Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden olan Aydın’da son günlerde etkili olan yağışlar nedeniyle buğday hasadı hareketliliği geç de olsa başladı.
Sabahın ilk saatleri ile buğday tarlalarına gelen üreticiler, ürünlerini biçmeye başlarken, tarlada kalan mahsullerinin akmaması için adeta zamanla yarışıyor.
Aydın genelindeki barajların doluluk oranlarının düşük olması ve kuraklığın beklenmesi sebebiyle son günlerde etkili olan yağışlar çiftçileri sevindirse de hasat için bekleyen buğdayların hasat tarihini erteletti.
Bölge çiftçisi yağmurların kesilmesi ve tarlaların kuruması için beklerken Aydın’da buğday hasat sezonu yağışlar nedeniyle gecikmeli olarak başladı. Sabahın erken saatlerinde biçerdöverin tarlaya girmesi ile birlikte mahsuller toplanırken, hasadı yapılan buğdaylar kamyonlara yüklenerek Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yolunu tuttu.
TMO’da bu sene uygulanan randevu sistemi ise üreticiler tarafından olumlu olarak karşılansa da yağışlar sebebiyle uzayan hasat sezonunda buğdayların daha fazla tarlada kalmadan ve kayıp yaşanmadan mahsullerin bir an önce toplanmasını isteyen üreticiler, randevuların ileri tarihlere sarkması sebebiyle ya hasadı bekleterek mahsul kaybı yaşayacaklarını ya da tüccarların verdiği düşük fiyattan ürünü satmak zorunda kalacaklarını belirtti.
“Buğday bekledikçe dökülebilir”
Buğdayın beklemeye gelmediğini ve zamanında hasat edilmesinin önemli olduğunu belirten üreticilerden Halil Özer; “2023 buğday sezonumuz başladı. Herkese hayırlı uğurlu olsun. Bereketli buğdaylar dileriz. Yağışlardan dolayı biraz gecikmemiz oldu ama olsun yağış da önemli. Hala daha yağışlarımız devam ediyor.
Görülmemiş bir yıl bu. Yani Haziran ayında her gün yağış görülmesi bu zamana kadar görülmemiş bir şey. Tabi herkes biran önce buğdayını kaldırmak istiyor. Çünkü buğday beklemeye gelmez yani her an dökülebilir. Yağışta dökülebilir. Ayrıca rutubet olayı var biraz, ondan da sakınca olabiliyor. Rutubeti önleyemeyiz. Yağışlar devam ettiği sürece bekletmek zorundayız buğdayı. Hava şartlarından dolayı oluşan bir rutubet” dedi.
Buğdayda devletin verdiği fiyatın güzel olduğunu belirten Özer; “Toprak Mahsulleri Ofisi’nin randevu sistemi, çok güzel oldu aslında. Çünkü yığılma olmuyor. Herkes sırası geldiğinde gidiyor. Aynı doktor randevusu gibi. Öbür türlü olduğunda yığılma oluyor ofislerimizde. Millet birbirine giriyor. Onun için bu sistem iyi oldu.
Herkes sırası geldiğinde buğdayını biçtirip gönderiyor. Fiyatımız da dışarıya göre daha güzel. Mesela dışarıda 5 bin 500 liradan bahsediyorlar şu anda ama TMO desteklemesiyle beraber ayrıca yol ücreti de veriyor. TMO’nun fiyatı destekleme ve yol ücreti desteği ile kiilogramda 9,5 lirayı buluyor. Genel olarak çok iyi olmayabilir ama günümüz şartlarında devletimizin ofisinin verdiği fiyat daha güzel yani” dedi.
“Bir günde bile akmalar olabiliyor”
Bu sene buğday rekoltesinde düşüş yaşanabileceğini ifade eden üreticilerden Ahmet Solak ise “Bu sene mevsimsel olarak biraz problemliydi. İlk başta çiftçi, Ocak-Mart aylarında yağmuru çok bekledi. Yeterli miktarda yağış olmadığı için önce kurak oldu. Daha sonra Mayıs ve haziran yağışları iklim şartlarını değiştirdi.
İklim şartları değiştiği için hasat arkaya kaldı. Hasatta biraz verim kaybı bekliyoruz. İnşallah hasadımız düzgün olur. Ege’de bu sene ortalama rekolteyi 550-600 kilogram arasında bekliyoruz” dedi.
Tüccarların devletin belirlediği fiyatları daha aşağıya çekmeye çalıştığını ve devletin bu fırsatçılığa mahal vermemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Solak; “TMO’nun randevu sistemi iyi oldu ama şu ara hasat yoğunlaştığı için bir birikme oluştu. TMO’da biraz beklemeler de olunca çiftçi tarlasında buğdayını hasat edemiyor. Hasat edemediği için bu buğdayda bir günde akmalar meydana geliyor.
Yani buğday daneleri toprağa düşüyor. Herhalde 2-3 güne kadar bu problemin çözüleceğinden eminim. Aşamayacağımız hiçbir şey yok. Çünkü devletimiz hep arkamızda. Bu sene fiyatlarımız iyi, bir hafta sonra da fiyatların daha da yerine oturacağını düşünüyorum.
Yalnız tüccarlar çok iç açıcı fiyat vermiyor. Devletin belirlediği fiyattan 2,5-3 lira aşağıya almaya çalışıyor. Böyle olunca fırsatçılık doğuyor. Devletimizin bunlara fırsat vermemesi lazım. Çiftçinin tek derdi bu. Çiftçi bazen satmaya mecbur kalıyor. Başka hiçbir problem yok” şeklinde konuştu.