturuldu. Sigara içmek yasak olan yerler, çoğunlukla kapalı alanlar, parklar, eğitim kurumları, yüzme havuzları ve hatta yaya köprüleri gibi birçok farklı alanı kapsıyor.
Yanlış yerde sigara içme durumunda 148 dolara kadar para cezası uygulanabiliyor ve dava durumunda bu miktar beş katına çıkabiliyor. Yapay zeka sisteminin karşılaştığı zorluklardan biri, sigara gibi küçük nesnelerin uzaktan doğru bir şekilde tespit edilmesi.
Balefire, daha etkili tespit için kişilerin kafa özelliklerine odaklanarak, gözlem süresince kişileri sürekli takip edebiliyor. Sistem, yanlış alarmları azaltmak için kendisini sürekli olarak geliştiriyor ve geliştiriciler, sistemdeki farklı durumları, örneğin kask takan kişileri veya yemek yiyenleri, manuel olarak ekleyerek doğruluk oranını artırmaya çalışıyor.
Bu sistem Türkiye’ye gelir mi?
Balefire gibi yapay zeka tabanlı gözetleme sistemlerinin Türkiye’ye gelip gelmeyeceği, Türkiye’nin teknolojik kabiliyetleri, yasal düzenlemeleri ve kamu politikaları ile yakından ilgili. Eğer Türkiye, halk sağlığı ve yasal düzenlemeleri desteklemek için benzer teknolojilere yatırım yapma konusunda istekli ve hazırsa, bu tür sistemlerin Türkiye’de de uygulanabileceğini düşünmek mümkün.
Ancak bu, sadece teknolojik bir mesele değil, aynı zamanda etik, yasal ve toplumsal faktörleri de içeren karmaşık bir karar sürecini gerektiriyor. Bu teknolojinin insanların özel hayatına müdahale boyutu Avrupa’da tartışma konusu olabilir, çünkü Avrupa’da, soruşturma önlemlerinin derinliğinin, ihlalin ciddiyetiyle orantılı olması gerektiği bir ilke bulunuyor.