Milletçe 31 Mart 2024  tarihinde yapılacak olan büyük güne hazırlanıyoruz. Hepimizin dilinde “Kavli Dua”, birbirimizi uyararak doğruyu göstermekle de ”Fiili Dua” görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.Siyasetle ilgilenmiyorum demek “Ben koyunum kim beni sürerse sürsün fark etmez” demektir ki buda bilinçli bir insanın akıl karı değildir.

     O büyük seçim gününü tefekkür etmediğimiz gün yok gibidir.Yine o günü düşünürken birden kendimi oy vereceğim mekanda gördüm.Masanın üzerinden EVET mührünü ve uzunca oy pusulasıyla oy verme kabinine girdim. Ve kime “EVET” diyeceğimi düşünmeye başladım.

     Bir  mü’min olarak Yüce Kitabımızı düşündüm.Kur’an bizden düşünmemizi ve aklımızı kullanmamızı istiyordu.Çünkü doğru oy vermek DUA yerine,yanlış oy vermek ise BEDDUA yerine geçiyordu.Hemen imdadıma şu ayetler yetişti:

-“Düşünesiniz diye Allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır.”(Bakara,242).

-“İşte Allah, düşünesiniz diye âyetlerini size böyle açıklar.” (Nur,61).

-“…Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.” (Yunus,100).

     Bu ayetleri düşündükten sonra oy pusulası üzerindeki isimlere göz gezdirmeye başladım. Oy pusulası üzerindeki isimlere bakarken küçük bir iki parti ismine rastladım.Onlarla adeta şöyle konuştum.

-”Mevcut hükümeti ve belediyelerini yıkmak için elinizden geleni yapıyorsunuz.Peki bu hükümet giderse onun yerine siz gelebilecekmisiniz?” Cevap  belliydi:

-HAYIR.

       Ne yazık ki İstikrar ve huzurun yerine Din ve Diyanet karşıtı insanlar gelecektir.

       Oy pusulasına bakmaya devam ederken birden dışarıda kuyrukta bekleyenlerden şunu duydum.

-”Lütfen acele edelim çok işimiz var”. 

      Evet çok işimiz var gerçekten acele etmek  gerekiyordu.Önümüzdeki beş yılı ehil olmayan insanlara vermemek için acele etmek lazımdır.Çünkü henüz işlerimiz bitmemişti ve şu işlerimizi daha da  sağlama almamız gerekir:

-Başörtüsünden dolayı üniversite kapısından geri çevrilen  kızlarımıza,

-Katsayı probleminden dolayı üniversite  hayali yıkılan  imam hatipli gençlerimize,

-Başörtüsüyle resmi kurumda çalışması mümkün olmadığı için iş bulamayan yüzlerce  bacımıza,

-Evinde beş,on kişi ile sohbet ettiği için ‘İrticai Faaliyette Bulunmak’ suçundan alıp götürülen  mü’min kardeşlerimize,

-Direkt olarak ‘İslam’ diyemedikleri için (Batı Çalışma Grubu tarafından)  ‘İrtica-Mürteci’ damgası yapıştırılan binlerce Müslüman kardeşimize,

-Resmi dairelere girerken parmağındaki gümüş yüzüğü çıkartmak zorunda kalan memur kardeşlerimize,

-Namaz kıldıkları tespit edilmeleri halinde hakkında çeşitli müeyyideler uygulanan yine sayısını bilemediğimiz kamu çalışanlarımıza,

-Sahipleri Müslüman olduğu için şirketlerine ‘İRTİCA’ damgası vurulup kapatılmak veya yurt dışına çıkmak zorunda bırakılan onlarca ticari şirketlerimize,

-İrticai faaliyette bulundukları gerekçesiyle hakkında soruşturma ,açılan ,okulları değiştirilen, emekliliğe zorlanan veya istifa etmek zorunda bırakılan yüzlerce öğretmenimize,

-Kapanan/kapatılan Kur’an kurslarımıza,bitirilen hafızlık müesseselerimize sahip çıkacak bir isim lazımdır. 

-Dünyada ki bütün Müslüman kardeşlerimize destek verecek, bütün Ümmetin ümidi olan ismi bulmuştum. 

         Ve hiç düşünmeden “Ya Allah,Bismillah” diyerek Ak günlere,Ak geleceğe ,Ak bir nesil için Huzur ve İstikrar için EVET mührümü vurdum.

ABDÜLVASİH DURAN