Dede yetimi kime denir?
Dede yetimleri, yani babaları dedelerinden önce vefat etmiş çocuklar...
Halk arasında kullanılan “dede yetimi” terimi, İslam miras hukukunda, ölenin, kendisinden önce ölmüş çocuklarının oğlunu veya kızını, yani ölenin torununu ifade eder.
Dede yaşarken, torunlarının babası olan oğlu ölmüş. Gün gelmiş dede de ölmüş. Bu dedenin mirası var, dededen önce ölmüş oğlundan kalma yetim torunları da var. İslam hukukunda bu torunlara dede yetimi denir.
Babaları öldüğü için mirastan pay alamayan bu torunlar ne yapacaklar?
Yakın akraba, uzak akrabanın mirastan pay almasını engeller
İslam miras hukukunda geçerli olan “yakın akrabanın uzak akrabayı mirastan engellemesi” kuralı uyarınca, ölen kişinin çocukları hayatta olduğu sürece torunları mirasçı olamaz. Bu durum, klasik İslam hukukçuları tarafından net bir şekilde ortaya konmuştur.
"Ölen kişinin çocukları varsa, torunları mirasçı olamazlar. Bu durum, "yakın olan akrabanın uzak akrabayı hacbetmesi" prensibine dayanır."
Peki babaları öldüğü için yetim kalan ve mirasta yeri olmayan bu torunların mirasta hiç mi hakkı yok?
Bazı İslam hukukçuları torunlar için vasiyeti zorunlu görür
“Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması size farz kılındı.” (el-Bakara, 2/180)
İslam hukukçuları arasında bu konuda bir görüş birliği olmasa da, bazı âlimler dedeleri hayatta iken babaları vefat etmiş torunların mağdur edilmemesi gerektiğini savunur.
Bakara Suresi 180. ayet-i dikkate alan bu âlimlere göre, dede yetimlerinin mirastan pay alabilmeleri için dedenin, torunlarına, vefat eden evladının mirastaki payı kadar bir miktarı vasiyet etmesi gerekmektedir. Ancak bu vasiyet, malın üçte birini aşamaz.
Son dönem âlimleri, el-Bakara suresinin 180. ayetinden yola çıkarak, dede yetimlerine vasiyetin vacip olduğunu savunmuşlardır. Bu yaklaşım, Kur'an-ı Kerim'in vasiyet ve miras konusundaki genel tavsiyeleriyle uyumlu görülmektedir.
"İslâm hukukçuları, dedeleri hayatta iken babaları ölen çocukların mağdur edilmemeleri gerektiğini vurgulamışlar. Bu çerçevede, dedenin vefat etmiş evladının miras payı kadarı veya malın üçte birini torunları için vasiyet etmesi gerektiği öne sürülmüştür. Bu görüş, İbn Hazm ve İbn Kudâme gibi âlimlerin yorumlarına dayanmaktadır."
Mirasçı olmayan yakın akrabaya vasiyet edilmesi tavsiye edilir
Kuran-ı Kerim, miras dağıtılırken mirasçı olmayan kimselere de mal verilmesini tavsiye etmektedir. En-Nisâ suresi 4/8. ayette, mirasçı olmayan yakın akrabalara da miras malından bir şeyler verilmesi emredilmektedir. Bu nedenle, dede yetimlerinin mirastan pay alması, Kur’an’ın bu tavsiyesine uygun düşmektedir.
Dedenin vasiyet etmeden ölmesi halinde vasiyet edilmiş sayılır mı?
Bazı İslam âlimleri, dedenin, vasiyet etmeden ölmesi durumunda bile torunlara vasiyet etmiş gibi kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bu görüşe göre, dede yetimleri, dede hayatta iken gerekli vasiyet yapılmasa bile, mirastan bir pay alma hakkına sahiptir.
Kul hakkını unutmayalım
Sonuç olarak dede, ölen çocuğunun miras hakkını torunlarına vasiyet etmelidir. Dede de vasiyet etmeden önce ölürse, diğer kardeşler ölen kardeşin miras hakkını çocuklarına vermelidir. Kul hakkının ihmal edilmemesi açısından en doğru uygulama budur.
Bir kere babaları ölen yetim çocuklar, herkesten önce hayatta olan dede ve amcalarına emanettir. Hele hele onlara bakacak durumda olan yetişmiş abileri yoksa geçim ve nafakalarından dede ve amca gibi yakın akrabalar sorumludur.
Böyle bir durumda olan yetimleri mirastan mahrum bırakmak, miras vermeyip muhtaç durumda bırakmak Kuran ahlakına ve emirlerine aykırıdır. Mirasçılar, ölen evlatları yaşasaydı mirastan alacağı payı dikkate alarak yetim kalan çocuklarına bu payı vermeliler. Bu hem en doğru davranışlardan hem de en büyük sadakalardandır.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!