Hac kimlere farzdır?
Hac, İslam'ın beş temel esasından biri olup hem bedeni hem de mali bir ibadettir. Sağlık, servet ve yol emniyeti yönünden haccetme imkânına sahip, hür, akıl sağlığı yerinde ve büluğ çağına erişmiş Müslümanlara farzdır.
Bu şartları taşıyan kişinin, imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir. Hayatında bir defa hac yapmış olan Müslümanın bir daha haccetmesi gerekmez; ancak nafile olarak hac yapabilir.
Günümüzdeki kota sınırlamaları sebebiyle müracaat ettiği halde kurada ismi çıkmadığı için hacca gidemeyen kimseler, hacca gitmeye imkân bulamadığı için borçlu olarak ölmüş olmaz.
Hac şartları nelerdir?
Hac için sağlık ve güvenlik şartı ön şarttır.
Kendisine hac farz olan kimsenin, haccını bizzat eda etmekle yükümlü olması için sağlıklı olması, tutukluluk veya yurt dışına çıkma yasağı gibi bir engelinin bulunmaması ve yolun güvenli olması şarttır.
Hac yolculuğuna katlanamayacak, ya da fiilen haccedemeyecek derecede hasta olanlar ile yaşlılar, hac kendilerine farz olsa bile, eda ile yükümlü değildirler. Bu durumda olanlar şartları oluştuğu takdirde bizzat haccederler. Eğer şartlar oluşmazsa kendi yerlerine bedel göndererek hac yaptırırlar.
Hacca yazılıp da kurada ismi çıkmayan veya yurt dışına çıkışla ilgili başka engellerden dolayı gidemeyen kişiler için bu da bir mazerettir.
“Haccın farz olması için hac günlerinde bu ibadetin ifa edileceği yerlerde bulunma imkânına sahip olmak gerekir.”
Umreye gitme imkanı olan kişiye hac farz olur mu?
Haccın farz olması için hac günlerinde bu ibadetin ifa edileceği yerlerde bulunma imkânına sahip olmak gerekir. Bu iki şarttan biri eksik olursa kişiye hac farz olmaz. Dolayısıyla haccın rükünlerini yerine getirme imkânı bulamayan kişilere haccın edası farz olmaz.
Hac erkânının yapıldığı günlerde değil de başka bir vakitte Mekke’de bulunan bir kimse hac günleri başlamadan oradan ayrılmak zorunda kalır ve hac vaktinde tekrar gitme imkânı bulamazsa, sırf Mekke’de bulunmuş olmasından dolayı kendisine hac farz olmaz.
Kâbe’yi gören veya umre yapan kimse eğer hac günlerine kadar orada kalma imkân ve fırsatı bulursa, orada kalır ve haccını yapar. Daha önce umre yaptı ya da daha önce Kabe'yi gördü diye kişiye hac farz olmaz.
Hac için mali yeterlilik şarttır
Bir insana haccın farz olması için zekât verecek konuma gelmesi şart değildir. Borcu ve aile fertlerinin her türlü ihtiyacı dışında hacca gidip gelecek kadar parası, malı mülkü ve imkânı bulunan kimseye, haccın farz olması için gerekli olan diğer şartları da taşıyorsa hac farz olur.
Hz. Peygamber'in, "Hac yapmayı farz kılan şey nedir?" sorusuna, "Azık ve binit." cevabını vermiştir. Dolayısıyla bir kimsenin aslî ihtiyaçları, varsa borcu ve bakmakla yükümlü olduğu insanların nafakası dışında hacca gidip geleceği sürede kendisine yetecek kadar yeme, içme ve barınma giderleriyle yol parasına sahip olması durumunda kendisine hac yapmak farz olur. Ayrıca nisap miktarı mala sahip olması gerekmez.
Demek ki kişi zekat verecek mala sahip değildir, ancak bir şekilde hacca gitme imkanı varsa, şartları tutuyorsa o kişiye hac farz olur.
Hac şartları ile ilgili özel durumlar
Çocuklarını bırakacak kimsesi olmayana hac farz olur mu?
Kendisine hac farz olan kimse, çocuklarını bırakacak hiçbir güvenli yer bulamaması halinde bu imkânı elde edinceye kadar hacca gitmekle mükellef olmaz. Böyle bir kimse imkân bulduğu ilk fırsatta gecikmeden bu görevini yerine getirmelidir.
Evlenme çağındaki çocuklarını evlendirmek için hacca gitmeyen günaha girer mi?
Sağlık ve servet yönünden haccetme imkânına sahip, hür, akıl sağlığı yerinde ve buluğ çağına erişmiş Müslümanların, ömürlerinde bir defa haccetmeleri farzdır. Bu şartları taşıyan kişinin, imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir.
Bu itibarla, kişinin evlenme çağında bekâr çocuğu da bulunsa, bu şartları taşıması halinde haccetmesi farzdır. Hacca gitmeyip de hac parasını çocuğunu evlendirmek için kullanırsa, hac yükümlülüğü üzerinden kalkmaz. Günaha da girmez. Bilakis çocuğunu evlendirmek sadakadır, büyük sevaptır. Kişi hacca gitmeyi değil de çocuğunu evlendirmeyi tercih edebilir.
Ancak düğünden sonraki hac dönemlerinde ilk fırsat bulduğunda bu farzı yerine getirmelidir.
ATB