Biraz da Gülelim

-Konuşmalarımın, örneklerimin her öznesi "Ben" olmayacak. "Ben böyle  yaptım", "Ben var yaaa...", "Ben meslekteyken" demeyeceğim.

-Her muhabbete  atlayıp durmadan anılarımı anlatmayacağım. Açılan her konuyu kendi anıma dayandırmayacağım. Anıları da abartmayacağım. Unutup aynı anıları tekrar tekrar anlatmamak için çevremdekilerden  yardım  isteyeceğim.  Kibarca, "evet, daha önce anlatmıştınız" diyenleri duymazdan  gelmeyeceğim.

-Restoranda, yolda gürültü yapan gençlere, çocuklara bakıp "cık cık cık"  yapmayacağım, asabi asabi kafa sallamayacağım.

 * Kimseye "gençliğinizin kıymetini bilin" demeyeceğim. Zaten  bilmeyeceklerini unutmayacağım.

-Bir olayı anlatmam 2 saat sürmeyecek. Kısa giriş, mümkünse az gerekçe ve  hemen sonuç...

*Her konunun en doğrusunu bildiğimi sanmayacak, daha da önemlisi bunda  diretmeyeceğim.  Sinirli olmayacağım.Kendimi sevimli sanmayacağım.  Karşı fikirlerle karşılaştığımda hırçınlaşmayacağım.

-Tanıdıkların iş yerlerine  10 dakikadan fazla kalmayacağım.  Hele hele, "siz işinizi yapın ben çayımı içerim" deyip saatlerce  oturmayacağım.  Telefon açmadan emrivaki yapıp kapılarına dayanmayacağım.  Çok konuşmayacağım, çok konuşmayacağım, çok konuşmayacağım.

-Hayatı kendi yaşadıklarımdan ve duyduklarımdan ibaret sanmayacağım.  Herkesi kendim gibi emekli sanmayacağım.

Telefon edip direk konuya dalmayacağım, "Müsait misin?" diye soracağım. Telefonlarıma cevap verilmediğinde, ısrarla aramaya devam etmeyeceğim.  Müsait olmadığını düşünüp, hemen alınmayacağım. Arkadaşlarımı ve arkadaşlığı ihmal etmişsem, bu saatten sonra yalnız kalmama uğruna kurulacak arkadaşlıkların kalitesine de çok dikkat edeceğim.

-Acımasız olmayacağım...  "Ben nasıl yaptım, onlar da yapsın efendim!" demeyeceğim.  İnsanın kırk yaşına kadar geçen yıllarının bir kitap, geriye kalan  yıllarının da o kitabın eleştirisi olduğunu savunmayacağım.  Ama hem savunmayıp hem de uygulamayacağım. 

-Mümkünse yaşadığım şehrin en kalabalık merkezine yerleşeceğim.          

-Bu listeyi de saklayıp her sene yeni maddeler ekleyeceğim.

* Gençlerle konuşurken "ben sizin yaşındayken" diye söze başlamayacağım.  Sırf yaşımdan dolayı saygı görmeyi beklemeyeceğim.

* Kimseye "içimdeki çocuk"tan bahsetmeyeceğim. 

-Gençlerin heyecanlarını hafife almayacağım. Onlara sürekli  sabretmelerini  söylemeyeceğim.

-Çocuk büyütmek üzerine uzmanlık yapmayacağım.  Herkesin  aynı karakterde  olduğunu farz edip onlara bu doğrultuda akıl vermeyeceğim.

-Kopya kâğıtlı, sabit kalemli dönemden daktilo makinesine geçişi çağdaşlaşma sanıp, birdenbire bilgisayarla karşılaşınca ürkmeyeceğim.

SÖZ VERİYORUM!

HEPİMİZE İYİ YAŞLANMALAR!  İYİ YAŞLAR…

ABDÜLVASİH DURAN