Yazının icadından önce indirildiği kabul edilen bu kitapların nasıl muhafaza edildiği ve nesilden nesile nasıl aktarıldığı uzun süredir merak konusu olmuştur.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konudaki son açıklamasıyla, kutsal kitapların varlığı ve yazının icadı arasındaki ilişki yeniden gündeme geldi.
Yazının icadından önce indirildiğine inanılan kutsal kitaplar, din ve bilim arasında ilginç bir kesişim noktası oluşturuyor. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu'nun son açıklamasıyla merak edilenler yanıt buluyor.
Kutsal Vahiyler ve İlk Peygamberler
Allah Teâlâ'nın insanlara hidâyet için gönderdiği vahiyler, peygamberler aracılığıyla iletilmiştir. (Şûra 42/51)
İlk insan Hz. Âdem (a.s.) ile başlayan bu sürecin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.s.)'dir. Kitaplara iman, Peygamberlere gelen ilahi vahiylerin varlığına ve doğruluğuna inanmaktır.
İlahi Kitaplar ve Sahîfeler
Kur'ân-ı Kerîm, Allah tarafından indirilen tüm kitaplara inanmayı emreder.
Biz Müslümanlar, Zebur, Tevrat, İncil ve Kuran başta olmak üzere Allah'ın, peygamberleri aracılığı ile gönderdiği tüm kitap ve sahifelere ayrım yapmadan inanırız. (Bakara, 2/4)
Kuran-ı Kerim'de Kitap kelimesi, hem yazılı metinleri hem de sözlü vahyi kapsar. Suhuf kavramı, Arapça'da İslam öncesi dönemde mektup, hukukî sözleşme ve şiir anlamında da kullanılmıştır.
“Kur'ân-ı Kerîm, ismi bilinen kutsal kitapların dışında Hz. İbrahim (a.s.) gibi diğer peygamberlere de sahîfeler/suhuf verildiğini haber vermektedir.” (el-‘A‘lâ, 87/19)
Yazının İcadı ve Kutsal Metinlerin Kayda Geçirilmesi
İnanç sistemlerine göre, yazının icadından çok önce insanlığa rehberlik etmek amacıyla kutsal kitaplar indirilmiştir.
Bu durum, birçok kişi tarafından bilimsel verilere aykırı olarak değerlendirilse de, yeni bilimsel araştırmalar mevcut tarihin yeniden yazılmasına ışık tutmaktadır.
Yazının M.Ö. 3500 yıllarında Sümerler tarafından icat edildiği kabul edilse de, bu bilgi daha önce yazının olmadığı ve kullanılmadığı anlamına gelmemektedir.
Tarihi kaynaklara göre; Dört büyük kitabın döneminde yazının var olduğu kesindir. Sümerler'den önce gelen ilahi kitap ve suhufların da yazılıp okunduğunu Kuran ve sünnet kaynaklı bilgilerden öğreniyoruz.
Sümerler'den önce de yazı vardı
Din İşleri Yüksek Kurulu bu konuda şu açıklamayı yapmıştır: "Günümüzde ulaşılan bilimsel veriler doğrultusunda yazının, M.Ö. 3500 yıllarında Sümerler tarafından icat edildiği kabul edilmektedir. Bu bilgi, arkeolojik bulgulara ve bilimin imkânlar dâhilinde ulaşabildiği diğer verilere dayanmaktadır. Ancak bu durum Sümerlerden önce kesin olarak yazının olmadığı anlamına gelmemektedir. Bu itibarla yazının tarihçesine ait bu bilgiler esas alınarak vahye dayalı kutsal kitapların kayda geçirilmesiyle ilgili kesin bir hüküm vermek doğru değildir."
Sümerlerden önce yazının olmadığını iddia eden görüşe göre: Hz. Âdem (a.s.), Hz. Şît (a.s.) ve Hz. İdris (a.s.) gibi peygamberlere indirildiği kabul edilen sahîfeler, sözlü olarak aktarılmış olabilir.
Sonuç olarak, kutsal kitaplar ve sahîfeler yazının icadından önce de vardı. Mecvut tarih vahyi, peygamberleri ve kutsal kitapları yok saydığı için yazının icadı ve kullanımı konusunda yanılgıya düşmektedir.
Yazının Sümerler tarafından bulunduğu bilgisi kesin ve nihai bilgi değildir. Yeni buluşlar ve bilimsel araştırmalar, Sümerler öncesinde de yazının kullanıldığına işaret etmektedir.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!