Günümüz bilimi ile Kuran-ı Kerim arasında ilginç paralellikler bulunmaktadır. Nahl Suresi'nin 66. ayetinde geçen kan dolaşımı ve sütün oluşumu ile ilgili ifadeler, modern bilimin anlayışıyla büyük bir uyum içerisindedir.
Ayet, yaklaşık 1400 yıl önce, sindirim ve kan dolaşımı bilgileri henüz bilinmezken, sütün oluşum sürecinine dair çok önemli bir noktayı anlatmaktadır.
Sütün Biyolojik Yapısı ve İlmi Keşifler
Tarihsel Perspektiften Sütün Fizyolojik Oluşumu
İslam alimi İbn-i Nefis, 1242 yılında, William Harvey ise 1616 yılında kan dolaşımını detaylı olarak açıklamıştır. Kuran-ı Kerim'in sütün bileşenleri hakkındaki açıklamaları ise, bu bilimsel keşiflerden yüzyıllar önce gelmiştir ve modern anlayışla büyük bir uyum içerisindedir.
Kan ve Sindirim Sisteminden Sütün Oluşumu
Süt bezlerinin, kan yoluyla taşınan besin maddeleri ile beslenmesi ve bu sürecin süt üretimine nasıl katkıda bulunduğu, modern bilim tarafından desteklenen bir gerçektir. Kuran-ı Kerim'in bu süreci işaret etmesi, bilimsel verilerle uyumludur.
İşte O ayet-i kerime:
Bilime ışık tutan Kuran-ı kerim ayetleri:
"Elbette hayvanlarda da sizin için ibretler vardır. Size onların karınlarında sindirilmiş gıdalar ile kanın arasından, halis, boğazınızdan kolaylıkla kayan bir süt içirmekteyiz." (Nahl Suresi 66. ayet)
"Süt bezine kan akışı, meme fonksiyonu için son derece önemlidir. Tüm süt öncüleri kandan gelir." - Modern Bilim
Kur’ân’daki bu ayet, bu kavramlara uygun olarak süt bileşenlerinin kaynağını tanımladı.
Ayet-i Kerime'nin indiği dönemde kanın, sindirilmiş gıdalardan ayrışmış besinleri meme salgı bezlerine taşıdığı, meme salgı bezlerinin de kendilerine ulaşan bu ham maddeleri işleyerek süt ürettiği bilinmemekteydi.
Yeni Çağda Kuran ve Bilim
Modern bilim ve Kuran-ı Kerim arasındaki bu tür paralellikler, bilimin ve İslam dininin birbirini tamamlayıcı yönlerini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, Nahl Suresi'nin 66. ayetindeki bilgilerin, bilimsel keşiflerle uyumu düşündürücüdür.
İnsan, ne hayvanın karnındaki yarı sindirilmiş besini, ne de hayvan kanını doğrudan tüketemez. Tükettiğinde ciddi zehirlenmelere hatta ölüme yol açar. Allah (c.c.), yarattığı biyolojik sistemler ile temiz, sağlıklı, mükemmel bir gıdayı insanların faydasına sunmaktadır. Böylece insanların doğrudan tüketemeyeceği kan ve yarı sindirilmiş besinden içilir nitelikte, besleyici süt yaratılmaktadır.
Bilim adamları, sindirim işleminde bağırsak muhtevasından elementlerin kana taşınarak bambaşka bir sistemin alt yapısını oluşturduğunu tespit etmişlerdir.
Bilim adamlarının tespitlerine göre: "Süt bezine kan akışı, meme fonksiyonu için son derece önemlidir. Tüm süt öncüleri kandan gelir. 1 litre süt üretmek için memeden 500 litre kan geçmesi gerekir. Bir inek günde 60 litre süt ürettiğinde, süt bezinden 30.000 litre kan dolaşır."
Kan vücut içinde dolaşıp dokuların ve organların muhtaç oldukları gıda maddelerini ve gereken oksijeni taşımaktadır. Böylece imal edilen sütün oluşmasında da kanın rolü çok büyüktür. Süt bezleri de diğer vücut dokuları gibi kan yoluyla kendilerine getirilen sindirilmiş gıdalarla beslenirler.
Ayet-i kerimede sütün, bu besin artığı ile kan arasında bir konumda oluştuğu belirtilmektedir. Süt, vücuttaki besin artığının bulunduğu sistem ile kana taşınan besinlerin arasından gelmekte, bunlara asla karışmamakta ve kimyasal yapı ve özellikleriyle onlardan farklı bir değer taşımaktadır.
Adeta süt ile kan ve besin artığı arasına Allah’ın kudretiyle bir perde çekilmekte, sütün bunlara karışarak bozulması önlenmektedir.
WhatsApp’ta Genç Gazete kanalını takip edin:
https://whatsapp.com/channel/0029Va9sUvv7YSdBkk9nnX0G
KANALI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
NASIL TAKİP EDEBİLİRSİNİZ ?
Eğer bu yazıyı mobil web tarayıcıdan ya da uygulamadan okuyorsanız BURAYA tıklayarak abone olabilirsiniz.
Whatsapp İhbar Hattımıza haber göndermek için;
0532 696 30 57