Bir ev düğüne hazırlanırken o evde temizlik ve onarım yapılır, yeniden boyanır ve eksik ne varsa giderilir. Aynen bunun gibi mü’min de ramazan ayına hazırlanırken Recep ve Şa’ban aylarıyla nefsini temizler, Ramazana da temiz bir şekilde girmeye çalışır.
Bu mübarek aylara ‘Üç Aylar ‘diyoruz. Bu üç aylarda insanın ruhu daha hassas olur, hele Ramazan ayında ruh temizliği zirveye çıkar ve suç oranları azalır. Fakir fukara, garip guraba bu aylarda daha çok sevinme fırsatı bulur.Bu aylarda insan vücudu araba ve makinalar gibi yıllık bakıma alınır ve manen cilalanır.
ÜÇ AYLAR BAŞLIYOR
İşte anlatmaya çalıştığımız bu üç aylara Allah nasip ederse yarın (Cuma) itibariyle ulaşmış olacağız.
REGAİB KANDİLİ NE ZAMAN?
Bu akşamda (Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece) inşallah Regaib Kandilini idrak etmiş olacağız.
Yüce Rabbimiz bu mübarek ayları ve geceleri bizlere hayırlara vesile kılsın. Bu aylarda kazanacağımız manevi dereceleri bu aylar bittikten sonrada kaybetmemeye gayret gösterelim.
ÜÇ AYLARA ÖZEL PEYGAMBER DUASI
Üç aylara girerken Resulullah(sav) şöyle dua ederdi:”ALLAHÜMME BARİK LENA Fİ RECEBE VE ŞA’BAN VE BELLİĞNA RAMADAN”
(Allah’ım Recep ve Şa’ban aylarını bizlere mübarek kıl ve bizleri Ramazana ulaştır.)
KANDİLDE YAPILACAK EN ÖNEMLİ ŞEY
Bu mübarek aylara girerken başta yapmamız gereken şey şüphesiz tövbe ve istiğfardır.
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: ”Allah çok tövbe edenleri ve çok temizlenenleri sever” (Bakara,222)
Ayet-i Kerime bizlere tövbe etmenin de bir tür (manevi)temizlik olduğunu Allah’ın, her iki temizliğe de özen gösterenleri sevdiğini bizlere hatırlatmış oluyor.
Kur’an-ı Kerim de yüce Allah: “Ey iman edenler! Samimi bir tövbe ile Allah’a tövbe edin(dönün)”(Tahrim,8) buyurarak tövbenın nasıl olması konusunda bizlere yol göstermiştir.
Buna göre tövbenin Allah katında makbul olması için şu konulara dikkat etmemiz gerekir:
1-Dilimiz’ Estağfirullah’ derken, kalbimizden de pişmanlık duymamız gerekir. Derin nefes alırken ‘Of Allah’ım of’ yerine ’Af Allah’ım af’ demeyi alışkanlık haline getirelim.
2-Bugüne kadar hangi konuda günah işlemişsek bundan sonra onu tersine çevirmemiz gerekir. Örneğin ‘dilimizi’ günahta kullanmışsak bundan sonra dilimizi sevap ve hayırda kullanalım. Yine aynı şekilde bu güne kadar malımızı ve paramızı günah işlerde harcamışsak bundan sonra onları hayır ve hasanatta harcayalım.
Zamanımızı, gözümüzü, kulağımızı, elimizi, ayağımızı v.s. bütün varlığımızı hayra çevirelim.Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ancak, kim haksızlık eder,sonra,işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa,bilsin ki ben çok bağışlayıcıyım,çok merhamet sahibiyim.”(Neml,11)
3-Allah’ın mağfiretine nail olmanın bir yolu da Resulullah’ın (sav) sünnetine uymaktır.Yüce Allah bu konuda şöyle buyuruyor: “(Resulüm!) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”(Al-i İmran,31)
4-Allah’ın af ve mağfiretine nail olmanın bir yolu da ibadetlerin özüne sadık kalmaktır. Yani ufak tefek bahanelerle ibadetleri aksatmamaktır.
5-Allah’ın af ve mağfiretini isterken diğer yandan kişinin kendisinin de bağışlayan biri olması gerekir.Yani bir yandan Allah’tan mağfiret isterken öte tarafta kendisi haksızlık ve zülüm yaparsa bu çelişki olur.Resulullah(sav) bizlere bu konuda örnektir.Amcası Hz. Hamza’yı (ra) şehit eden Vahşiyi bile bağışlamıştı.Yine Resulullah(sav) şöyle dua etmişti: “Ey Allah’ım kimin için beddua etmişsem o bedduayı rahmet ve mağfirete çevir”
6-Tövbelerimizin kabulü için şeytandan uzak durmamız gerekir.Yüce Rabbimiz bu konuda bizi şöyle uyarıyor:”Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder.Allah ise katından bir mağfiret ve lütuf vaat eder.Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir. “(Bakara,268).Şeytanın en büyük kozu fakirlikle korkutarak helal ve harama dikkat etmememizi istemesi ve bizleri hayır yapmaktan alıkoymasıdır.
7-Tövbelerimizin kabulü için nefsin isteklerine uymamamız gerekir.Yüce Rabbimiz Hz.Yusuf’un (as) dilinden bizleri şöyle uyarıyor: “Nefsimi temize çıkarmıyorum, çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder.”(Yusuf,53)
Büyüklerimiz her zaman ‘Allah’ım bizi nefsimizle baş başa bırakma’ diye dua ederlerdi.
Her namazdan sonra ’Estağfirullah’ deriz.Bunun hikmeti ve anlamı şudur:’Allah’ım sana ibadet ettim diye nefsim kendine bir pay çıkardıysa Estağfirüllah. Allah’ım senin şanına yakışır bir ibadet yapamadıysam ‘Estağfirüllah.’
(Abdulvasih DURAN)