Çalışanlar mevcut rollerindeki performanslarını artırmak için yapay zekayı (AI) kullanımına yöneldi. Yapay zeka araçları giderek günlük iş hayatımızın bir parçası haline geldi. Uluslararası işe alım ve danışmanlık şirketi Michael Page, yapay zeka araçlarıyla ilgili Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa ülkelerini kapsayan bir araştırma yaptı. Yakın zamanda yaklaşık 3 bin 500 kişi ile yapılan araştırmaya katılan profesyonellerin neredeyse yarısı yapay zeka araçlarını kullandıklarını söyledi.
Özellikle iş bulmak, üretkenliklerini artırmak veya rutin görevleri otomatikleştirmek için yapay zeka araçlarından yararlandıklarını ifade ettiler. Araştırma yapay zekanın çalışma hayatını yeniden nasıl şekillendirdiğini ve dijital çağda hala insan dokunuşunun neden vazgeçilmez olduğunu da gösteriyor.
Profesyonellerin kullandığı yapay zeka araçlarından bazıları ise şöyle sıralanıyor: Sohbet robotları ve Siri, Cortana ve Google Assistant gibi akıllı asistanlar da dahil olmak üzere etkileşimli yapay zeka yaygın olarak benimsenmiş durumda ve profesyonellerin yüzde 41'i tarafından sıklıkla kullanılıyor. Veri analizi, bulut güvenliği ve ihlal önleme araçlarını içeren işlevsel yapay zeka da radarınıza girmiş olabilir.
Profesyonellerin yalnızca yüzde 34'ü bu araçları sık kullandığını belirtirken yüzde 44'ü bunları işlerinde en azından bazen kullandığını belirtiyor. Veri taraması yoluyla öneriler ve bilgiler sağlayan analitik yapay zeka araçları profesyonellerin yüzde 30'u tarafından en azından ara sıra kullanılıyor. Üretken yapay zeka, yazılı ve görsel içerik oluşturma konusunda uzman. Araştırmaya katılan profesyonellerin yüzde 37'si ChatGPT ve Bard gibi araçları kullanıyor. Bu durum ise yapay zekanın işyerindeki yaratıcı yeteneklerden giderek daha fazla kabul gördüğüne işaret ediyor.
Faydaları kadar, riskler de var
İşyerinde yapay zekanın rolünü araştırırken, yalnızca kullanımını değil, çalışanlardan tarafından nasıl görüldüğünü anlamak da önemli. Araştırmaya katılanların yüzde 65'i yapay zekanın kendilerini daha verimli ve üretken kıldığını belirtirken, yüzde 49'u tekrarlanan görevleri otomatikleştirme konusunda yapay zekaya güveniyor.
Örneğin, akıllı e-posta filtreleri ve önceliklendirme asistanları gibi yapay zeka araçları, gelen kutularını yönetmek için harcanan saatleri önemli ölçüde azaltarak büyük resme odaklanmak için daha fazla zaman kazandırabiliyor. Yapay zekayı iş hayatına dahil etmek her zaman sorunsuz ilerlemiyor. Profesyonellerin yüzde 50si insan muhakemesi ve sezgisi gibi özelliklerden yoksun olması nedeniyle yapay zekaya güvenmekte temkinli davranıyor. Yapay zekanın veriler konusunda ne kadar iyi olsa da insanların karmaşık karar verme süreci ve duygusal zekasıyla henüz boy ölçüşemeyeceğini unutmamak gerekiyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 42’sinin gizlilik ve veri güvenliği, yüzde 34’ünün olası işten çıkarılma, yüzde 26’sının etik ile ilgili sorunlarda yapay zeka ile ilgili endişeleri bulunuyor. Bu endişelere rağmen araştırmaya katılan profesyonellerin çoğunluğu yapay zekayı oyunun kurallarını değiştirecek bir araç olarak görürken yüzde 18’i bu teknolojinin çok abartıldığını ve sektörlerini önemli ölçüde etkilemeyeceğini düşünüyor.
“İnsan muhakemesi hâlâ önemli”
Michael Page Teknoloji İş Birim Direktörü Deniz Çakirgil Sezen, yapay zekanın işlerde fark yaratıyor olsa da insan iç görüsünün önemli rolünün yerini almayı henüz başaramadığını belirtiyor. Özellikle işyerinde karmaşık sorunları anlamak, yaratıcılığı teşvik etmek ve yapay zekanın yapamayacağı ilişkiler kurmak için insan muhakemesinin önemine dikkat çekiyor. Deniz Çakirgil Sezen işe alım süreçlerinde insan faktörünün hala kritik bir rol oynadığını ve bu süreçte bireysel iletişimin büyük önem taşıdığını belirterek, “Bu noktada insan kaynakları uzmanları, adaylarla bireysel iletişim yoluyla duygusal zeka ve insan ilişkilerindeki özel yeteneklerini kullanır. Böylece adayların motivasyonlarını, kültürel uyumlarını değerlendirir. Şirket için en uygun adayı seçmek konusunda bu durum hayati önem taşır” diyor.