Tefsir dersinin hocası çok değer verdiği öğrencileriyle o gün Kur'an'ın 105.suresi olan FİL Suresini işleyeceklerdi.

Dersin hocası ve talebeleri Kur'an'ı tefsir ederken hiçbir zaman Kur'an'da geçen hadiseleri olmuş bitmiş olaylar olarak değil kıyamete kadar benzer olaylar için de geçerli olduğunun bilici içindeydiler.Ve Kur'an ayetlerini tefsir ederken her zaman şu iki hususa göre anlamaya çalışırlardı:

1-Kur'an ne diyor?

2-Kur'an ne demek istiyor?

Kur'an'ın ne dediğini anlamazsanız Kur'an'ı idrak etmeniz mümkün değildir.Buna karşılık Kur'an'ın ne demek istediğini de anlamazsanız ayetleri günümüze ve geleceğe taşıyamazsınız.

O günkü Fil Suresini de aynı bakışla anlamaya çalışacaklardı.Önce surenin mealini okudular:" Bismillahirrahmanirrahim. Rabbinin, fil sahiplerine ( fille desteklenmiş orduya) ne yaptığını görmedin mi? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar atan ebabil kuşları gönderdi. Nihayet onları yenilmiş ekin yaprakları haline getirdi."(Fil,1-5).

Bu surede Kur'an ne diyordu? Bu sure Hz.Muhammed'in (sav) doğduğu yıl gerçekleşen ve o yıla fil yılı adını veren olay Ebrehe'nın Ka'be'yi yıkma girişimini konu alıyordu.
Ebrehe, Yemen'i bir ticaret merkezi haline getirmek ister ve de bu nedenden kendine de Ka'be'yi rakip olarak görür.

Koca bir fil ordusuna sahip olan Ebrehe, filleriyle beraber Ka'be'ye doğru ilerler.Kabe'de yaşayanlar korku içerisinde beklemeye başlar ve sabaha karşı Ebrehe, Mekke'ye doğru ilerler. Mamud denilen büyük fil, şehre yakınlaşınca yere çöker, kalkması için çok uğraştıkları halde kalkmaz ve diğer filler de kaçmaya başlarlar.
Daha Sonra kırlangıç sürüsüne benzer kuşlar (Ebabil Kuşları) Ebrehe'nin ordusuna saldırıp telef ederler ve onları yenilmiş ekine çevirirler.

Dersin hocası ve değerli öğrencileri sureyi anlamış Kur'an'ın ne dediğini öğrenmişlerdi.

Sıra bu sure ile Kur'an ne demek istiyor? sorusuna cevap aramaya gelmişti.

Surenin işlendiği günlerde Yahudi İsrail ve onun işbirlikçisi büyük şeytan ABD Müslümanların ilk kıblesi olan,

Miracın merkezi ve Peygamberler şehri olan Kudüs'u işgal (Başkent edinme ) kararı almışlardı.Ancak unuttukları bir şey vardı.Ebabil kuşlarını akıllarına getirememişlerdi.

Özgür dünyanın 128 ülkesi (Ebabil kuşları) zalim Ebrehe (Netenyahu) ve iri Fili (Trump) nin üzerlerine çakıl taşlarını (tepkilerini) dökmüşlerdi ve onların şeref ve haysiyetlerini yenilmiş ekin gibi darmadağan etmişlerdi.Artık özgür dünya (Ebabil kuşları) isteyen her zalimin istediği gibi cirit atamayacağını Ebrehe'ye ve onun iri filine göstermişlerdi.

Dersin hocası ve çok sevdiği öğrencileri ayetlerin kıyamete kadar baki olduğuna ve ayetlerin yeri geldiğinde aynı tazeliğini koruduklarına hep şahit olmuşlardı.Ayetleri okudukça imanları ve güvenleri artıyordu:" Mü'minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O'nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler."(Enfal,2).

Kadir Suresini işlerken "...Bilir misin nedir Kadir gecesi? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır..." ayetinin de ne demek istediğini öğrenmişlerdi.Mü'minlerin ciddi ve samimi olarak bir gecelik gayretleri kafir ve hainlerin bin aylık hilelerini boşa çıkartır.Nitekim bütün milletimiz de bunun canlı şahidi olmuştu.

15 Temmuz'un bir gecesi, Fetö'cü hainlerin 40 yıllık çalışmalarından daha hayırlı olmuş ve yıllarca hazırladıkları tuzakları bir gecede yerle bir olmuştu.

Derslerini şu dua ile bitirdiler:"Bütün bu olumsuzlukları ferasetiyle ve güvendiği halkıyla beraber bertaraf eden Dünya Lideri REİS'imizi Rabbimiz her türlü kaza,bela ve musibetlerden muhafaza etsin.

Rabbim Büyük İmam Hatip'liye uzun ömürler hayırlı hizmetler nasip etsin.Allah'a emanet olsun,Allah yar ve yardımcısı olsun."