Murat Altın'ın köşe yazısı


Merhaba İnegöl'ün güzel insanları! 
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.

İnegöl, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle bölgesinin gözde şehirlerinden biri. Fakat İnegöl'ün yalnızca yer üstüyle sınırlı olmadığını, bir de yer altına bakmamız gerektiğini biliyor muydunuz?

İnegöl'ün zenginliği, yer üstündeki tarihî yapılarının ve doğal güzelliklerinin yanı sıra, yer altında gizli kalmış bir hazineyi de barındırıyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk dönemlerinden itibaren Bursa ve çevresi, özellikle maden yatakları açısından büyük önem taşımış.

İnegöl yöresi, gümüş ve demir cevheri bakımından oldukça zengin. Hatta, Osmanlı'nın Bursa'daki darphane için ihtiyaç duyduğu gümüş madeni, uzun yıllar boyunca İnegöl'deki madenlerden temin edilmiş.

Turguteli bölgesi, hem demir hem de gümüş madenlerinin çıkarıldığı ana merkezlerden biri olarak tarihe geçmiş.

 Maden Köyü adını,  bu zengin maden yataklarından almıştır. Köy, yer altı kaynaklarının bol olduğu Turguteli bölgesinde yer almakta ve bu alan tarih boyunca birçok farklı madenin çıkarıldığı bir merkez olmuş.

Cevher Lala Karyesi, Kırmiç Karyesi, Kırağu Pazarlu, Hordonî ve Demirci Pazarlu adıyla yâd edilen mezra ve karyeler de bu yöre içinde bulunmaktadır.

Bu yöre dışında Çardak Deresi’nde bakır, kurşun, çinko, Sülüklügöl Köyü yöresinde antinon ve altın, Tahtaköprü yöresinde ise vollastonit maden cevherine rastlanmıştır.

Bu yörelerde elde edilen maden cevherini eritmek için gerekli olan odunları toplama imtiyazı, Baba Sultan köylülerine aitti. Bu hizmetleri sebebiyle Baba Sultan köylüleri, tekâlif-i divaniye denen devlet vergisinden muaf idi.

İnegöl'ün yer altı kaynakları yalnızca madenlerle sınırlı kalmıyor; kaplıca ve maden suları da bu zenginliğe dahil. Oylat Kaplıcası, İnegöl'ün termal turizmdeki çekim merkezlerinden biri.

İnegöl sınırları içindeki maden suları, içerdikleri mineraller sayesinde sağlık turizmi için de büyük bir potansiyale sahip. Özellikle Çitli maden suyu, dünya çapında bilinen ve tercih edilen bir marka haline gelmiş durumda.

İnegöl'ün yer altı zenginlikleri, sadece ekonomik değer taşımakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin tarihine ve kültürüne de ışık tutuyor.

Gelecek yazılarımızda kaplıca ve maden suyu üzerine daha fazla detay paylaşacağız.

İnegöl'ün yer üstü kadar, yer altı zenginliklerine de sahip çıkılması gerektiğini unutmayalım.

Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!